- Kamuoyuna Duyuru…! - 30 Nisan 2023
- 1915 Olayları ve Konuşulmayanlar - 25 Nisan 2023
- Neden Ak Partiliyim? - 24 Nisan 2023
Sanıyorum bu soruyu hepimiz hayatımızda en az bir kez olsun sormuşuzdur. Bu soruyu yöneltmemizin çeşitli sebepleri var.
Cahil olan birisinin İslam’ı benimsemesiyle ve Müslüman olduğunu insanın yüzüne vururcasına göstermesiyle, aklımıza bu soru gelir.
Ya da eğitimli, kültürlü bir şahsın İslam’ın prensiplerini yoğun olarak hayatında uygulama gayretinde olduğu ve yaptığı bazı akıl almaz davranışları görürüz ve deriz ki, ‘ya bu kişi aslında eğitimli, kültürlü biriydi, böyle yapmazdı, ne oldu da böyle oldu? Müslüman olmaya çalışırken cahilleşti mi?’
Ya da birçok insanın aklında olan gerçeği lafza dökeriz: ‘Madem İslam en güzel, en mükemmel ve akla uygun din, neden Müslümanlar ya da İslam dünyası bu cahillik sarmalından kurtulamıyor?’
Buradan şu ikili düşünceyi çıkartırız: ‘İslam, cahillerin dini mi?’ Ya da ‘insanlar İslam dininde olup dindarlaşarak yobazlaşıyorlar ve cahilleşiyorlar mı?’
Ve bazen de insanlar din çerçevesi içinde kaldıkları için her şeye kendilerini kapatıyorlar ve cahillik başlıyor ve gelişiyor.
İslam’ın cahillerin dini olduğunu söyleyemem çünkü tarihte Müslüman olup bilimsel çalışmalarda zirve olmuş şahsiyetler var:
İbn Sina,
İbn Haldun,
İbn Rüşd gibi.
O halde sorun nerede?
Sorunun nerede olduğunu size güncel bir örnekle açıklayayım.
‘Dövize endeksli mevduat’
‘Faiz haramdır’ nassına dayanarak yapılan bir uygulama ve sonrasında faiz olduğu aşikar bir uygulama daha.
Faiz olmasına rağmen ‘faiz değildir’ diyen İlahiyatçılar. Mesela Hayreddin Karaman.
İslam, cahilliği desteklemiyor.
İslam cahillerin dini de değil.
Ama İslam’ı kullanmak isteyen iktidarlar, cemaatler, tarikatlar ve dini gruplar İslam’ı cahilleşme çizgisinde tutmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Ya da şöyle söyleyelim, İslam’ı cahil tabakanın dini olarak bırakmak adına çağın yeniliklerine uyum sağlamasının önüne geçerek.
Bunun nedeni de İslam’ı yani dini kendi çıkarları için kullanmak.
Bugün ‘faizin ne olduğunu’ ortaya koymak, anlayabilmek ve yeni çıkarımlar yapmak için ‘altına endeksli piyasa’ ile ‘kağıt paraya endeksli piyasa’nın neler olduğunun irdelenmesi ve araştırılması gerekir. Çünkü İslam’ın geldiği dönemde kağıt para değil altın kullanılıyordu.
Bunu yapma gayretinden olanlar yok, nedenini de yukarıda ifade ettim: Dini kendi çıkarları için kullanma.
Bu şimdi de aynı, Muaviye’nin sultan olduğu 1360 yıl önceki zamanda da aynıydı.
Bunun yapılamamasının ikinci nedeni de ‘dinde reform mu yapıyorsunuz?’ saldırılarından çekiniliyor olması.
Bunu diyenler de aslında dini kendi çıkarları için kullanan güruh.
Peki bunlar nasıl kendi çıkarları için dini kullanıyorlar.
Şöyle: Dini yani İslam’ı ailelerinde, çevrelerinde bir baskı unsuru olarak kullanıyorlar ve bu tatmin onları mutlu ediyor.
Ayrıca çevrelerine karşı ‘en iyi Müslüman benim, İslam’da reform falan yapılmaz, bu böyle biline’ derken de kişisel tatminleri yaşayarak psikolojik mutluluk yaşıyorlar.
İslam bugüne taşınsa yani hükümleri bugünün şartlarına göre uyarlansa onları rahatsız eden ne ki böyleler?
İşte o zaman ellerindeki bütün imkanları ve statülerini kaybedecekler.
Evde ve toplumda kadına baskı yapamayacaklar,
Çocuklara ve gençlere baskı yapıp onları sindiremeyecekler,
‘İslami’ etiketli piyasa para kazanamayacak ve aç kalacaklar,
İnsanları dini duygularından dolayı sömüremeyecekler,
Huri kazanacağız diye pazarlıklı ibadetleri onlara haz vermez olacak
Gibi
Gibi
Gibi
Bütün bunları gördükten sonra soruyorlar ve soruyoruz: ‘İslam cahillerin dini mi?’
İslam cahillerin dini değil ama Müslümanlar ‘cahil’ olarak kalmayı kendileri istiyorlar çünkü bu kolaylarına geliyor.
Bütün mesele bu…
Bu yüzden ısrarlar her yazımda tekrarlıyorum: Bilgiyle kalın diye.
Sevgi ve Bilgiyle kalın
“İslam, cahillerin dini mi?” sorusunun yanısıra cahil olmayanlar (sözde aydınlar) DiN’e niye yanaşmadı sorusu da önemli. Herkes DiNi kılık-kıyafetle olacak bir şey sanıyor. Peygamber devrinden kılık kıyafetten taviz vermeyen de o, bunun aksine kılık-kıyafet devrimi yapan da o! Sözde cahil olan da o, sözde aydın olan da o! Öyle değil mi Sn eskicicioğlu? ama siz maşallah hep bir tarafa yüklenmekle yetiniyorsunuz….