Yazarımız Adelina Sfishta yazıyor: Kosova’da kurulan tuzağa düşmeyelim..

2
Kosova'nın başkenti: Priştina..

Kosova’da Türk bayrağı yakıldı, inanır mısınız!

17.02.2017 tarihi çok önemli Kosova için.

1998 savaşı sonrası 2008 yılında Kosova biliyorsunuz bağımsızlığını ilan etti. Yani 9 yıldır bağımsız bir devlet Kosova.

Kosova’nın bağımsız devlet olması için en çok destek veren ülkelerden birisi de Türkiye idi. Uçakları ve 1000 kişilik barış gücü ile kara gücü desteği. İnsani yardım kuruluşları, fert fert insanlar koştular Kosova halkının yaralarını sarmaya.

Bir çok insan Trakya’da kurulan kamplara misafir olarak götürüldü. Anadolu insanı aşını, parasını böldü, evini açanlar oldu. Dini cemaat ve vakıflar, Balkan Dernekleri gözyaşları ile kucakladılar kardeşlerini.

Bağımsızlığımızı ilan ettiğimiz gün Türkiye’de insanlar bayram yapıyordu. Akın akın Kosova’ya geldiler, sevincimize ortak olmaya.

Ama birşeyler yerli yerinde değildi. Kosova, Türk devleti ve halkının Kosova’nın bağımsızlığına katkılarını hiç ama hiç görmüyordu ve hiç hissetmiyordu. Kutlamalarda Türkiye yokmuş gibi davranılıyordu.

“Amerika First” diyordu Kosovalılar ve Kosova devleti. Aslında Amerika bunu haketmişti. Amerika olmasaydı bugün bağımsız Kosova olmazdı.

100 yıllık şahane yılları Türkiye nasıl da heba etmişti. Osmanlının son 100 yılında açılmış yaralar sarılamadı bir türlü.

Eh elbette birileri bu boşluğu doldurdu. Zaten zehirli idi ortalık. Arnavut-Türk kardeşliğini içlerine sindiremeyenler, bunu asla istemeyenler bitmek tükenmek bilmeyen nefretlerini dostluk iklimini zehirlemek için kullandılar.

Türk bayrağını Sırplar yaksa, Bulgarlar yaksa, bazı faşist Makedonlar yaksa, Yunanlılar yaksa inanın zerre kadar üzülmezdim. Gazeteci olarak haber bile yapmazdım. Ne beklenir ki onlardan.

Bir Arnavut Türk bayrağını yaksın! Ne için ve kime hizmet için? Bunu yapan Arnavutlar kim ve kime hizmet ediyor? Kosova Devleti bu bayrak yakıcıları bulmalı ve nedenini araştırmalı.

Kosova Dışişleri Bakanlığı bunu bir vandallık olduğunu ve affedilemeyeceğini söyledi. Hayır Dışişleri Bakanı yanılıyor. Bu vandallık değil resmen Türkiye-Kosova ilişkilerini bozmak isteyen provakatörlerin son derece planlı operasyonu. Bu hep yapılıyor, bilmiyorlar mı?

Kosova Devleti’nin Türkiye’ye teşekkürü bu mu olmalı? Kosova halkının Türk halkına teşekkürü bu mu olmalı?

Ey Arnavutlar size düşman olarak Sırplar yetmiyor mu? Yarın AB ve NATO Trump’ın etkisi ile farklı politikalar izlemeye başlasa, Balkanlar’da sizi kim destekleyecek? Aileleriniz sığınmayacak mı Türkiyeye, peki onların yüzüne nasıl bakacaksınız.?

Kosova’daki Türk Bayrağı biz Arnavutlara emanettir.

Merkel gibi çok akıllı Avrupa liderleri olsa bile, son Suriye göçmenleri hadisesinde Avrupalı insanın kendi rahatı için nasıl kapattı sınırlarını görmediniz mi? Avrupa’nın insanlık medeniyetine kattığı insan hakları, hukuk, demokrasi, bütün bu değerlere insanın inancını zedeledi, Avrupa’nın bu davranışları. Değerler diye peşine düştüğümüz bu medeniyeti yanlış mı anlıyorduk?

Ya Avrupa Rusya ile işbirliğini kendisi için önemli görürse ve bizi korumayı ikinci plana atarsa? Bize dost lazım değilmi?

Hadi tersinden soralım: Kosova için Türkiye’nin dostluğu istenmiyor mu?

Eğer böyle ise açık olmalıyız. Türk tarafına açıkca bunu söylemeliyiz. İki yüzlü olmaya gerek yok.

Sayın Cumhurbaşkanı Hashim Thaçi, siz eski askersiniz, ‘Bayrak’ ne anlama gelir herkesten çok siz bilirsiniz.

Bu meseleyi çözmelisiniz.

Arnavut milletini çok seven, hatta kendisi gibi, canından biri gibi gören Türkiyeliler, Kosovalıların Bayraklarını yaktığını duysa üzülmeyecek mi? Ama duymalı, bu oyunu oynayanlar ortaya çıkmalı. Kim bu tezgahı kuranlar. Videoda göreceğiniz bu çocukları kim kullandı?

Ocak Medya’da yazmaya başladığım günden beri sizlere bunu anlatmaya çalışıyorum. İklim zehirli.

Türk tarafı çok hatalı bu günlere gelmemizde.

Kosova kendisini bağımsız bir devlet olarak görmek istiyor ve görüyor. Kosova Kosovalıların.

400-500 yıl önce her ne olmuşsa olmuş ve bitmiş.

Türkiye’nin politik liderleri, Kosova sanki kendi ülkeleri imiş gibi davranırlarsa, buradaki insanların tepkisini çekecektir. Allahınız aşkına bu anlaşılması zor bir konu mu?

Kosova Türk iç siyasetine alet edilmemeli. Türkiye Başbakanı, Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanı velhasıl politik öndrler böylesine bıçak sırtı bir meseleyi ölçmeden-tartmadan, buralarda nasıl netice verir etraflıca düşünmeden, konuşmamalı.

2000’li yıllardan beri bir çok tecrübe edinildi.

Kosova’ya gelen, Balkanlar ve hasseten Kosova konusunda eğitimsiz kadroların Arnavut insanını tanımadan, 100-150 yıldır neler oldu haberleri bile olmadan, Balkanlara ayar vermeye çalışmaları, Kosova Devletinin hukukuna saygıda incitici hareket etmeleri, Kosova insanına tepeden bakmaları, Kosova toplumunun sosyal psikolojisini zerre kadar bilmemeleri, camilere dini dersler vermeye gelmiş imamların dahi insanlarımızı dönüştürme gayretleri, illa “Biz Osmanlıyız” dayatması, işte bu tarz siyasetle gelebileceğimiz netice bu.

Anlayacağınızı zannetmem, anlasaydınız zaten dikkatli olurdunuz ve Kosova’nın hukukuna riayet ederdiniz.

Kosova olarak biz Osmanlı değiliz, biz Kosovalı’yız. Türkiye ile başka parametrelerle ilişkiler kurmayı arzu ediyoruz. Bunu sizin anlamanız gerekir.

Bizim için neler yaptığınızı biliyoruz ve bunlara büyük minnet duyuyor her kendini bilen Arnavut. Ama diyet istiyorsanız başka.

Türk bayrağı Kosova’da yakıldı. Rüya gibi. Mutlu musunuz?

Türkiye’de toplumsal sosyoloji bilimi üzerinde çalışmış hiç bir uzman yok mu? Toplumsal değişimler ne kadar zaman alır, bir toplumun bir fikri kabul etmesi kolay mıdır? Bu tür dostluk çalışmalarının birkaç jenerasyon alacağı bilinmez mi? Sayın Türkiye politik liderleri tarzınızdan vazgeçin. Vazgeçmezseniz Balkanları sevmediğinize inanacağım.

Siz ordan dostluk türküleri söyleyin, iyilikler temenni edin, varsa imkanınız Kosova’ya yardım edin. Sizin isteğinizi yapmıyor Kosova diye, işbirliğini zehirleyecek yollara girmeyin.

Bosna’da, Kosova’da, Arnavutluk’da iç siyasi tercihler yapmayın. Tercih ettiğiniz adamlar toplumlarının maksimum %30’u tarafından destekleniyor. “Bakır İzzetbegoviç” ne vaziyette, onun halkı karşısındaki durumu ortada. Kim kazanmış buralarda Türkiye’ye ne? Kim kazansa Türkiye onunla kardeşçe çalışacak.

Böyle yaparsanız Türkiye, toplumların %100’ünün sevgisini kazanır.

Eski Türkiye Eğitim Bakanı Ömer Dinçer Kosova’ya geldiğinde Kosova resmi makamlarından bir talepte bulundu. “Tarih kitaplarında hakaret içeren metinler çıkarılsın.” Talep buydu. AB normları açısından yapılması gereken bır husus idi. Hatta Yunanıstan’la Türkiye yaptı birşeyler bu konuda.

Kosova Devleti, medyası ve bazı aydınlar ayağa kalktı. “Türkiye ne yapmaya çalışıyordu, bizim tarihimizi mi değiştirmeye çalışıyordu, Türkiye bizi kontroluna mı almaya çalışıyordu?” Ortalık tam 2 yıl toz duman. Ömer bey yumruk yemişe döndü, o da anlamadı bu nedir, bu tepki niye? Ardından Sn. Davutoğlu işi yumuşatmaya çalıştı. Ama ne mümkün, Kosova medyası durmadı. Türkiye Kosova’yı kontroluna almaya çalışıyordu. Kosova’nın teşhisi buydu ve televizyon programlarında tam 2 yıl bu konu Türk-Arnavut ilişkilerini zehirlemek için kullanıldı.

İşte tam o günlerde ‘Balkan-TV’ habercileri olarak sahada halka 2 soru sorduk.

1. Yeniden Sırplarla savaş çıksa, hangi ülkeler bize yardım eder? Halkın cevabı ilk sırada Amerika ikinci sırada Türkiye çıktı.

2. Yeniden Sırplarla savaş çıksa ailenizi nereye gönderirdiniz? Cevap ilk sırada Türkiye ikinci sırada Arnavutluk çıktı.

Aslında gerçek buydu. Toplum ailesini Türkiye’ye emanet edebileceğini düşünüyordu. TV patronu Ali bey “Evlatlar bu iş bitmiştir. Toplumun birlik ve kardeşlik anlayışı yerli yerinde, sadece birileri iklimi zehirlemeye çalışıyor. Önemli olan karşılıklı hukuka riayet ve sabır. Sevdiğine karşılıksız tolerans” dedi ve bu konuda haber bile yapmadı.

Ama meseleyi şahsi emellerine alet etmeye çalışan, bu çarpıklıktan nemalanan, iki tarafın iklim zehirleyicileri çatışma anlayışını hep gündemlerinde tuttular. İyileşme olmadı bir türlü.

Bu sıkıntıları halletmek için sabır ve zaman gerektiriyor.

Ben 29 yaşındayım, inanıyorum ki, benden sonraki jenerasyonlar daha sağlıklı düşünecek ve bir gün elbet bu milletin evlatları el ele tutuşmasını bilecek. Sabırlı ve itidalli davranırsak, karşılıksız seversek, bu süre daha da kısalacak.

Bugün durum böyle, yüreğimizi acıtsa da ne yapalım.

En aşağıdaki videodan izleyin ve meselenin varmış olduğu vahameti görün. Biliyorum yüreğiniz daralacak, ama ne yapalım, en azından hakikati bilmek gerek, kaçmak olmaz. Ama asla unutmayın, Arnavut milleti bu çocuklar gibi düşünmüyor. Bunlar ilişkileri zehirlemeye çalışanlar.

Sevgili okurlar, OCAK Medya’da yazmaya başladığımdan buyana size bunu anlatmaya çalışıyorum.

Maalesef durum sizin zannettiğiniz gibi değil.

Bu doğrudan bir “TUZAK”. Sırplar yapsa, evet vandallık olurdu. Ama bir Kosova Arnavut’u yapıyor bunu. Kosovalılar önce yakasına yapışmalı bu adamların.

Kosova’ya düşman mı lazım? Bin kere hayır. O halde bu “TUZAKÇILAR” açığa çıkarılmalı.

Gizlenmeyin, bu millet sizi biliyor.

Türkiyeli kardeşler üzülmesin. Bu da geçecek Ya Hu.

Hakkınızı helal edın.

Ama devlet adamlarınıza söyleyin, Kosova’yı kolonileri gibi takdim etmesinler. Kosova Bağımsız bir devlettir ve kendi istikbaline kendisi karar verecektir.

Bu kararın nasıl olacağı bizim davranışlarımızla ilgilidir. Unutmayın.

Saygılarımla

Adelina Sfishta Gazeteci-Kosova

https://www.youtube.com/watch?v=AVwNevoqMlM

2 YORUMLAR

  1. “Ucuz Osmanlilik” dusuncesinin dis politikaya yansimasi budur. Icerde de bol bol nargile salonlarini doldurup yolda kabadayilik yapan genc guruhtur. Aci ama gercek, Turkiye “Gercek Osmanli’yi” bilmiyor, bilmek de istemiyor. Sadece “mitolojik altin cag/efsane donemi” gozlugu ile degerlendiriyor, cok sig bir bicimde.

  2. Cevat Beye katılıyorum. Osmanlı yıkılmıştır üzerinden de 100 yılı aşkın bir zaman geçmiş, dünyada dengeler tersine dönmüştür. Yeni dünya düzenine uygun, ülkelerin belirlediği stratejilerle çelişmeyen, uslubun konuyu maskelemediği, aklı selim söylem ve siyasetler geliştirilmelidir. Türk halkı ve kosova halkı yüzyıllar boyu kader birliği etmiş ise illaki bir çok konuda ortak değerleri mevcuttur, iş bu değerler toplumları birbirine perçinleyen en güçlü enstrumanlardır. Bu tarz provokasyonlar şık olmasada sağ duyuyla değerlendirilmeli ve hissi hareket edilmemelidir. Sadece Kosova değil balkanlarda ortak değerlerimiz, ortak geçmişimiz olan tüm ülkeler kardeş ülkelerdir.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz