Dayattığınız İslam anlayışı yüzünden bu sıkıntılar var. ‘Artık anlayın’ diye bir de kitap önerisi.

1
Latest posts by Sinan Eskicioğlu (see all)

Sevgili Gençler, kendini genç hissedenler ve ileride genç olup merak içinde yeni bilgiler öğrenmek isteyecek bugünün çocukları

Sizler bugünü yaşıyorsunuz ya da geleceği yaşayacaksınız. Sizden önceki bizler, birçok şeyler yaşadık. Bizlere ve topluma dayatılan İslam anlayışlarına inandırıldık.
Neydi bu İslam anlayışı diye soracak olursanız.

Açıklayayım.

İslam, farklı anlayışlara imkan veren, farklı kültür ve coğrafyalarda yaşayan insanların farklı anlayışlar ortaya koyabilecekleri çok demokratik bir din ve bir sistemdir. Bundan dolayı da ‚mezhep’ler oluşmuştur. Farklı anlayışlar ve farklı şartlar, farklı fetvaları (çözümleri) oluşturmuş ve farklı mezhepler ortaya çıkarmıştır.

Son iki yüz senedir durum tamamen değişmiştir. Aslında çok daha önce değişmişti ama son iki asır çok daha önemlidir.

İslam, hayatın gerisinde kalmış. İslam alimleri hayatın gerisinde kaldıklarını kabul etmemeye başlamışlar ve sürekli ilerleyen, gelişen dünyayı eleştirmişler ve düşman bellemişlerdir.

Kendi içine kapanan İslam dünyası ve müslümanlar, sanki sadece kendileri haklı gibi ahkam kesmişlerdir.

Kapalı toplum olmaya başlayan müslümanlar, her geçen gün batıya, gelişmelere ve yaşanan hayata bilenmişlerdir.

Bunda müslümanlar suçlu?

Eh biraz. Çünkü ayetlerde Mutlak Varlık Allah, ‚aklınızı kullanın, okuyun, çevrenize bakın-düşünündiyor. Müslümanlar bunları yapmadıkları için suçlular.

Ama asıl ve en önemli suç da din adamlarındadır. İslam’ı anladığını zanneden bu din adamları, dinin temsilcisi olduğunu zanneden -kimler olduğunu etrafınıza baktığınızda kolayca anlayacağınız bizim dünyamızın tipleri- müslümanları kandırmışlar ve onları, amiyane tabirle, ‚enayiyerine koymuşlardır.

İslam dünyasına, müslümanlara bir bakın. Ne görüyorsunuz? Hiçbir şey. Çünkü başarı diye bir şey yok.

Çok iddialı konuşuyorsun. Evet iddialı konuşuyorum.

İslam dünyasındaki ahlak anlayışına, bilim anlayışına, bilimsel gelişmelere, din ve İslam anlayışına, devlet ve hukuk anlayışına, müslümanların hayatlarına bir bakın.

Huzur, mutluluk ve saadet, bolluk var mı?

Evet, yok. Bu dünya huzur-mutluluk ve bolluk için değildir. ‘Öbür dünyada-cennette yaşayacağız biz bunları’ diyenlerinizi duyar gibiyim.

Hadi ya. Öyle mi. İslam peygamberiİslam’ın prensipleri öbür dünya içindir, orada yaşayacaksınız dedi.  Hayır, öyle demedi. Zorluklarla sistemi kurdu ve bu sistem HUKUK ve İNSAN HAKLARI üzerine kuruldu.

Hurafe, yalan-dolan, kandırmaca, şeyhlik, efendilik, külhanbeylik, din istismarı, cennet tapusu, cehennem korkutması, huri hediyesi, yanarsın öcüsü üzerine değil, salt ve en gerçek HUKUK ve İNSAN HAKLARI üzerine idi.

Müslümanlar bunu değiştirdiler. Neden değiştirdiler?

Din adamları ve din bezirganları, din tüccarları ve sahtekar dinciler yüzünden bu değişim yaşandı.

Bir örnekle açıklayayım.

Bugün yaşanan olaylar. Hepimizin midesini bulandıran, ‘yuh artıkdedirten taciz vakaları ya da çocuk yaşında kızlarla evlenme konuları. Bunlar nedir biliyor musunuz sevgili gençler.

Bunlar son kırk yılda bastırılankadın ve cinsellikkonularının patlamasıdır.

Normal ve İslami olmayan kadın ve cinsellik bakış açısı dayatmayla öyle yanlış algılandı ki, bugün bu çirkeflikleri yaşıyoruz.

Bunların tek sebebi İslam’ı başkalaştırmak ve olduğundan çok farklı şekilde yaşamaya çalışmaktır.

Neden diye soruyorsunuzdur.

Evet, neden?

Çünkü İslam anlayışındaki yanlışlık sebebiyle müslümanları yanlış kodladılar. Müslümanlar, İslam diye ucube bir şeye inandırıldılar.

Hayattan ve insandan kopuk, bugüne hitap etmeyen, hurafe ve yalanlarla dolu bir korku dini inşa ettiler.

Bizler İslam bu değildir dedikçe de, bizleri modernist diye damgaladılar.

Bizler İslam bu değildir dedikçe, siz kimsiniz ki, İslam’ı anladığınızı iddia ediyorsunuz dediler.

Evet, biz anlıyoruz. Hem de doğrusunu, aslını anlıyoruz.

Sizin anladığınız İslam anlayışının ne olduğu ortada….

Hadi açıklayın bakalım: Çocuk tacizlerini, çocuk yaştaki evlilik fetvalarını, faiz haram diye diye faizin en kallavisini yemeyi, din istismarı ile paralel devlet kurmayı, din istismarıyla ırkçılık yapmayı, oy avlamayı, İNSAN düşmanlığını, lükse dalmış müslüman şımarıklığını, başörtüsü takıp ahlak yoksunu insanları, sakal-cüppe-sarık muhabbetiyle şirketler kurmayı, İslam ekonomisi-İslam hukuku yoktur diye İslam’ı yolunmuş kuşa çeviren bu müslümanların hallerini….

İslam, aynı Yahudilik gibi hukuku, ekonomisi ve yaşam tarzı (life style) olan bir sistem dinidir. Bunu ister kabul edersiniz, ister etmezsiniz. Kabul etmeyince de, bu çöküntüyü yaşamaya mahkum olursunuz.

İslam’ın da Yahudilik gibi hukuk ve yaşam tarzı dini olduğunu kabul ettiğinizde, yeni bir dünya kurmanın gerekliliğini ve gücünü hissederek, hayatı güzelleştirmeye başlarsınız.

Kitap önerisi demiştim.

Tanıtımını yapmaktan gurur duyduğum bir eseri sizlere tavsiye ediyorum.

Ankara Okulu Yayınlarından çıkanKitab’ül Harac.

Hz. Peygamber döneminden itibaren ilk iki asır süresince yapılan İslam Ekonomisi uygulamaları hakkında bilimsel bir eser.

İslam’ın ne olup, ne olmadığını tüm müslümanların anlaması açısından çok önemli.

Sevgili Gençler, sizler bizim umudumuzsunuz.

Bizlerin, bu neslin nasıl kandırıldığını sizlere en güzel şekilde şu şarkının sözleri anlatacaktır:

[Şarkıdaki ‘sevda’ ve ‘dünya’ sözcüklerini ‘İslam’ sözcüğü ile değiştirip okuyabilirsiniz:]

Bize neler neler öğrettiler sevdalar [İslam, S.E.] üstüne

Aldatıldık aldatıldık sevda [İslam] böyle değil

Ne masallar ninniler söylediler dünya üstüne

Aldatıldık aldatıldık dünya böyle değil

Ufalana ufalana kaç kuşak

Eridik bu yollarda

Kimimiz yerle yeksan

Kimimiz zorla ayakta

Kolu kanadı kırık kuşlar gibiyiz

Ayrı diyarlarda

Bize Saadet nasip şimdi

Uçuk rüyalarda

Bu şarkı sözü kime ait diye merak etmeyin. Tabii ki Sezen Aksu ?

Sevgi ve Bilgiyle kalın.

Önceki İçerikBotanik Bahçe Emanet İse, Sultanahmet Camii Ne İdi?
Sonraki İçerikABD, Çin ürünlerine ek gümrük vergisi uygulamasına başladı..
Sinan Eskicioğlu kimdir? 1974 İzmir’de dünyaya geldi. Agah Efendi İlkokulu’nda eğitim hayatına başladı. İzmir İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra ÖSYM sınavlarında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni kazandı. Kelam dalında ‘Allah’ın iradesi ve Nedensellik Problemi’ isimli bitirme teziyle, gecikmeli olarak 2000 yılında üniversiteden mezun oldu. 28 Şubat sürecinin etkisiyle İlahiyat fakültesi mezunlarının öğretmen yapılmaması yüzünden 2002 yılına kadar ticaretle ilgilendi. 2002 yılında D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi’nde Din Felsefesi dalında yüksek lisansa başladı. Aynı yıl yüksek lisans programını yarıda bırakıp Almanya’ya gitti. Almanya’da Diyanet’e bağlı çeşitli camilerde eğitmenlik ve öğretmenlik yaptı. Duisburg-Essen Üniversitesi Sosyal işler ve yöneticilik bölümünde eğitim aldı. 2007-2011 yılları arasında IGMG (Avrupa Milli Görüş)’de Düsseldorf Bölgesi Eğitim Merkezi müdürlüğü ve bölge eğitmeni olarak çalıştı. 2011-2013 yılları arasında Osnabrück Üniversitesi Protestan Mezhebi bölümünde eğitimine devam etti. 2016 yılından itibaren Ocak Medya gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. 2020 yılında gazetenin genel yayın yönetmenliğini üstlenen yazar Almanca, İngilizce bilmektedir. şimdiye kadar yayınlanmış olan yedi kitabı vardır. Yok Edin İnsanın İnsana Kulluğunu- Kişiselleştirilmiş İslam, Zeytin Ağacı (Roman), Katar istanbul, Müslüman Kardeşlerden Ak Parti’ye İslamcılık., Tarihteki Dindar Zalimler. İbn Sina, İbn Haldun

1 Yorum

  1. Yazarımız doğru söylüyor, İslam alimleri çağın çok gerisinde kalmışlar, çağın gerisinde derken 200 yıl önceki dili geliştirememişler, konular özünde değişmezken, o konulara tali konular eklendiğinden daha ayrıntılı ve mevcut duruma uygun anlaşılır ve güncel konulara da atıfta bulunulup bir lisan geliştirilmesi gerekirken, onlar bugünki meseleleri 200 yıl önceki çeşitlilikteki olgu ve konuların içine sokuşturmaya çalışmışlardır. Mesela faiz konusu; Peygamberimiz (SAV), veda haccında faizin her türünün yasaklandığını ifade etmiştir. Bugünki ekonomi ve finans sisteminin en temel kurumu bankalar ve bankalar da faizle çalışmakta? işte islam alimleri sadece dini ilimlerle meşgul olmayıp bugünün şartlarındaki en yüksek ekonomi, iktisat, işletme gibi bölümlerde de bir yetkinliğe ulaşmalı ve bugünki finans sisteminin İslama uygunluğunu veya uygunsuzluğunu ortaya koymalı idiler. Bunu 1400 yıl önceki sahabi hayatında hurma alışverişi sırasındaki ticari davranışları örnek vererek bugün izaha çalışırsanız kimse itiraz etmez ama ciddiye de alınmaz.Demek istediğim küçümsemek falan kesinlikle değil, o zaman ticari alternatif sayısı 5 ise bugün bunun belki 5000 yolu vardır.
    Yazara çoğu yerde hak veriyorum lakin, çağın gerisinde kalan İslam değil İslam alimleridir bu konu önemli. Diğer taraftan”İslam, aynı Yahudilik gibi hukuku, ekonomisi ve yaşam tarzı (life style) olan bir sistem dinidir.” Bu ifadeler hep sorunludur. Tersten okusak yani Yahudilik de İslam gibi hukuku, ekonomisi ve yaşam tarzı olan bir sistem dinidir desek bile İslamla kıyasladığımız, yaklaştırdığımız için yine kusurlu olur. İslam dininin KURANI KERİM gibi bir kitabı var, Oraya başvurulduğunda hukukda, ekonomide sistemde açıkça görülecektir.
    Sayın yazarın Yahudi cemaatine, toplumuna, milletine karşı bir zaafı olduğu yönünde bende oluşan kanaat, yazılarını okudukça (step by step) güçlenmiştir. Daha önceki yazılarına bir göz atmanız yeter; örneğin tevrattaki 10 emire uysak yeter vb bir çok yazısında Yahudiliğe mersiyeler dizdiğinin aşikar olduğunu göreceksiniz. Mesela bu yazısında da Yahudiliğin sistemli bir din olduğunu, kendine has bir hukuku ve ekonomisi olduğunu belirtirken kıyasta da İslam var. Yani satır aralarında ve yazarın zihin kodlarında Yahudilik; ılımlı bir ifade kullanıyorum, zira açıp da kalbine bakma şansımız yok;müstesna bir yere sahip. Bu yüzden değerlendirmelerini okurken temkinli olmakta fayda olduğunu düşünüyorum.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz