Bu seçimde de kadının adı yok

Siyasi partiler milletvekili aday listelerini geçtiğimiz Pazar günü YSK’ya sundu.

Ne yazık ki bu seçimde de önceki dönemlerde olduğu gibi erkek egemen mecliste kadının adı yok.

Kadın adayların seçilemeyecek yerlerden aday gösterilmesi hem AKP hem de CHP kanadında eleştiri oklarını üzerlerine çekmesine neden oldu.

21 yıllık iktidarı boyunca başarısını aslen kadınların arka plandaki yadsınamaz emeği ve sahada yapmış olduğu özverili çalışmalarına borçlu olan AKP, geçmiş dönemlerde de yeteri kadar kadınlara ön saflarda hak ettiği değeri vermiyor milletvekili sıralarında yer göstermiyordu. Bu seçimde de pek bir değişiklik olduğu söylenemez.

İstanbul Sözleşmesinden bir gecede çıkan, 6284 Nolu Yasayı rafa kaldıran, günümüz Türkiye’sinde kadın-erkek yan yana oturup fotoğraf vermeyi bile haramdan sayan Yeniden Refah Partisi ve ülkenin yüz akı Gaffar Okkan gibi isimlerin öldürülmesinde parmağı olan, yoldaşlık ettiği parti hayalinde aya uydu fırlatırken kendisi karma eğitime karşı çıkan Hizbullah’ın uzantısı Hüda-Par’la aynı çatı altında ülkeyi yönetmeye talip olan bir iktidardan, işine gelmediğinde eli öpülesi vefakâr, cefakâr, asil Türk kadınına sürtük, çürük demekten hicap duymayan bir zihniyetten çok da fazla bir şey beklemiyorduk ama CHP yapmasaydı bari iyiydi.

Muhalif kanadın ve solun en güçlü temsilcisi CHP de “köklü bir değişim, dönüşüm başlatıyoruz” Diyor ama onun da kastettiği bahar bu mu hayal kırıklığına uğramamak mümkün değil.

Sitemim sadece CHP’ye de değil meclise girmeye çalışan büyüklü küçüklü diğer tüm partilere. Çoğunluğu ne yazık ki kadınlara hak ettikleri değeri veremediler. 

Siyasette kadın temsiliyetini artırmak için çalışmalar yürüten Ben Seçerim Derneğinden aldığım verilere göre: 

·         AKP seçilebilir sıradan 51 kadını çıkarırken potansiyel kadın temsil oranı % 17.3 bandında kaldı.

·         CHP seçilebilir sıradan 25 kadın aday gösterirken temsil oranı % 17.2 oldu.

·         İYİ Parti seçilebilir sıradan 3 kadın aday çıkardı ve temsil oranı % 6.8 puan oldu.

·          DEVA ve Gelecek Partisi seçilebilir sıradan 2 kadın aday çıkardı. Potansiyel temsil oranı % 22.2 oldu.

·         Yeşil Sol Parti 270 kadın aday ve %45 oran ile listede en üst sırada yerini aldı. 

·         TİP ise 54 seçim bölgesinden 27’ sinde kadın adayları birinci sıradan göstererek kadınları onurlandırdı. 

Nisan 2022 KONDA araştırmasına göre CHP, HDP ve İYİ Parti seçmeninin % 80 den fazlası siyasette daha fazla kadın aday görmek istediğini söylüyor. Ancak sebep her ne ise siyasi partiler bu konuda kadınlara pek şans tanımıyor.

Geçtiğimiz aylarda cam tavanları birlikte kıracağız diye demeçler veren Sayın Kılıçdaroğlu anlaşılan o ki kadınların gücünü arkasına almakta yeterli inanç ve azme sahip değil. Üzüntü verici.

Ancak araştırmalar gösteriyor ki erkek hiyerarşisinin yüksek olduğu mesleklerde kadın popülasyonu artırılıp mesai saatleri karşı cinsle paylaşıldığında erkeklerin duygu, düşünce ve davranış modellerinde belirgin biçimde pozitif anlamda iyilik hali gözlemlenmekte. Hayatını kadınla paylaşmaya başlayan erkekler kılık kıyafetinden, kullandığı sözcüklere kadar seçimlerinde daha hassas davranıyor, tertip ve düzen konusunu daha fazla ihtimam gösteriyorlar.

Bu da erkek egemen mecliste arada kopan kızılca kıyametlerin, tekme tokat dövüşlerin, ağza alınmayacak laflarla sövüşlerin mantıklı bir açıklaması olarak karşımıza çıkıyor. Ne kadar çok kadın o kadar çok insanlık, medeniyet ve güzellik demek anlayın lütfen.

Toplumsal olarak kadınların yok sayılması, cinsiyet eşitsizliğine uğraması için meclis ne ilk ne de son olacak. 

Kendi ayakları üzerinde durmayı seven, insanları olduğu gibi kucaklayan, emekçi, yenilikçi ve özgürlükçü biz kadınları dar bir kalıba sokmaya çalışan herkesle savaşımız sonsuza dek devam edecek.

O kadınlar bizimle aynı fikirde olmasalar bile inandığı şeyi söyleyebilsinler diye kanımızın son damlasına kadar savaşacağız. 

Baksanıza biz kadın temsil oranlarından dem vuruyoruz ama onlar bizden ya da onlardan fark etmez seçilmiş herhangi bir kadının farklı fikirlerde olmasına tahammül dahi edemiyorlar. 

Öyle ki bir süredir kendileri ile aynı fikirde olmadığı için AKP’li kadınların nasıl da linç edildiğinden söz ediyoruz. Alan açıp, saygı duymak şöyle dursun bir şekilde öne çıkıp, kendine yer edinmişlerin bile hem de kendi içlerinde acımadan taşlanmasına göz yumuyorlar.

Daha önce de üniversiteleri “fuhuş yuvasına” benzettiği skandal açıklamaları ile gündeme oturan Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu, bu kez de 6284 sayılı kanunu savunan AKP grup Başkanvekili Özlem Zengin, AKP Sakarya Milletvekili Çiğdem Erdoğan Atabek ve Aile ve Sosyal Hizm. Bakanı Derya Yanık’a “Cehennemlikler” diyerek yeni bir polemik konusu yarattı. 

AKP’li üç ismin fotoğraflarını sosyal medya hesabından paylaşıp, altına “ Listenin neresinde olurlarsa olsunlar, Kabe’nin örtüsüne sarılı olsalar bile, cehennem soğuyuncaya kadar, cehennem soğuyuncaya kadar, cehennem soğuyuncaya kadar…” notunu düştü. 

Görüyorsunuz işte yola getirmeye çalıştığımız, savaşıp alt etmeye uğraştığımız zihniyet bu zihniyet. Bu insanların hem de profesör unvanı taşıyor olmaları ise ayrı bir trajedi örneği. Kalıplaşmış düşüncelerle büyütülmüş, tabularda boğulup algısıyla oynanmış, medeni dünyaya ayak uyduramamış bu tip erkekler arasında biz kadınlar can bulmaya çalışıyoruz.

Biz, bize de yanınızda yer açın, kendimizi ifade edelim bu vatan için sizinle birlikte omuz omuza çalışalım diyoruz; onlar, fikirleri tartışmak yerine beğenmediklerinde bizi hoop cehennemin kara deliklerine gönderiveriyorlar.

Kadını bir eşya gibi gören, düşünebildiğini fark edince şeytan taşlar gibi taşlayan, altını oyarken üstünü karalayan, ne kadar okursa okusun cahilliği baki kalan, kendine yaratılan karanlık dünyasını aydınlatmak için ampulü bir türlü yakamayan, ruhuna kazınmış kadın fobisini öldür Allah aşamayan bir zihniyet bu zihniyet. Bunlar için örtülü olmuşsun ya da olmamışsın aslında bu da onları pek enterese etmiyor, salt kadın olman bile yeterli geliyor. Cehenneme gerek yok efendiler! Bizler için cehennem siz ve sizin gibi düşünen insanların yanı oluyor.

Bu tip insanlar kadını sadece bir seks objesi gibi görüp yan yana fotoğraf bile veremez, tesettürlü birinin görünen elinden bile tahrik olur, kadının da erkeğin yapabileceği her işi layıkıyla yapabileceğini bir türlü kabul edemezler. Hem kompleksli hem eziklerdir. 

Sevgili Atamızın bundan neredeyse yüz yıl önce 1930’larda kadınlara vermiş olduğu seçme ve seçilme hakkının yüz yıl sonra tam anlamıyla bizler için ne anlama geldiğini idrak edebiliyor musun? diye sorsan onu da tam olarak kavrayamazlar. 

Bunları bulundukları ormana bırakıp kaçmak en iyisidir.

İktidardan ve bu tip kafalardan artık bir beklentimiz yok ama muhalefet olur da iktidara gelirse parti programlarınızın dışında bir araya gelerek öyle yasalar çıkartın ki bu ülkede istihdamın yarısı kadınlardan oluşsun. Kadınlara ailede, sokakta, eğitimde, sanatta, sporda, sağlıkta, iş hayatında ama her alanda pozitif ayrımcılık yapılsın. Aldıkları maaşlar erkeklerin aldığı ücretlerle başa baş olsun. Bugüne kadar kaybettikleri tüm hakları en kısa sürede geri verilsin.

Bizim kadınlarımız dünyada eşi benzeri görülmemiş öyle haklara sahip olsunlar ki tıpkı Atamızın bundan bir asır önce hayata geçirdiği o büyük devrimler gibi eşsiz bir kalkınma programı ortaya konulup savaştan çıkmış gibi yorgun olan ülkemiz yeniden canlansın, ferahlasın ve işte o zaman hiç durmadan bahsettikleri o şahlanışı gerçek anlamda yaşasın. 

Hodri meydan! Hadi görelim bakalım neler yapacak pek sevgili erkek egemen meclisimiz.