Atatürk Heykellerine Saldırmanın Dayanılmaz Hafifliği

4

Türkiye’de en çabuk değişen gündem konularının başında zamlar dolayısıyla ekonomi, dış ve iç politika konuları geliyor. İç ve dış politika konuları birbirleriyle bağlantılı. ABD, İdlip’te bulunan İŞİD lideri Haşimi‘yi öldürürken yabancı haber ajansları, Türkiye’nin ABD ile işbirliği yaptığı konusuna yorumlarında yer veriyorlar. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan‘ın Ukrayna ziyareti de yabancı ajanslarda ilk sıradaki haberler arasındaydı. Çoğu haber ajansı bu ziyaretin, Türkiye’nin Rusya ile arayı iyi tutma girişimi olarak yorumladı. Ne Rusya’nın ne ABD‘nin arabuluculuk girişimine ihtiyaçları bulunmuyor. Zira ABD ve Rusya Dışişleri Bakanları Blinken ve Lavrov zaten telefon diplomasisini uyguluyorlar. Biden ve Putin de istedikleri zaman görüşüyorlar. Ziyaret yine de Türkiye açısından olumlu sayılır. Ancak bu çabaları Uygur Türkleri için Çin Halk Cumhuriyeti ile de göstermek gerekir.

Tüm bu gelişmeleri 3 Şubat 2022 haberleri olarak derlerken Samsun‘daki bir olayı gündemin birinci sırasına yerleştirdim. Samsun’da Atatürk heykeline saldırılmış, urgan sarılmak suretiyle heykeli devirmek istemişler. Neyse ki Samsun kamuoyunun tepkisi sonucu iki saldırgan yakalandı. 3 Şubat akşam saatlerinde Samsun halkı Atasına sahip çıkarak etrafında görsel yayın organlarına da yansıyan büyük bir sevgi çemberi oluşturdu. Bu Atatürk başta olmak üzere Türkiye’deki diğer heykellere yapılan ilk saldırı değil.

Anıtsal heykeller, büstler, kabartmalar tarihi şahsiyetleri, tarihe damga vurmuş dönüm noktalarını veya olaylarını sergilemek, daha sonraki nesillere aktarmak amacıyla yapılan sanat eserleridir. Genel olarak sanat eserleri, eski kuşakları, tarihi olayları yeni kuşaklara bağlayan bu kuşaklara tarihi, siyasal, sosyal ve dini olayları, eski ibadet şekillerini, varsa toplumsal kural ve kanunları anlatan simgelerdir.

Batı ülkelerinde, genel kültür, okuma yazma oranı yüksek ülkelerde sanat eserleri büyük bir özenle korunurlar. Örneğin, Paris, Londra, Amsterdam ve Roma gibi şehirlerde bulunan müzelerde sanat eserlerinin güvenlikleri kamera ve fiziki önlemlerle sağlanır. Roma’daki San Pietro Katedralinin girişinde bulunan Michelangelo‘nun yaptığı, onun ilk ve son kez imzası bulunan “Pieta” (Merhamet) isimli mermer heykeline balta ile yapılan saldırı sonrasında heykel, kurşun geçirmez kalın bir camın arkasında sergilenmeye başladı.

Dünyada belli başlı kültürlerin gelişmesinde sanat ve özellikle heykel sanatı büyük bir araç olmuştur. Hititler veya Atatürk’ün kullandığı adıyla Etiler hakkındaki bilgilerin çoğunu yakın zamanda bu medeniyetin başkenti Hattuşa’daki mabetler, gömütlerdeki hiyeroglif yazılar, Yazılıkaya‘da olduğu gibi kaya kabartmaları ve bıraktıkları tabletlerden öğreniyoruz.

Türkiye’de Atatürk anıt ve heykellerine yapılan saldırıların amacı ise aslında heykelleri üzerinden onun devrimlerine saldırmak. Tekke, tarikat ve zaviyeleri kapatması, laiklik ilkesini getirmesi, hilafeti kaldırması, latin harflerine geçmeyi sağlaması, eğitimde birliği getirmesi, demokrasi ve cumhuriyet kavramlarını Anayasaya koyması onun devrimlerinden en önemlileri. Bugün Ankara Ulus’taki Melika Hatun Camii imamının Cuma vaazında hilafet istemesi, Milli Eğitim Bakanlığı Bakan Yardımcısının “Türkçe ölmüştür. Arapça kullanılsın” şeklindeki açıklaması  Atatürk ve devrim karşıtı söylemlerden bazıları.

Sanata büyük önem veren Mustafa Kemal Atatürk gelecek kuşaklar tarafından Ulusal Kurtuluş Savaşı ve bu savaşın Başkomutanı olarak kendisinin hatırlanması için sağlığında anıt heykellerini yaptırmıştır. Türk heykeltraşların yeterli teknik imkanlara sahip olmamaları nedeniyle ilk anıtlar ve heykeller tanınmış yabancı sanatçılar tarafından yapılmıştır.

1925’de açılan bir yarışma sonucu Avusturya/Viyanalı Heinrich Krippel (1883-1945) İstanbul ve Ankara’da anıt heykelleri yapmak için seçildi.Samsun Valisi Kazım Bey bu heykelleri gördükten sonra Kurtuluş Savaşının ilk adımının atıldığı bu şehirde Heinrich Krippel’e mermer, demir ve taş karışımı olan kaidesi ile atı bronz döküm olan Atatürk anıt heykelini yaptırdı.Arka iki ayağından ve kuyruğundan destek alarak şahlanmış bir at heykelinin üzerindeki Atatürk heykeli Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı yerde olması nedeniyle bugün “İlk Adım Parkı” içinde şehrin sembolü olmuştur.

Heinrich Krippel’in, heykel taslaklarını Türkiye’de hazırladıktan sonra Viyana’daki atölyelerde dökümünü yaptığı ve parçalar halinde Türkiye’ye getirip monte ettiği çoğu kaynakta belirtilir. Atatürk, sanatçıya kendi heykelleri için modellik yapmış ve sanatçıyı Çankaya Köşkünde ağırlamıştır.

Heinrich Krippel’ın anıt heykelleri arasında;

İstanbul Sarayburnu’ndaki bronz Atatürk heykeli (3 Ekim 1926)

Konya Atatürk heykeli ( 29 Ekim 1926)

Ankara Zafer Anıtı ( 24 Kasım 1927)

Samsun Onur Anıtı (15 Ocak1931)

Afyonkarahisar Zafer Anıtı (24 Mart 1936)

Ankara Sümerbank’daki (bugün Sosyal Bilimler Üniversitesinin bulunduğu bina) oturan Atatürk heykeli (1938)

Türkiye çeşitli şehirlerinde sergilenen ilk anıt heykelleri yapan Türk heykeltraşları burada  saygı ve rahmetle anmak isterim. Değerli heykeltraş/sanatçılar: Kenan Ali Yontuç (1904-1995), Nijad Sirel (1897-1959), Mahir Tomruk, Ali Hadi Bara (1906-1971), Nusret Suman (1905-1978)

Nusret Suman bugün A.Ü.Siyasal Bilgiler Fakültesinin giriş katındaki büyük toplantı salonunda duran Atatürk büstünü 1935’de tamamlamış. Fakülte Binasına girdiğinizde ilk görülen onun görkemli büstü.

Krippel’den sonra önemli eserlerde imzası olan diğer bir heykeltraş ise İtalyan Pietro Canonica. Canonica, Ankara’da, Zafer Meydanındaki Atatürk’ün kaput giysili ayakta ve iki eli kılıç kabzasını kavramış olarak duran heykeli. 1927’de tamamlamış. İstanbul Taksim Meydanındaki Cumhuriyet anıtı da Canonica’nın 1928’de yaptığı anıt. Bir tarafta Atatürk ve silah arkadaşları diğer yanda ise Kurtuluş Savaşına yardım eden yabancı şahsiyetlerin heykellerinden oluşan bir anıt heykel. Park düzenlemesi maalesef eski plandaki gibi değil.

Heykeller, anıtlar bu ülkenin milli değerleri, varlıklarıdır. Onlara sahip çıkmalı korumalıyız. Onlar bize tarihi emanetler, Atatürk’ün bıraktığı emanetlerden.

Faydalanılan Kaynak:

Prof.Dr. Vildan Çetintaş, ” Heykel Sanatı İçinde Günümüz Atatürk Heykellerine Bakış”, Erdem Dergisi, 33.Sayı, Cilt 11, s. 721-724, 1999

Önceki İçerik Kadınlarını koruyamayan bir ülkede kadın olmak
Sonraki İçerikGündemdeki yerli-yabancı konular.. Olana şaşırmamız gerekmiyor…
Ocak 2019'da emekli olmuştur. Dışişleri Bakanlığı Statejik Araştırma Merkezi Başkan Yardımcılığı ve Başkan (2011- 2012). Vatikan Büyükelçiliği Birinci ve daha sonra Elçi Müsteşar (2006-2011). Protokol Daire Başkanı (2001-2005). İsveç Stokholm Büyükelçiliği Birinci Müsteşarı (1998-2001). Slovenya Ljubljana Büyükelçiliği Müsteşarı (1996-1998). Boru Hatları ve Enerji Dairesi Başkanı (1994-1996). Kafkas İşleri Dairesi Şube Müdürü (1992-1994). Hollanda Deventer Başkonsolosluğu Başkonsolos Yardımcısı (1988-1992). Enformasyon Dairesi Başkatip (1986-1988). Endonezya Cakarta Büyükelçiliği İkinci Katip (1984-1986). Londra Büyükelçiliği İkinci Katibi (1980-1983). Kıbrıs Siyasi İşler Dairesi İkinci Katip (1978-1980). Papalık Gregoryen Üniversitesi Temel Teoloji Lisansı Diploması(2007-2010). A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü SBF Master Derecesi (1988). Basılı Tez: “İngiliz İmparatorluğundan Commonwealth'e:İki Dünya savaşı Arasında Çanakkale Krizi 1919-1939”. "London School of Economics"'de misafir öğrenci (1988). A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Lisans Diploması (1976). Ödüller İtalya Cumhurbaşkanı G. Ciampi tarafından Ankara'da tevdi edilen “Şövalye” ünvanı (Cavallieri Stella Stara per la Solidarita Italiani) Eylül 2005. İran Büyükelçisi Dowlatabadi tarafından tevdi edilen Humeyni Altın Nişanı Eylül 2005. Dinlerarası diyaloga katkılarından dolayı Papalık Tiberina Akademisi Şeref Üyeliği Kasım 2007. İngilizce, Maley dilleri (Bahasa Endonezya ve Maley) İtalyanca bilmektedir.

4 YORUMLAR

  1. Deniz hanım kusuruma bakmayın ama heykeltraş elbette önemli bir sanat ama Türkiye’de hiç bir sanatsal örneğini göremiyoruz, tek bir Atatürk heykelinden başka. Sanatı Atatürk’e hapsetmişsiniz. bu sanata dair çeşit zenginliği sunan örnekleri hep başka ülkelerden gösteriyorsunuz ama Türkiye’ye gelince tek bir heykel, tarihi şahsiyet figürü başka bir şey yok.

    Toplumsal değerleri ayrı ayrı sembolize eden heykel örnekleri hep dışardan veriliyor. Adaleti, aklı, düşünmeyi, eşitliği her birini ve daha fazlasını temsil eden örnekler.

    1938’de hayattan ayrılmış olan Atatürk heykelinden başka hiç bir değer yok mu sanatı yapılacak.

    Hem size bir şey söyleyim mi belki trol gibi olacak ama bana göre Erdoğan M K Atatürk’ten iki adım önde bir lider. Atatürk’ün büyük savaşlar kazanmış muzaffer bir komutan kredisiyle yaptıklarını Erdoğan hiç bir savaş vermeden kolayca yıkabildi.

    Artık 1938’den şöyle 2022’lere bir gelebilseniz mi ne! Atatürk öldü çünkü, artık Erdoğan var.

    • İleri seviye gelişmiş ülkelere bakınca kamu idare binalarının bahçesinde değil çatılarında “kanun”ları hatırlatan heykeller, kadim aklı temsil eden heykeller görünüyor. Ne zaman bu tür ‘değerleri’ simgeleyen heykeller göreceğiz Türkiye’de?

  2. 2022 kış olimpiyatları çinin başkenti pekinde başladı.
    Uygurlara yapılan insan hakları ihlalleri nedeniyle ABD,İNGİLTERE,AVUSTRALYA olimpiyatları protesto ettiler.
    buna karşılık hiçbir halkı Müslüman olan İslam ülkesi böyle bir protestoya gerek duymadı.
    tak tekmil katılım var.
    Hz.Peygamber S.A.V Müslümanlar bir vücudun azaları gibidir.Parmağa bir diken batsa acıyı bütün vücud hisseder buyurmuş.
    bu vesile ile müslümanların ve islam dünyasının tek bir vücud olmadığını paranın çok daha önemli olduğunu öğrenmiş olduk.
    arapçaya dönmeyi öneren bakan yardımcısı acaba arapça biliyor mu merak ettim.
    biliyorsa her cuma nahl suresinden bir ayet okunuyor.o ayet Allah adalet emrediyor diye başlayıp devam ediyor.
    bu ülke de eğitim sisteminin neden hale yola gelmediğinin somut bir görüntüsü bu bakan yardımcısı.
    bakan yardımcısına eğitim almanız şart demek istiyorum.

  3. tek adamın sürdüğü ülkelerde her devlet dairesinde resimleri ve püsleri vardır. zihniyet sadece bu.Mesela çin oradada mao var. gelişmiş batı ülkelerinde ise böyle bir şey mevzu bahis değil. Buralarda tek bir adamın püstünü yada resmini görmezsiniz. Mustafa kemal , ileri görüşlü , siyasi ve de askeri bir deha. Ama onun peşinden giden insanlar onun fikirlerini ileriye taşımak yerine sadece taşa şekil vererek medeniyet atladığını zannediyor. püstü yıkmakla vede taşa şekil vermek arasında hiç bir fark yok.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz