Yeni yasama yılı açıldı.. Erdoğan: Bizim Türkmen kenti olduğunu bildiğimiz Kerkük üzerinden ülkemizin tehdit edilmesine asla tahammül edemeyiz

0

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 26. Dönem 3. Yasama Yılı açıldı. Yeni yasama yılının açılışında Meclis Genel Kurulu’nda konuşan Erdoğan, şunları söyledi:

“15 Temmuz’da etten duvar ören vatandaşlarımız canını vermekten kaçınmamıştır. 15 Temmuz gibi felaketler ülkelerin birlikteliklerinin adeta test edildiği imtihanlardır. Biz devlet ve millet olarak bu imtihanı alnımızın akıyla verdik. Artık ülkemiz üzerinde karanlık emeller besleyenlerin işi çok daha zordur. Milletimiz oynanan oyunu görmüştür. 15 Temmuz artık bizim Malazgirt, İstanbul’un fethi, Dumlupınar gibi hepimizin ortak bir değeridir. Bu değere saygı duyan herkes milletimin gözünde yükselir. Bunu önemsizleştirmeye çalışan herkes de milletimizden hak ettiği cevabı alır. Darbenin doğrudan hedefi olan TBMM’deki partilerimizden çok daha fazla hassasiyet beklediğimi özellikle belirtmek istiyorum.

Türkiye 2019 seçimleri sonrası cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçecektir. Yasamanın yürütme organının tahakkümü altında olduğu gerekçesi böylece ortadan kalkmaktadır. Yasama yetkisi milletvekillerimizin uhdesinde bırakılıyor. Herhangi bir konuda yasa ile kararname çeliştiğinde geçerli olan yasa olacaktır. Yasamanın yürütme üzerindeki denetim yolları da açıktır. Hakimler Savcılar Kurulu’nun 13 üyesinden 7’si Meclis, 4’ü cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek. Yeni sistem güçler arasındaki ayrımı netleştirirken asıl kararı hep millete bırakıyor. Türkiye milli iradenin bu derece ön plana çıkarıldığı bir sisteme kavuşmuştur.

Uyum yasaları başta olmak üzere yeni sistemin hayata geçmesini sağlayacak düzenlemeler üzerinde derhal çalışılmaya başlanması gerekiyor. 2019’dan önce tüm bu hazırlıkları bitirmiş olmalıyız. Elimizdeki imkanı kapsamlı bir yönetim reformu haline dönüştürme fırsatını çok iyi değerlendirmeliyiz.

OHAL’e yönelik bir takım nitelemeler kabul edilebilir

Her anlamda tarihi bir süreçten geçiyoruz. Bu karmaşık dönemde herkesin bir hesabı bir yol haritası vardır. Ülkemizi her alanda dünyanın en büyük 10 devletinden biri haline getirme hedefinden en küçük bir taviz vermedik. Bu yılın ilk yarısındaki ortalama büyümenin yüzde 5,1 olması izlediğimiz kararlı politikanın göstergesidir. Bu olumlu ivmenin her geçen ay artarak süreceği gözlenmektedir. Hükümetten beklentim kamu mali disiplininden taviz vermeden vatandaşın hayatını kolaylaştıracak tedbirlerin alınması.

FETÖ’nün devleti ele geçirmek için tüm kurumlar üzerinden yaptığı saldırıları milletimizle birlikte boşa çıkardık. Hiçbir siyasi ve kişisel çıkar terör örgütlerine destek anlamına gelecek bir söylemi mazur gösteremez. Yüksek yargı kurumlarından savcılara kadar tüm yargı sisteminin yıpratılması anlamına gelecek tutumları asla doğru bulmuyorum. OHAL’e yönelik bir takım nitelemeler kabul edilebilir değil. Olağanüstü tehditlerde karşı karşıya olduğumuzu kim inkar edebilir. Bugüne kadar terör örgütleri ve mensupları dışında OHAL’den zarar gören olmamıştır.

Referandumun herhangi bir karşılığı yoktur

Sınır ötesi operasyonlar, işbirliği ile adım adım ilerliyor. Astana uzlaşması ile İdlib bölgesinde güvenli alan oluşturmanın gayreti içindeyiz. Sınırlarımız içinde ve dışında terörle mücadeleye sonuna kadar devam edeceğiz.

Kuzey Irak yönetiminin yaptığı referandumun herhangi bir karşılığı yoktur. Kuzey Irak’ın adımının hayırlı sonucu olmaz. Fitne kuyusunun kazılmasına biz göz yumamayız. Bizim Türkmen kenti olduğunu bildiğimiz Kerkük üzerinden ülkemizin tehdit edilmesine asla tahammül edemeyiz. Bunun hesabını da sorarız. Kuzey Irak yönetimi eninde sonunda hüsrana uğramaya mahkumdur. Bu yanlıştan bir an önce dönüleceğini umuyoruz.

Sınırlarımızın hemen başında, hem Irak halkı hem de Türkiye başta olmak üzere çevre ülkeler için daimi tehdit oluşturacak bir fitne kuyusunun kazılmasına göz yumamayız. Türkiye olarak Irak Merkezi Yönetimi ve İran’la birlikte çeşitli adımlar attık. Konunun daha tatsız noktalara varmadan, bir an önce suhuletle ve sağduyuyla çözümü en büyük arzumuzdur. Kuzey Irak Yönetimi, yaptığı yanlıştan dönme erdemini gösterdiğinde, Türkiye, devleti ve milletiyle bu kardeşlerimizin yanında olmaya devam edecektir.”

AB sürecini bitiren ve havlu atan taraf biz olmayacağız.. Aslına bakarsanız, bizim Avrupa Birliği üyeliğine ihtiyacımız da kalmamıştır

Türkiye’nin, 1959 yılında ilk başvuruyu yaptığı, 1963 yılında Ankara Anlaşmasını imzaladığı tarihten beri gösterdiği sabrı, Avrupa Birliği’nin yanlış anladığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buna rağmen, şunu açıkça ifade ediyorum. Bu süreci bitiren, havlu atan, vazgeçen taraf biz olmayacağız. Aslına bakarsanız, bizim Avrupa Birliği üyeliğine ihtiyacımız da kalmamıştır. Şayet bugün Avrupa Birliği bir atılım yapacaksa, bunun tek bir yolu vardır, o da Türkiye’yi üye yaparak, gerçek anlamda bir ekonomik ve kültürel genişleme hamlesini başlatmasıdır. İşte Brexitte hallerini gördük, kim bilir bunu neler takip edecektir” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer Avrupa Birliği bunu yaparsa, biz buradayız, Avrupa’nın geleceğine katkı vermekten memnuniyet duyarız, oralarda 5 milyonu aşkın soydaşımız var. Yapmazsa da bizim için hiç fark etmez; kendi yolumuzda ilerlemeye devam ederiz. Türkiye Büyük Millet Meclisindeki tüm partilerimizin de iştirak ettiğini düşündüğüm bu politikamızı, Avrupa Birliği’nden kesin bir cevap alana kadar muhafaza edeceğiz” dedi.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz