Arka Bahçedeki Beton Santrâli

0
Latest posts by Aysun Saygı Köknar (see all)

Sağlıklı ve uzun bir ömür için yediğimiz gıda, içtiğimiz su, giysilerimiz, uykumuz hâttâ stresle başa çıkabilme kapasitemizin önemi kadar soluduğumuz havanın kalitesi de yadsınamaz.
Son 50 yıl içinde çevre kirliliği, radyasyon oranı, tarım ilaçları, satın aldığımız paketli gıdalara eklenen katkı maddeleri, sağlığımıza ulaşmak için leblebi gibi yuttuğumuz ilaçlar ve üzerimize karabasan gibi çullanan aşırı bilgi kirliliği nedeniyle insanlık büyük bir değişim geçirdi, zarar gördü.
Büyük Şehirlerde bir noktadan bir noktaya varış süremizi kısaltıp, hayatımızı kolaylaştıran ulaşım araçlarının egzozundan çıkan zehirli gazları soluduğumuz için maalesef aynı hızla sağlığımızdan uzaklaşıyoruz.

artist : Dr Love
artist : Dr Love

İnsanın yaşam kâlitesini yükseltmek amacıyla işe koyulan sanayileşme ve endüstrileşme, şimdilerde ömürden ömür çalan bir handikapa dönüşmüş durumda.
Birkaç yıldır kentsel dönüşüm kapsamında desteklenen inşaat sektörü ülke ekonomisinin büyük bir bölümünü sırtlanan lokomotif rolünde karşımıza çıkıyor. Kırk yıllık çürük yapıların gençleştirilmesinin, 17 Ağustos sonrası çıkan yönetmeliğe göre yeniden inşasının doğru bir yaklaşım olduğunu her aklıselim gibi ben de destekliyorum.
Ancak; sadece ve sadece inşaat firmalarının nakliye ve zamandan tasarruf etmesine yardımcı olan burnumuzun dibine sokulan beton santrallerine izin verilmesini ise asla doğru bulmuyor, onaylamıyorum.

Kanser.gov.tr den aldığım en son resmî verilere göre; ülkemizde her yıl yaklaşık olarak 97 BİN ERKEK 62 BİN KADIN toplam 159 BİN insanımızın kansere yakalandığı gerçeğinden yola çıkılarak bu konuya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın acîlen el atması gerektiğini düşünüyorum.

Son yıllarda her köşede mantar gibi biten beton santrâllerinin insan sağlığına verdiği zararı merak edip, yaptığım araştırmalara göre vardığım sonuçlar hiç de iç açıcı olmadığından dikkatinizi bu yöne çekmek boynumun borcu oldu sevgili okuyucularım.

Kafanızı özel hayatınızdan ve dünya meselelerinden bir parça kaldırıp; etrafınıza odaklandığınızda ya sokağınızın öte ucunda veyahut mahallenizde mutlaka zehir saçan birkaç bacanın yükseldiğini fark edip belki durur beş dakika düşünür ve yaşamınızı yeniden gözden geçirirsiniz.

Milyon dolarlık villâlarınıza kedi, köpek ve hırsız girmesin diye ördürdüğünüz iki metrelik bahçe duvarlarınızın hemen dibinde yıllardır takır takır beton üreten firmaların size soluttuğu zehirli gazların kokusunu alır, tepenize yağan kanserojen maddelerin farkına varır ve bu işletmelere ruhsat veren yetkili kişilere birkaç soru sormak istersiniz. Kim bilir!

Kanunlar gereği yerleşim alanlarına en az 3 000 m uzaklıkta olması gereken beton santrâllerinin hangi gerekçeyle yaşam alanlarına bu kadar yakın kuruluyor olabildiğine inanın, ben bir cevap bulamadım.
Bacalarından yayılarak teneffüs ettiğimiz havaya karışan kanserojen gazlarla her ailede en az bir kişinin bu illete yakalanmasına şaşmamak gerek.
Bu kuruluşların neden olduğu yüksek desibelde gürültü kirliliğiyle beynimiz yavaş yavaş ısıtılıp alakok olan kurbağalar gibi haşlanıyor, o da ayrı bir vahamet.

by Kiba
by Kiba

Yetersiz filtreleme, uygun olmayan stoklama, ehemmiyet gösterilmeyen çökeltme havuzları ve geri kazanım istasyonları sebebiyle toprağımız ve suyumuza karışan atıklar için gereken tedbir alınmadığı takdirde gün gelir doğa ana hesabını hepimizden bir bir sorar.

Okuduğum makalelerde tesislerin etrafının ‘üçer metre arayla üçer metre yüksekliğinde’ ağaçlarla çevrelenmiş olması gerektiğine işaret edilmiş. Bunu okuyunca beni acı acı bir gülme aldı. İyiye ve güzele inatla sevdalı şu tatlı insanlarda olmasa n’olacak ahvâl ve şeraitimiz.

Etrafınızda çevreyi kirleten veya sağlık için tehdit arz eden herhangi bir faaliyetten zarar gören ya da haberdar olan herkesin ilgili mercilere başvurarak; gerekli önlemlerin alınmasını veya durdurulmasını isteyebileceğini hatırlatmak isterim.

Bu itibarla, çevrenizde bulunan sağlığınızı tehdit ettiğini düşündüğünüz her kuruluş için ruhsat verilip verilmediğini sorgulayabilirsiniz. BİMER Başbakanlık İletişim Merkezi Alo 150’ ye şikâyetlerinizi bildirebilirsiniz.

Derdime; ünlü tıp adamı, fizikçi, yazar ve filozof İbn-i Sina’nın bir sözüyle yahût öğretisiyle virgül koyuyorum sevgili okuyucularım.

‘Şayet tozlar ve dumanlar olmasaydı insanoğlu 1000 sene yaşardı’

desartsuk.com
desartsuk.com

Kapak Resmi: Senph42.blogspot

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz