İslam ve İbadetler

1
Latest posts by Sinan Eskicioğlu (see all)

Sevgili Gençler, kendini genç hissedenler ve ileride genç olup merak içinde yeni bilgiler öğrenmek isteyecek bugünün çocukları.

Dinler, insanların Yaratıcı Varlık’a bağlılıklarını kuvvetlendirmek, O’na yakın olmak ve ayrıca insanların kendi hayatlarında da onlara yardımcı olması sebebiyle ibadetleri tavsiye etmiştir. Kimileri buna emretmiştir gibi tabirler de kullanabilirler. İmtihan dünyası ve kişinin özgür iradesiyle seçim yapması söz konusu olduğu için ben bunu tavsiye edilmiş olarak anlıyorum.

İlkel kabile dinlerinde bile bazı ibadetleri görürsünüz.

İbrahimi dinler dediğimiz Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam’da, Yaratıcı, insanların ibadetlerini açıkça bildirmiştir.

Yani ibadetler kitap deliliyle sabittir.

“Ben insi ve cinni ancak beni (îmanla tanıyıp) ibâdet etsinler diye yarattım.” (ez-Zâriyât, 56).

Nasıl yapıldığını da Peygamberler vasıtasıyla öğreniriz.

En basit tanımı ile İbadet: Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla yapılan her güzel iş ve davranışa ibadet denir.

İbadetin tanımına şunu da ilave etmek yerinde olacaktır: Kişinin dünyada yararı için Yaratıcı’nın tavsiye ettiği genel hükümler.

Bu ilaveyi yapmamın sebebi şu:

Eserlere baktığınızda hep karşınıza çıkan aynı yaklaşımdır.

Allah’ın rızası, O’na yakın olma, O’nun emirlerini yerine getirme gibi.

Dikkat edilmesi gereken çok önemli bir nokta var ki, bu hep göz ardı edilmiştir.

İbadetler, sadece Yaratıcı için, O’na yakın olmak için yapılmaz. İbadetler, insanların yeryüzünde yaşarken ihtiyaç duydukları, insanlara faydası olan fiillerdir.

Nasıl mı.

Şöyle: Namazı sadece Yaratıcı için kılmak olarak görürseniz. Namazın kişiye, topluma faydalarını görmez ve kişideki, toplumdaki etkilerini yok etmiş olur ve bugünkü gelinen noktaya gelirsiniz. Namaz kılan insanlar olsa da, onlar ve çevresinde olumlu değişmeler gerçekleşmez. Aynı ayette dendiği gibi: ‘Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, Onlar namazlarını ciddiye almazlar, Onlar gösteriş yapanlardır’. (Maun Suresi, 4-6)

İbadetlerle ilgili bilgi almak için kitaplara göz attığınızda şu üç maddeyi görürsünüz:

İbadetler üçe ayrılır;

Beden ile yapılanlar: Namaz, oruç

Mal ile yapılanlar: Zekat, kurban

Hem beden, hem mal ile yapılanlar: Hac

İbadetler genelde beden ve mal ölçüt alınarak sınıflandırılmıştır. Neden mi böyledir?

Çünkü bu sınıflandırma Tarım Toplumu İslam’ına aittir.

Eskiden yazılmış eserler o zamanki topluma yönelikti. O zaman tarım toplumu idi ve önemli olan iki konu vardı: Beden ve Mal. Dikkat edin para değil, Mal. İşte bundan dolayıdır bu sınıflandırma yöntemi.

O zamanki tarım toplumlarında din önemli bir faktördü ve ben de bundan dolayı hep aynı ifadeyi kullanıyorum. Din toplumları ve dinin şekillendirdiği toplum, dinin şekillendirdiği giyim-kuşam ve alışkanlıklar.

Ama biz bugün tarım toplumunu yaşamıyoruz. Sanayi toplumu bile geride kaldı ve artık bugün Bilgi-Teknoloji toplumundayız ve belki bu ileride gene değişecek.

(Bu konuyu ileride örneklerle tekrar ele alırız).

Konumuza dönersek; İbadetler en temel olarak dörde ayrılır:

Bireysel İbadetler, Toplumsal İbadetler, Devletsel İbadetler ve Ortak noktaları ile hepsini kapsayan İbadetler.

Bireysel İbadetler: Namaz, Oruç, Kurban ve Hac, Salih Amel

Toplumsal İbadetler: Cemaat Namazları, Kurban (Hac Mevsiminde) ve Hac, Salih Amel

Devletsel İbadetler: Zekat ve Hukuk Düzenine Destek.

Ortak Noktaları ile hepsini kapsayanlar bölümünde ise çeşitli varyasyonlar vardır. Bunlar:

Namaz hem bireyseldir, hem toplumsaldır.

Kurban hem bireyseldir, hem toplumsaldır.

Hac hem bireyseldir, hem toplumsaldır.

Salih Amel hem bireyseldir, hem toplumsaldır. (Salih Amel, güzel davranış, yararlı-faydalı iş demektir. İleride de bu konuyu ayrı olarak ele almak yerinde olacaktır. Bugün Salih Amel nelerdir, zihin yormamız gereken konu budur.)

Örneklerle açıklayalım:

Namaz; bireysel ibadettir. Kişiye faydası vardır. Ama aynı zamanda da toplumsaldır. Cemaatle kılınan Cuma namazı, Bayram Namazları, Cenaze namazı. Örnek olarak cenaze namazını toplum önemsemez ve kılan olmazsa, bunun günahı bütün toplumu kapsar.

Kurban; bireysel ibadettir. Hac mevsiminde de toplumsal ibadettir. Hem dünyadaki aç insanlara ulaşmak için ve hem de bugün uygulanmayan ama çok önemli olan diğer bir nokta: Her hacının ülkesinden getirdiği hayvanları hac görevi için Arabistan’da kesmesi ve bütün ülkelerden gelen etlerin birleştirilmesi ve bir bölümünün tüketilmesi ile hacıların çeşitli hayvanları tüketerek bağışıklık sistemlerini güçlendirmeleri.

Zekat; devletsel bir ibadettir. Zekat, ancak devlete verilir ve devlet bu zekatı ihtiyaç sahiplerine dağıtır. Bugün cemaatlerin, camicilik yapan derneklerin zekat toplama yetkileri yoktur.

İbadetlerde unutulmaması gereken önemli bir nokta da Peygamberin hadisidir:

“İbâdetin Allah’a en makbûl geleni, az bile olsa, devamlı yapılanıdır’. İbadetler kişinin muhtaç olduğu fiillerdir. Biz ibadetleri Yaratıcı için değil, kendimiz için yapmakla yükümlüyüz. Sürekli yapılan ibadetler de kişinin içsel gücünü ortaya çıkartır.

Bir örnekle son verelim:

Kurban.

Kurban kesenleriniz bilir. Kurban kesmek, kan akıtmak çok doğaüstü bir olaydır. Kan görünce bayılan insanlar, kurban keserken bayılmazlar. Bunu gözlemlerime dayanarak söylüyorum.

Kurban kesmek, insanın içindeki hayvani vahşiliğin meşru yollardan dışarı çıkmasıdır.

Kaç yıllardan beri insanlarımız kendileri kurban kesmiyorlar. Derneklere, vakıflara veriyorlar bitiyor. Çünkü bir sürü uğraşı, iş, koşturmaca ve emek. Bir yere bağışlıyorlar ve rahat ediyorlar.

Sonra ne oluyor derseniz.

İçlerindeki şiddet birikiyor. Meşru olarak çıkmayan şiddet meşru olmayan yollarla ortaya çıkıyor.

Bu benim tezimdir, katılmayabilirsiniz. Toplumda kurban kesmek azalırsa, o toplumda şiddet artar ve meşru olmayan şekillerde de ortaya çıkar. Bu yüzdendir ki; insanlar şiddete meyilli hale gelmişler ve şiddeti her alanda gösterir olmuşlardır.

Daha sonraki Cuma günlerinde teker teker ibadetleri ve fonksiyonlarını da sizlere aktarmaya devam edeceğim.

 

Sevgi ve Bilgiyle kalın.

Önceki İçerikYeni Yıla “Umutsuz Girilmez” Tabelası Asalım
Sonraki İçerikErdoğan’dan MHP ile ittifak açıklaması.. Sürece limon sıkma yanlışını kimse yapmamalı
Sinan Eskicioğlu kimdir? 1974 İzmir’de dünyaya geldi. Agah Efendi İlkokulu’nda eğitim hayatına başladı. İzmir İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra ÖSYM sınavlarında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni kazandı. Kelam dalında ‘Allah’ın iradesi ve Nedensellik Problemi’ isimli bitirme teziyle, gecikmeli olarak 2000 yılında üniversiteden mezun oldu. 28 Şubat sürecinin etkisiyle İlahiyat fakültesi mezunlarının öğretmen yapılmaması yüzünden 2002 yılına kadar ticaretle ilgilendi. 2002 yılında D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi’nde Din Felsefesi dalında yüksek lisansa başladı. Aynı yıl yüksek lisans programını yarıda bırakıp Almanya’ya gitti. Almanya’da Diyanet’e bağlı çeşitli camilerde eğitmenlik ve öğretmenlik yaptı. Duisburg-Essen Üniversitesi Sosyal işler ve yöneticilik bölümünde eğitim aldı. 2007-2011 yılları arasında IGMG (Avrupa Milli Görüş)’de Düsseldorf Bölgesi Eğitim Merkezi müdürlüğü ve bölge eğitmeni olarak çalıştı. 2011-2013 yılları arasında Osnabrück Üniversitesi Protestan Mezhebi bölümünde eğitimine devam etti. 2016 yılından itibaren Ocak Medya gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. 2020 yılında gazetenin genel yayın yönetmenliğini üstlenen yazar Almanca, İngilizce bilmektedir. şimdiye kadar yayınlanmış olan yedi kitabı vardır. Yok Edin İnsanın İnsana Kulluğunu- Kişiselleştirilmiş İslam, Zeytin Ağacı (Roman), Katar istanbul, Müslüman Kardeşlerden Ak Parti’ye İslamcılık., Tarihteki Dindar Zalimler. İbn Sina, İbn Haldun

1 Yorum

  1. Sayın yazar Siz Almanya’da yaşıyorsunuz. Almanlar kurban kesmiyorlar. Ama İkinci Dünya Savaşından sonra vahşiliklerini, marjinaller dışında, görmedik. Ama Irak’ta, Libya’da, Suriye’de, Afganistan’da … İslam adına yapılan vahşilikleri açık ve seçik bir şekilde görüyoruz.
    Bu işin kurban kesmekle pek alakasının olmadığı görülüyor.
    Kurban keseceğiz. Allah emrettiği için ve ihtiyaç sahiplerinin hakkı için.
    Selamlar.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz