Devlet ve Dini Gruplar, Cemaatler…

0
Latest posts by Sinan Eskicioğlu (see all)

Uzun zamandır Fetö’yü konuşuyoruz, tartışıyoruz.

Aklı başında olan insanlar ta 90’lı yıllarda, fetö yapılanmasının olumsuzluklarını, insanlara ve toplumsal yapıya zararlarını ifade ediyorlardı. Bunları duyup, üzerine düşündüğünüzde ‘dur, bir de ben gözlemleyeyim’ der ve tetkik etmeye başlardınız. Hemen farkederdiniz ki; Kuran okunması yerine, sadece bu kişinin kitapları okunur; insanların kendi beyinlerini kullamaları yerine abi/abla/bu kişinin fikirleri temel olarak alınır; nesiller kötü yola düşeceğine, en azından dini/kitabı öğrensin denerek emanet edilir; boş işlerde uğraşmaktansa iyi işler yapalım düşüncesi ile bu yapı için koşturulurdu.

Bu yapı içinde olanlar güzel işler yaparlar, güçlenmeye başladıklarını anladıklarında hem toplum nazarında hem de devlet nazarında bu güçlerini sergilemeye başlarlardı. Toplumdaki insanlar dinsel güç sunulduğu için de boyun eğerlerdi. Çünkü dinsel eğitimde İTAAT vardı.

Sorgulamadan, araştırmadan, ‘ama ben farklı düşünüyorum’ demeden, sorular sormadan (Çünkü ne denirdi dini gruplarda: ‘Çok soru sordukları için, helak oldular!) itaat ederlerdi.

Aradan o kadar zaman geçti, fetö gibi ayaklanmayı yaşadık, üzerine hala kalıntıları ile mücadele ediliyor ama, hala toplumda bu konuda ilerleme sağlanamadı.

Çok kolay bir cümle vardır ve çok yaygındır: ‘Doğu toplumları (bizim toplumumuz) böyle. Mutlaka birine tabi olmak zorundalar’ gibi.

Hayır!  Doğu toplumları böyle, batı toplumları farklı değil. İnsan her yerde aynı insan.

Batı toplumları da aynı şekilde birine tabi olmayı çok benimsiyorlardı, hala daha aynı durumda olanlar var.

Batı toplumları bugüne gelinceye kadar çok bedeller ödediler. Otuz Yıl Savaşları’nı incelediğinizde bunları çok daha açık olarak görürsünüz.

Kiliseye, tarikatlara nasıl körü körüne bağlıydı batı toplumları..

Bunlar yetmedi Birinci ve İkinci Dünya savaşları yaşandı. İkinci Dünya savaşında Hitler gibi bir deliye, yani tek bir kişiye bağlı oldu Avrupa insanı.

Yani, bilinen o cümle sadece kendini kandırmaca.

Bizim toplumumuz böyle falan değil. Bu toplum itikatta Maturudi, amelde Hanefi olarak uzun yıllar yaşadı.

Toplumda Maturudilik unutturuldu.

Bugüne baktığımızda, durum çok daha vahim. Eskiden Maturudilik nedir bilenler vardı, artık o da yok.

Bugün Selefilik var.

Selef olarak kabul edilen kişilere, koşulsuz ve şartsız BAĞLILIK/ İTAAT.

Selefilikte AKIL kesinlikle kullanılmaz.

Selefilikte amel, imanın bir parçasıdır. Böyle olunca amel etmeyenin, amele özen göstermeyenin imanı da tehlikeye girer.

Bu yüzden abdest alma/namaz kılma showları yapılmaya başlandı ve hala da devam ediyor.

Neden?

Cevabı belli: ‘Ben amellerime önem veriyorum, benim imanım daha kuvvetli showu’.

Selefi akımla beraber, her birey kendine uygun Seleflerini buldu. Mantar gibi türedi dini gruplar.

Peki vatandaşlar neden bunu yaptı?

Çünkü din çok kolay hale geliyordu.

Sorunun mu var, Selefe/Hocabeye/Hocahanıma/abiye/ablaya sor, cevabını al ve okumaktan/araştırmaktan kurtul, BİTTİ.

Derslerimde öğrencilerime hep şunu söylemişimdir ve söylerim: ‘Belki ben kafadan atıyorum, belki sizi kandırıyorum. Bence eve gittiğinizde kitaplara/internete girin araştırın.

Size de söylüyorum: Siz de yarım saatinizi ayırın, araştırın. Çok zor değil internette ‘Maturudilik nedir? Selefilik mezhebi nedir? diye araştırmak.
Hem kendiniz okuyup kulaktan dolma değil, öğrenilmiş bilgilere sahip olursunuz, hem de kontrol etmiş olursunuz bu bilgiler doğru mu, yanlış mı.

Gelelim devlet tarafına.

Zaman selefiliğe döndü, müslümanlar kolaycılığa başladı, peki devlet açısından ne yarar vardı bu işte?

Hepinizin de cevapladığı gibi: ‘Vatandaşları kolayca yönetmek ve yönlendirmek’.

Sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da da bu hale geldi zamanla.

Avrupa’da en çok cami kime ait? Milli Görüş. O halde milli görüşle pazarlık yapalım.

Zaten milli görüşdekilerin arayıp bulamadığı şey. Koparabildiğim kârdır mantığı. Müslümanların menfaati önemli değil, yeter ki yapının menfaatleri gözetilsin….

Türkiye’de de iktidarlar hep bu dini yapıları kullandılar. Bu kimi zaman A cemaati oldu, kimi zaman B cemaati.

Dindar olan hükümetler, yada şöyle diyelim: Dindar insanlardan oluşan hükümetler; dini kaygıları, toplumda dinin gelişmesi, oy sağlama, insanları daha kolay yönetme adına hep kullandılar.

Dine karşı olan insanların kurduğu hükümetler de bu dini grupları kullandılar. Dinin toplumda kötü mü gösterilmesi gerekiyor, hemen bu dini gruplara bir olay ayarlanır ve ‘bakın bunlar işte bu’ demek için. Yoksa yüzsüz, arsız kalkancılar, fadimeler, müslüm gündüzler çıkmazdı. Yada aktüel olay olan Atatürk Büstü kutsal savaşçısı…

Bugün, daha vahim olayları geride bıraktık. Bir yapı, parti kurma zahmeti çekmeden, yönetime göz dikti. Tam bu sırada demem lazım ki; işte bu yüzden İslam Hukuku’ndaki HAK-GÖREV dengesi çok önemli. Bu yapıdaki insanlar, ‘ne görev yaptık ki; devleti yönetme hakkımız olsun’ demediler. Diyemezlerdi zaten. Hak-Görev dengesi yerine Selefilik ile yetiştiler.

Fetö ile amansız mücadele devam ederken, başka dini yapılar ile ilgili de çalışma oluyor mu?

Cevabını sizlere bırakıyorum.

Bana göre; olmuş olsaydı eğer, ‘bilmemne cemaatinin adamı Diyanet teşkilatındaki görev değişikliğinden sonra, ‘daha tehlikelisi gelmemiştir’ diye bir söz edemezdi.

Yada topluma bir bakın.

Yada yönetimde sözü edilen başka dini gruplara.

Yada kontrol mekanizması hala daha oluşturulmayan dini grupların hepsine.

Neden hala yok kontrol mekanizması,

Yada bu dini grup adamına neden birşey denmez.

Yada alenen TV programlarında dini grupları göklere çıkaranlar sürekli desteklenir.

Çünkü dini grupların olması yönetim açısından önemli.

Bütün vatandaşlara dert anlatmaktansa, dini grubun başındakini muhatap alırsınız yeter.

Ne istiyorsanız, olaylar nasıl gelişsin istiyorsanız, müslümanlar ne düşünsün ve İslam’ı hangi türden anlasın istiyorsanız, dini grupların başındakilere söylersiniz, olur biter.

Dini gruplara tabi olanlar Görmez için böyle konuşuyorsa, demek ki başka oyunlar dönüyor.

Yakında okuruz. Nasıl olsa olayların perde arkasını köşelerine taşıyan gazetecilerimiz var. 15 Temmuz gibi çok önemli bir olayın perde arkasını da zaten onlardan öğrenmiyor muyuz?

Görmez’in neden görevden alındığının perde arkası da çıkar yakında.

Ama bizi ilgilendiren perde önü.

Gerçekten inanan kişiler, görünene bakarlar. Söylenene bakarlar. Kalplerde olanı ve niyetleri bilmiyoruz.

Ama siz gene de, Maturudilik ve Selefiliği  internetten okuyup, sonra da topluma/yönetime/ülkeye ve dünyaya bakın.

Bakalım siz neler görüp, nelere şahit olacaksınız…

Sevgi ve Bilgiyle kalın…

Önceki İçerikEnflasyon rakamları açıklandı!.. Yüzde 9,79
Sonraki İçerikMeteoroloji’den dolu uyarısı!..
Sinan Eskicioğlu kimdir? 1974 İzmir’de dünyaya geldi. Agah Efendi İlkokulu’nda eğitim hayatına başladı. İzmir İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra ÖSYM sınavlarında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni kazandı. Kelam dalında ‘Allah’ın iradesi ve Nedensellik Problemi’ isimli bitirme teziyle, gecikmeli olarak 2000 yılında üniversiteden mezun oldu. 28 Şubat sürecinin etkisiyle İlahiyat fakültesi mezunlarının öğretmen yapılmaması yüzünden 2002 yılına kadar ticaretle ilgilendi. 2002 yılında D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi’nde Din Felsefesi dalında yüksek lisansa başladı. Aynı yıl yüksek lisans programını yarıda bırakıp Almanya’ya gitti. Almanya’da Diyanet’e bağlı çeşitli camilerde eğitmenlik ve öğretmenlik yaptı. Duisburg-Essen Üniversitesi Sosyal işler ve yöneticilik bölümünde eğitim aldı. 2007-2011 yılları arasında IGMG (Avrupa Milli Görüş)’de Düsseldorf Bölgesi Eğitim Merkezi müdürlüğü ve bölge eğitmeni olarak çalıştı. 2011-2013 yılları arasında Osnabrück Üniversitesi Protestan Mezhebi bölümünde eğitimine devam etti. 2016 yılından itibaren Ocak Medya gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. 2020 yılında gazetenin genel yayın yönetmenliğini üstlenen yazar Almanca, İngilizce bilmektedir. şimdiye kadar yayınlanmış olan yedi kitabı vardır. Yok Edin İnsanın İnsana Kulluğunu- Kişiselleştirilmiş İslam, Zeytin Ağacı (Roman), Katar istanbul, Müslüman Kardeşlerden Ak Parti’ye İslamcılık., Tarihteki Dindar Zalimler. İbn Sina, İbn Haldun

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz