Kudüs, imandan bir cüz müdür?

1
Latest posts by Sinan Eskicioğlu (see all)

ABD Başkanı Trump’ın demecinin üzerinden beş gün geçti. Bu süre zarfında kınama ve tepki mesajları, mitingler ve Filistin’de henüz yetişkin bile olmayan çocukların protesto gösterileri sürece adını yazdırdı.

Bugün yaşanan bir gelişme aslında çok önemli.

Netenyahu Fransa gezisinde Erdoğan’a verip veriştirirken, Fransa cumhurbaşkanı Macron Trump’ın demecini kabul etmediklerini ve iki grubu içine alan çözümden yana olduklarını ifade etti.

İsrail devlet başkanı yanında iken dahi bunu kabul etmediklerini belirterek bir tavır sergiliyor.

Trump’ın bu demeci neden verdiğini iyi tahlil etmek gerekiyor.

Trump çıkmazda. ABD’nin gerçekleriyle her geçen gün daha fazla yüz yüze geliyor. Her zorluk yaşadığında da kamuoyunu tamamen değiştirecek demeçler vermekte. Ya Kuzey Kore’yle ilgili oluyor, ya İran’la ya da Kudüs’le.

Şu anda da çıkmazda ve çareyi damadı aracılığıyla ‘şirin’ gözükmekte buluyor.

Peki bu demeçten sonra neler yaşandı ya da yaşanıyor.

  1. Bu demecin ardından üç kişi ön plana çıkıyor: Trump, Netenyahu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan….
  2. Filistin’de daha yetişkin bile olmayan çocuklar taşlarla protestoya başlıyor. Bunu destekleyenler de Hamas ve El-Fetih gibi örgütler.
  3. Bu konuda tepkilerini göstermek isteyen vatandaşlarımız için çeşitli dernekler öncülüğünde yürüyüşler ve mitingler yapıldı.
  4. Cuma namazı çıkışı tepkilerini göstermek isteyen insanlar bayrak yakarak tepkilerini gösterdiler.
  5. Birçok köşe yazarı da konuya bakış noktalarından fikirlerini kaleme aldılar.

Kudüs, Aralık 1917 tarihinden bu yana Osmanlı topraklarında değil. Yani yüz yıl önce Filistin Osmanlı’dan ayrıldı ve bu ayrılış esnasında (31 Ekim 1917 ile 8 Aralık 1917 tarihleri arasında) Kudüs’ün düşüşüne kadar olan sürede Osmanlı askerleri şehid, yaralı ve esir toplam 25 bin kayıp vermişlerdi. (Kaynak: Prof. Erhan Afyoncu, 10 Aralık 2017 tarhli yazısı)

Bir başka gerçeği de Tarihçi Murat Bardakçı’dan öğreniyoruz:

Ortadoğu’nun, özellikle de Filistin ile Kudüs’ün Osmanlı idaresi altında bulunduğu asırlarda barış içerisinde olduğunu, değişik dinlere mensup halkın beraberce gayet rahat yaşadıklarını söyleyip bu huzura “Pax Ottomana”, yani “Osmanlı barışı” ismini verenlerin anlattıklarına pek inanmayın! Bir milletler topluluğu olan imparatorluğun hiçbir bölgesi huzur içerisinde olmamıştı, hemen her yerde asırlar boyunca anlaşmazlıklar, başkaldırılar ve çatışmalar yaşanmıştı. Balkanlar’da, Suriye’de ve Filistin ile Kudüs’te de vaziyet böyle idi. (Kaynak: Murat Bardakçı, 10 Aralık 2017 tarihli yazısı)

‘Kudüs kırmızı çizgimiz’ diye demeçte bulunan Türkiye Cumhuriyeti iktidarı, ‘Mavi Marmara’ konusunda ne demişti, ne yapmıştı.

Bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘giderken bana mı sordunuz’ demişti.

Mavi Marmara tazminatları dokuz ay hükümet tarafından kullanılmıştı. (Miktar 20 milyon dolar).

Bununla ilgili olarak aileler dava açmak zorunda kalmışlardı. İnsanın inanası gelmiyor.

Bu çelişkilerle Kudüs konusunun kullanılıyor olması benim canımı cıkıyor.

Sanki dini bir mesele durumuna getirilen konu açıkça saptırılıyor ve politika malzemesi haline dönüşüyor.

Şimdi gelelim konunun dine dayandırılan kısmına; Cuma namazı çıkışlarında yapılan gösteriler, bayrak yakmalar ve düzenlenen mitinglerde sürekli vurgulanmak istenen ‘Kudüs’ün ulvi olması konusu’na.

Kudüs ya da Kudüs sevgisi İman’dan bir cüz değildir. Bunu herkesin böyle bilmesi gerekir.

Ne demektir imandan bir cüz değildir.

Yani Kudüs konusu iman esaslarından bir parça değildir.

Kudüs sevgisi ya da davası konusu ile iman artmaz da, eksilmez de.

Birkaç gündür sergilenen tablo, kaleme alınan yazılar o hale geldi ki; Kudüs-Filistin konusu sanki imandan bir cüz.

Kudüs-Filistin konusunda istedikleri gibi düşünmez ve yazmazsanız, imanınız sorgulanıyor.

Bu ne hadsizliktir, bu ne saygısızlıktır, bu ne cahilliktir.

Utanmadan, sıkılmadan birileri çıkıyor diyor ki; Kudüs konusu bir kıstastır, bir ölçüdür.

Trump’ın saçmalığı, Netenyahu’nun rüşvet örtme gayreti dönüyor dolaşıyor Kudüs meselesi halini alıyor ve bunda da ‘bakın, işi doğru okumak lazım, diplomasi önemli, fevri çıkışlarla seviyenizi düşürmeyin’ demek Kudüs’e ihanet noktasına geliyor.

Netenyahu, bütün yahudileri kapsayan biri değildir.

Netenyahu’ya kızıp, ülkemizdeki ve dünyadaki dürüst-iyi insan olan yahudi kökenli vatandaşları rencide etme hakkına sahip değilsiniz.

Netenyahu’nun partisinin yerleşimci politikaları yüzünden ülkemizde yaşayan Sefaradları incitemezsiniz.

Kudüs’ü, dini ve hatta imani bir mesele haline getirerek ‘çok daha dindar, çok daha müslüman’ görünme şovunuzdan vazgeçin.

Bir hatırlatmada daha bulunayım.

İslam Peygamberi Hz. Muhammed bir hadisinde şöyle demiştir:

‘Kolaylaştırın, zorlaştırmayın. Müjdeleyin (sevdirin) nefret ettirmeyin….’ (Buhari; III:72)

 

Sevgi ve Bilgiyle kalın.

Önceki İçerikTartışmalı 2 madde geri geliyor.. Uyum yasasının içine konacak
Sonraki İçerikİTO Başkanı İbrahim Çağlar hayatını kaybetti..
Sinan Eskicioğlu kimdir? 1974 İzmir’de dünyaya geldi. Agah Efendi İlkokulu’nda eğitim hayatına başladı. İzmir İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra ÖSYM sınavlarında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni kazandı. Kelam dalında ‘Allah’ın iradesi ve Nedensellik Problemi’ isimli bitirme teziyle, gecikmeli olarak 2000 yılında üniversiteden mezun oldu. 28 Şubat sürecinin etkisiyle İlahiyat fakültesi mezunlarının öğretmen yapılmaması yüzünden 2002 yılına kadar ticaretle ilgilendi. 2002 yılında D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi’nde Din Felsefesi dalında yüksek lisansa başladı. Aynı yıl yüksek lisans programını yarıda bırakıp Almanya’ya gitti. Almanya’da Diyanet’e bağlı çeşitli camilerde eğitmenlik ve öğretmenlik yaptı. Duisburg-Essen Üniversitesi Sosyal işler ve yöneticilik bölümünde eğitim aldı. 2007-2011 yılları arasında IGMG (Avrupa Milli Görüş)’de Düsseldorf Bölgesi Eğitim Merkezi müdürlüğü ve bölge eğitmeni olarak çalıştı. 2011-2013 yılları arasında Osnabrück Üniversitesi Protestan Mezhebi bölümünde eğitimine devam etti. 2016 yılından itibaren Ocak Medya gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. 2020 yılında gazetenin genel yayın yönetmenliğini üstlenen yazar Almanca, İngilizce bilmektedir. şimdiye kadar yayınlanmış olan yedi kitabı vardır. Yok Edin İnsanın İnsana Kulluğunu- Kişiselleştirilmiş İslam, Zeytin Ağacı (Roman), Katar istanbul, Müslüman Kardeşlerden Ak Parti’ye İslamcılık., Tarihteki Dindar Zalimler. İbn Sina, İbn Haldun

1 Yorum

  1. Sinan bey; bir tek yahudi şahsın çıkıp israilin, netanyahunun izlediği siyaseti eleştirdiğini görsek, ya da seferad dediğiniz insanlardan biri çıksa deseki İsrail yanlış yapıyor, o zaman bu cümlelerinizin zerre kadar da olsa bir dayanağı olucak ama yok. Yazınızın başından sonuna kadar israil politikasını eleştirenleri eleştirmişsiniz.
    O Hadisi Peygamberimiz(SAV) yahudilerin işlerini kolaylaştırın diye mi söylemiş acaba, ya da Yahudilere sevecen görünün:))))
    ” Müslüman, müslümanın kardeşidir; ona hıyânet etmez, yalan söylemez ve onu sahipsiz bırakmaz Müslümanın herşeyi; ırzı, malı, kanı müslümana haramdır Takvâ işte burada (kalpte)dir Bir kişiye, müslüman kardeşine hakâret etmesi, kötülük olarak yeter (Buhârî, Müslim)”
    “Müslümanların derdiyle ilgilenmeyen onlardan değildir. ( Buhârî, Müslim)”
    Hasılı on emire uysak yeter diyorsunuz:)))
    Yorumumun yayınlanıp yayınlanmaması pek önemli değil, müellife ulaşsa benim için kafidir. Yorum yayınlama kriterlerinizi aşağı yukarı kavradığımdan bu mevzuyu pek önemsemiyorum.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz