Yaşar Yakış: Türkiye, elindeki kozları aşındırdığı için vaktiyle yapabilecek olduğu şeyleri yapamaz hale geldi

1

Dışişleri eski Bakanı ve Riyad Büyükelçisi Yaşar Yakış, Suudi Arabistan’daki gelişmeleri yorumladı.

“Bir kısmı rastlantı olabilir ama gördüğüm kadarıyla hepsi büyük resmin bir parçası.” diyen Yakış, yaşanılanları özellikle Muhammed bin Selman’ın yükselişinin yarattığı sorunlar olarak gördüğünü ifade etti.

Suudi Arabistan’ın er geç çağdışı yapıdan kurtulması gerektiğini dile getiren Yakış, Selman’ın Amerikalılarla da anlaşmak suretiyle böyle bir süreci başlatmaya arzulu olduğunun anlaşıldığını kaydetti.

Hürriyet gazetesine verdiği röportajda Yakış, şunları söyledi: “Suudi Arabistan toplumunda öyle başka güçler var ki yakın zamanda kral olacağını düşündüğümüz Veliaht Prens’in gücü yeter mi bu değişikliği yapmaya, bilmiyoruz. Bir kere toplumun kendisinin değişikliğe hazır olan kısmı var, hazır olmayan kısmı var. Hazır olan, Batı ülkelerindeki üniversitelerde iyi eğitim gören, oradaki hem demokratik yaşam ortamını hem de sosyal ilişkileri yaşamış kimseler var. O insanların tekrar Suudi Arabistan’a gelip buradaki sosyal hayata uyum sağlamada da güçlük oluyordu.

Bir de geriye kalan 20 milyon Suudi var. Onlar da günde beş vakit namazdan sonra camilerde üç aşağı beş yukarı IŞİD’in söylemlerine benzeyen vaazlarla yoğrulan insanlar. Bir de burada uzun süre içinde kurumlaşmış olan Faziletin Korunması ve Kötülüklerin Engellenmesi Yüksek Kurulu diye bir kuruluş vardı.

Kadınların başı açık dolaşmasını engeller. Yere kadar uzanan abayı giymedikleri takdirde sokakta çeviren, diplomatik plakalı araba bile olsa arabayı durdurup kadın ile erkeğin soyadları tutmuyorsa hakkında işlem yaparlar. Dolayısıyla toplumda bunların hepsi karşılıklı iletişim içinde. O yapının sarsılması gerekiyordu. Ama Muhammed bin Selman’ın gücünün yetip yetmeyeceği belli değil.

Suudi Arabistan önemli bir ülke. Petrolü yalnız başına en çok üreten ülke. Parayla yapabileceği şeyler çok. Amerika en etkilidir Suudi Arabistan üzerinde. Zaten değişmesi gerekiyordu ve böyle bir adam buldu. Ben Selman’ın bu değişikliğe inandığı kanaatindeyim.

Bir Suudlu’nun ‘ılımlı İslam’ı, kadınların sokakta yürürken ayaklarının topukları görünüyor mu, o kadının ayaklarına değnekle vurmayacaksın dediğinde ılımlı oluyor. Kadınların araba kullanmasını serbest bırakmak ya da… Suudi Arabistan öyle bir ülke ki fiziki altyapısına ABD ancak gelecek yüzyılda ulaşabilir. Zihni altyapı ise 1440 yıl öncesi. Ancak 1300 sene öncesine gelebilir. 1440’da Martin Luther King’in reformu oldu. Bir din 1440 yaşına gelince reforma ihtiyacı var. İslamiyet şimdi 1443 yaşında. Çağdaşlaşması lazım.

Bu çatışma İran ve Suudi Arabistan arasındaki çatışma haline dönüşürse Türkiye o zaman etkilenir. İyi ilişki sürdürmeye çalıştığınız iki ülke birbirine girmiş olur. Siz hangisini tercih edeceksiniz… Türkiye, elindeki kozları aşındırdığı için vaktiyle yapabilecek olduğu şeyleri yapamaz hale geldi. Türkiye çok etkili olamaz.

Ilımlı İslam fikrinin Amerika tarafından Muhammed bin Selman’a fısıldanmış olması mümkündür. Bu, Türkiye’de farklı şartlarda ortaya çıktı. Tunus’ta Türkiye’den de başarılı olarak uygulandı. (Yolsuzluk operasyonu) Güçlenen veya potansiyel gücü olan insanların önünü kesmek için yapılmıştır.

Suudi Arabistan’da bazı değişiklikler olacağı kesin gibi. Selman’ın ilk icraatı Yemen’e savaş ilan etmekti. Sonra bu ‘ılımlı İslam’ fikriyle ortaya çıktı. Şimdi tasfiye girişimlerinde bulunuyor. Bütün bunlar Suudi toplumunun çok kolayca kaldırabileceği şeyler değil. Şu ya da bu şekilde patlamalara neden olabilir. Bu helikopter düşmesi olayının da irtibatlı olabileceğine ihtimal veriyorum.

İranlıların Husileri desteklediği kesin. Yemen’de Husilerin şu ya da bu şekilde silah temin edip Suudlulara atması mümkündür. Bunu mutlaka İran bağlantılı görmek mümkün değildir. Böyle zamanlarda bahane aranıyorsa, oradan atılan bir füzeye daha şiddetli bir tepkiyle karşılık verebilir. O da bir tırmanmaya götürür.

Savaş, bir iddialı ya da ihtiraslı liderin yanlış adım atması yüzünden kolayca ortaya çıkabiliyor. Napolyon Moskova’yı zapt etmek için 450 bin kişilik orduyla gidip 45 bin kişiyle döndü. Hitler, Almanya’ya yaşam alanı lazım dedi, savaş başlattı, kaç milyon insan öldü. Liderler bazen ihtiraslarına yenilip bu tür yanlış işler yapabiliyorlar. Muhammed bin Selman da böyle bir maceraya girişebilir. Benjamin Netanyahu da kendi iktidarını ayakta tutabilmek için veya uluslararası camia tarafından haksızlığa uğrayan İran da buna benzer girişimlerde bulunabilirler.”

 

 

1 Yorum

  1. Zenci hareketi lideri martin Luther King 1440 yılında değil, 20. Yyda yaşadı. Kasa edilen martin Luther ise, Osmanlı tarafından destekleniyordu. Siyasi naksadlarla.
    Bugün ortaya çıkan çakma martin lutherleri acaba Osmanlı’nın dünya jandarmayı pozisyonunu üstlenen hangi güç destekliyor? Hangi maksatla?

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz