Acı ama daha da kötü olacak… Çözüm yok mu? Var, aklını kullananlar için…

1
Latest posts by Sinan Eskicioğlu (see all)

 

‘Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde kim varsa hepsi toptan iman ederlerdi. O halde insanları hep mümin olsunlar diye sen mi zorlayacaksın? 

Allah’ın izni olmadıkça hiçbir kişinin iman etmesi mümkün değildir. Akıllarını kullanmayanlar üzerine Allah bir uğursuzluk yükler’. 

(Yunus Suresi 99-100)

Rahatsız ediyor bu olaylar, yaşananlar.

Rahatsızlığın adı müslümanlar.

Evet, müslümanlar.

İşin çivisi çıktı ve çıkan bu ucu sivri çivi çevreye rahatsızlık veriyor.

Din adına, İslam adına, müslüman olma adına yapılan seviyesizlikler, kalitesizlikler, gösterişler, çok bilmişlikler, cahillikler, grupçuluklar haddi aşmaya başladı.

Toplumun her kesiminden, her noktasından pislik akıyor.

Kötülüğün kalitesizliği, iğrençliği insanlığımızı rahatsız ediyor. Bırakın inandığımız dini, İslam’ı.

Gazetemizin genel yayın yönetmeninin kaleme aldığı makaleyi okuyunca, rahatsızlığım daha da arttı, nefes almak istiyor insan, ama zorlanıyor.

Bir sessiz çığlık var ki; kulaklarımı, kulaklarımızı sağır ediyor.

Ama ne acıdır ki; frekans farklılığı var, bu çığlığı başkaları duymuyor.

Çünkü frekanslar farklı, çünkü algılar farklı, çünkü bakış noktaları farklı.

Şükür evimizde TV yok, rahatız.

Dini ve milli duyguların bombardımanı olan diziler algılarımızı kirletmiyor.

Ama haberlerden bihaber olmamak için, bakıyoruz gene de.

Adalet yürüyüşü.

Yürüyüşler dalga geçenler.

Rakı sofrasındaki akp milletvekili.

İman meselesi haline gelen darbe geyiği.  Vatan savunması. Vatana bağlılık.

Ya siz değil miydiniz 90’lı yıllarda, ‘Hz. Peygamber Medine’ye hicret etmişti. Vatan, islamın yaşandığı yerdir’ diyen…

Kadın cinayetleri.

Tecavüzler.

Tacizler.

Oruç tutmuyor diye insanları dövmek, yumruklamak.

Ahlaksızlık had safhaya çıkmış, ama gösterişe hitapta geri kalmayan muhteşem iftarlar.

Nereye gidiyor bu toplum?

Gayet normal, hatta daha da kötü olacak.

Yukarıdaki ayet, yani yaratıcı Rab’in sözü: O halde insanları hep mümin olsunlar diye sen mi zorlayacaksın? 

Frekansı bozuk müslümanlar, bu ayeti okuyun.

‘Hep mümin olsunlar diye sen mi zorlayacaksın!’

İlahlık yapmaya yeltenen müslümanlara sesleniyorum!

Siz mi zorlayacaksınız.

Zorladınız da ne oldu?

10 yaşında, alışsın diye baskıyla başörtüsü taktırdığınız çocuklar şimdi, o başörtüsünü taşıyor, ama tesettür ve ahlakdan habersiz.

Neden taşıyorlar biliyor musunuz?

Baskıyla, korkuyla kişiliklerini işlettiniz.

İlahlık yapmaya yeltendiniz, sonuç bu oldu.

Baskıyla, korkuyla başörtüsü taktırmaya çalışacağınıza; iyi insan olmayı, vücudun insan için değeri olduğunu, doğal olanın vücudu örtmek olduğunu güzellikle telkin etseydiniz; toplumda ucube görünümlü (çakma) başörtülü modeller olmazdı.

Avrupa’da yaşayanlar bilirler.

Gıda maddelerinde domuzdan yapılan katkı maddelerinin kullanıldığı ve bunun uyarısının yapıldığı videolar.

Bana da göndermiş bir tanıdığım.

Bir markette Türk tarzı börek satılıyormuş ve içinde katkı maddesi varmış, özellikle de ifade etmişler:

‘Sakın haa almayın. Domuz yağından katkı maddesi var!’

Bunları çeken, gönderen, internet ortamında yayanlar kimler.

Çok gülünç ama evlerini, arabalarını, yazlıklarını ve hatta işlettiği camileri BANKA KREDİSİ ile yani FAİZ’le satın alan muhteşem müslümanlar…

Ne kadar gülünç, sinir bozucu, insanı deli eden bir tiyatro…

Acaba dedim ben de bir video hazırlasam mı?

Banka evrakları ile çekim yaparak, uyarıda bulunsam:

‘Ey Almanyalı müslümanlar, görmediyseniz hatırlatayım: Bu banka kredilerinde FAİZ var!…

Börekleri bir kere yiyorsunuz, ama 30 yıl ödemeli banka kredilerinizdeki FAİZ için, 30 yıl boyunca haram olan bir fiili yapıyorsunuz!…

Din satan müslümanlar, ısrarla ilimsiz İslam’ı yayıp, basitleştirilmiş İslam yaşamayı alışkanlık haline getirmeye çalışıyorlar.

Hala daha akıllanmaya da niyetleri yok.

Baştaki hoca söylüyor, emir buyuruyor, müslümanım diyenler de onu uyguluyor.

İSLAM’da böyle bir şey yok.

Kendinizi kandırmayın.

Neden bu durum?

Müslümanların tembelliğinden.

Ayetleri okumak, araştırmak, kafa yormak istemiyor müslümanlar.

Sonuç, sonuç ortada.

Yüzünüze şamar gibi çarpılan dindarlık, müslümanlık…

Ahlak, insaniyet, merhamet, iyi insan olma, ilmi olma, delillere dayanarak konuşma, erdemlilik, mütevazilik, insana saygı… Bunların olmadığı kuru dindarlık.

Daha da kötü olacak dememin sebebi, yaratıcı Rab’in söylediği ayet:

Akıllarını kullanmayanlar üzerine Allah bir uğursuzluk yükler. 

Bazı tercümlerde de ‘pislik yağdırır’ ifadesi vardır.

Evet, onu yaşıyoruz şu an.

Çözüm ne peki?

Her söyledim, söylemeye de devam edeceğim: İYİ VE ERDEMLİ İNSANLARIN BİRLİKTELİĞİ…

Sünni, Şii, Katolik, Protestan, Türk, Kürt, Avrupalı, Amerikalı, Saferad, Aşkenaz, Ateist demeden, iyi ve erdemli insanların birlikteliği.

Neden mi bunu diyorum.

İlk insandan sonra Habil ile Kabil’in imtihanı basit bir adakdı.

Sadece adak.

İyi niyetten, samimiyetten yoksun Kabil imtihanı kaybetti.

Daha sonra vahiyler, kutsal metinler geldi.

Rab, insanın içindeki kutsallığı görmek istedi.

Bu kutsallık, Rab’in ruhu.

(Ayet: Secde Suresi, 9: ‘Sonra onu düzenli bir şekle sokup, içine kendi ruhundan üfürdü’)

İyi niyetli, iyi insan olmayanlar yüzünden hep dinler bozuldu, yeni dinler geldi.

Rab, Musa’ya kavminin sığır kesmesini emrettiğini söylemişti. (Bakara; 67-71)

Konu sığır kesilmesi idi.

Konu o kadar sorgulandı ki; az daha kesemeyeceklerdi

Şu an sistem halinde olan bir İslam ve ona bir o kadar cahil müslümanlar.

Aynı genişleyen ve daralan evren gibi (Enbiya suresi, 104), genişleyen ve daralan insanlık ve insanlığın dini tecrübeleri.

Şu an genişlemiş dindarlık yaşanıyor.

En geniş halinde ama ahlak ve insani olmaktan uzak.

Ve daha sonra büzülmeye başlayacak.

Ve en sonunda iki şey kalacak: İYİ ve KÖTÜ…

Bu iyinin temelleri de ‘iyi ve erdemli insanların birlikteliği’ ile olacak. 

Çok ses çıkaran, sürekli kavgaya yatkın, ilimden uzak müslümanlara karşı susmamak.

Gösterişçi, ötekileştirici, kitabın ortasından konuşuyormuş gibi yapıp ayetlerden bihaber olanlara karşı susmamak.

Susalım, bulaşmayalım dedikçe artan çirkefliğe dur demek.

Sevgi ve bilgiyle kalın…

Önceki İçerikAskerlerde yine gıda zehirlenmesi.. Bu kez Manisa değil Kastamonu
Sonraki İçerikYurt dışı üretici fiyatları açıklandı..
Sinan Eskicioğlu kimdir? 1974 İzmir’de dünyaya geldi. Agah Efendi İlkokulu’nda eğitim hayatına başladı. İzmir İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra ÖSYM sınavlarında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni kazandı. Kelam dalında ‘Allah’ın iradesi ve Nedensellik Problemi’ isimli bitirme teziyle, gecikmeli olarak 2000 yılında üniversiteden mezun oldu. 28 Şubat sürecinin etkisiyle İlahiyat fakültesi mezunlarının öğretmen yapılmaması yüzünden 2002 yılına kadar ticaretle ilgilendi. 2002 yılında D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi’nde Din Felsefesi dalında yüksek lisansa başladı. Aynı yıl yüksek lisans programını yarıda bırakıp Almanya’ya gitti. Almanya’da Diyanet’e bağlı çeşitli camilerde eğitmenlik ve öğretmenlik yaptı. Duisburg-Essen Üniversitesi Sosyal işler ve yöneticilik bölümünde eğitim aldı. 2007-2011 yılları arasında IGMG (Avrupa Milli Görüş)’de Düsseldorf Bölgesi Eğitim Merkezi müdürlüğü ve bölge eğitmeni olarak çalıştı. 2011-2013 yılları arasında Osnabrück Üniversitesi Protestan Mezhebi bölümünde eğitimine devam etti. 2016 yılından itibaren Ocak Medya gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. 2020 yılında gazetenin genel yayın yönetmenliğini üstlenen yazar Almanca, İngilizce bilmektedir. şimdiye kadar yayınlanmış olan yedi kitabı vardır. Yok Edin İnsanın İnsana Kulluğunu- Kişiselleştirilmiş İslam, Zeytin Ağacı (Roman), Katar istanbul, Müslüman Kardeşlerden Ak Parti’ye İslamcılık., Tarihteki Dindar Zalimler. İbn Sina, İbn Haldun

1 Yorum

  1. Allah razı olsun..
    Lütfen bu konuları sürekli gündeme tutun.
    Her Ramazan ayında Kur’an’ i kerim okunur hatimler indırılır.
    Arapca olarak okunan hatimlerin sevabını milleti toplayarak ölülere bağışlanır vb.
    Acaba okuduklarından tek bir kelime bilgi edinip anlayan kaç kişi çikar?
    Oyskı Kuran sosyal,sağlık,adalet ve insan yaşamının nasıl olması gerektiğini yaşiyanlar tarafından sadece ramazanlarda okuyup da hiç bir kelimesini anlamadan milleti toplayıp tören yapmak ve ölüler için okunacak kitap değıl herzaman okuyup,anlayıp yaşamimiza düzen vermek için okunacak Alla CC tarafından indirilen bir yaşam tazımızı ona göre duzenlememiz gereke Kitaptır.
    Hangi ayetler olduklarını şu an hatırima gelmedi fakat ayetleri biliyorum ” biz bu kitabi ölüler değil diriler için” indiridik
    ” Okuyup anlamaniz için” indiridik
    Ya biz! ramazanlarda, mezarliklarda ve ölü evlerinde okuyoruz. Bizim Türklerden
    yurt dışında yaşayanlardan bazıları hela yiyecekler konusunda o kadar titiz davraniyorlar ve helal eti içki mezesi olarak yiyiyorlar. Sanki içki helalmış gibi.
    Başka bir örnek.
    Mevlüdün sözlerini Kuranin ayetleri olarak biliyorlar. Hatta benimle birisi idda etmişti bende onu ikna edemeyince İhlas suresini okudum ve sordum bunun anlami ne cevap olarak” o arapça anlamını bilmiyorum”
    Birde mevluten bir iki cumle okudum onun anlamını sordum ve aninda tepki verdi ” dişarda yaşiyorsak Türkçeyi unuttuğumuzumu zannettin?”
    O zaman bende ona şunu sordum “peki kuran Arapca olduğuna göre mevlüt neden Türkçe oliyor?” Bana anlatirmisin deyince bana inandı.
    Sinan bey ellerinize sağlik çok önemli konulara değiniyorsunuz, şimdilik belki anlamak istemiyenler çikabilir fakat eninde sonunda anlarlar.
    Sağlıcakla kalin

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz