Adelina Sfishta Makedonya’dan yazıyor: Son gelişmeler.. Savaş riski devam ediyor mu?

1

Sevgili OCAK Medya okuyucuları, Makedonya’da savaş riski konusunda etraflı ilk yazıyı umarım hatırlıyorsunuz. Size linki vereyim zahmet olmazsa önce o yazıyı okuyun, sonra bu yazıya devam ederseniz. Link

İlk yazıdan bu yana Makedonya’da meydana gelen gelişmeler şöyle.

02 Mart 2017 tarihinde Avrupa Birliği’nin Dış Siyaset ve Güvenlik Temsilcisi Frederica Mogherini Makedonya’yı ziyaret etti ve taraflarla görüştü. Mogherini “Bu siyasi ve kurumsal krizin etnik gruplar arasındaki çatışmaya veya daha da kötüsü jeopolitik bir çatışmaya dönüşmesini önlemeliyiz” dedi.

Mogherini tüm Balkanlara yayılabilecek bir çatışmaya işaret ediyor.

1877-1878 savaşı ile Osmanlı’yı Balkanlardan tamamen çıkaran Rusya, Slav ve Ortodoks eksenli kurduğu Balkan hakimiyetini 1990’larda kaybetti. AB ve ABD’nin 1990 sonrası geliştirdiği Balkan açılımlarına, halen Rusya Putin Doktrini ile karşılık vermektedir.

Makedonya’da yaşananlar aslında bu oyunun bir parçasıdır.

Makedonya’da hükümet kurma çalışmaları şöyle gelişti:

Makedonya’daki Arnavut partileri, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama’nın daveti ile Arnavutluk’ta toplanmış ve Makedonlarla ilişkileri düzenleyen OHRİ anlaşmasında Arnavutlara verilen hakların, yeni kurulacak Makedonya hükümeti döneminde alınması konusunu, hükümete girme şartı olarak belirlemişlerdi.

Aralık 2016 seçimlerinden birinci çıkan Makedon Gruevski, Arnavutların OHRİ’den kaynaklanan haklarına evet dememiş ve bu nedenle Arnavut partileri de Gruevski’ye hayır demişti.

Rusya yanlısı mevcut cumhurbaşkanı İvanov, VMRO Başkanı Gruevski’nin hükümeti kuramamasına rağmen, ulusal ve uluslararası bütün baskılara direnmiş ve hükümet kurma görevini ikinci çıkan Makedon LSDM partisi lideri Zaev’e vermemişti.

Zaev’in Arnavutların OHRİ anlaşmasından kaynaklanan haklarının karşılanmasında daha demokratik tutum almasını, Cumhurbaşkanı “Makedonya’yı bölecek bir adım” olarak nitelemektedir.

İvanov AB, NATO ve Türkiye’ye, kararının haklılığını izah eden birer mektup gönderdi. Makedonya’nın istikrarsızlığına yol açacak Arnavutların hak taleplerinin uygun olmadığını bu 3 ülkeye mektupla izah etme yolunu seçti, bir manada kararına destek talebinde bulundu.

İvanov’un bu mektupla destek talebi, AB, ABD ve NATO tarafından kabul edilmedi. Hükümet kurma görevinin Zaev’e gecikilmeden verilmesinin, Makedonya’nın istikrarı açısından daha uygun olacağı cevabını aldı. Türkiye henüz bir cevap vermedi İvanov’a.

Duruma bakınız. OHRİ anlaşması ile uzlaşı bulan Makedonya’daki Makedon ve Arnavutlar,  11 Aralık 2016 tarihinde yapılan seçimlerin sonuçlarını tanımayan bir cumhurbaşkanının aldığı politik tavır nedeniyle, yeniden çatışmaya itilmekte.

7-8 gündür Makedonlar Arnavutlara saldırmakta, şehirlerde protesto mitingleri yapan Makedonlar, Arnavut ahaliye karşı şiddet eylemleri gerçekleştirmektedir.

Anavutlar henüz karşılık vermemekte ve genel çatışmadan uzak durmaktadır.

Kosova ve Arnavutluk, Makedonya cumhurbaşkanı İvanov’u kınadılar ve demokratik teamülleri işletmesini beklediklerini belirttiler. Sırbistan durumu yakından izlediğini açıklamakla yetindi.

Topa sert giren Ruslar, diğer Arnavut ülkelerinin (Arnavutluk ve Kosova) Makedonya’nın iç işlerine karışmaması gerektiğini ifade eden bir açıklama yaptı.

Rusya dışişleri bakanlığı, yaptığı açıklamada, AB ve NATO’nun krize neden olduğunu ve bölgede “Büyük Arnavutluk”un yaratılmasını AB ve NATO’nun onayladıklarını söyledi. Rusya; Arnavutlar arasında % 5’lik destek bulan “büyük Arnavutluk hayali ideolojisi”ni, Makedonya’daki krizin nedeni olarak ortaya koymuş, çatışma alanına diğer etnik unsurları (Sırp-Bulgar v.b.) davet etmiş ve ayrıca BATI’ya çatışmayı genişletirim sopasını göstermiştir.

2001 yılında Makedonya’daki iki toplumun birlikte yaşamasının şartlarını düzenleyen OHRİ anlaşması, esasen Arnavutlara verilecek haklar açısından da çok önemli. Lakin 16 yıldır bu hakları vermeyen Makedonlar, 11 Aralık 2016 tarihinde yapılan genel seçimlerin ortaya çıkardığı politik neticeleri de tanımadığını ilan eden Makedonya cumhurbaşkanının son tutumu ile, hakları vermeyeceklerini bir kez daha ilan etmiş oldular.

Topa sert girenlerden birisi de NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, “Demokratik sürecin bir sonraki adımını atmak için Üsküp’teki yetkililere bakıyorum,” dedi.

Türkiye’nin sesi çıkmıyor. Herhangi bir açıklama yapılmadı.

2001 yılında, Arnavut-Makedon çatışmaları sürerken, Türkiye Makedonya Ordusuna, yani Makedonlara, askeri yardım yaptı. İç çatışmaların tam ortasında Üsküp havaalanına indirilen Türkiye’nin askeri yardımları enteresan bir görüntüydü. Makedonya Arnavutlarınca bu hiç unutulmadı.

Arnavutların yardım beklediği Türkiye, tarafsız duruşu bile becerememiş ve Makedon ordusuna “Arnavutları daha iyi katletsin diye” herhalde, land rover araçları hibe etmişti. Sanırım milliyetçi Bahçeli Bey de Başbakan Yardımcısı imiş o günler.

Türkiye’nin dış politik yaklaşımı değişti elbette. Başında Erdoğan’ın olduğu bir Türkiye’nin Arnavutları desteksiz bırakacağını düşünmüyorum.

Gerçi bugünler Türkiye’nin stratejik duruşunun stabil olmadığı bir zaman dilimi.

ABD ve NATO desteği ile “büyük Kürdistan” kurulacağı endişelerini, dış politik ilişkilerinin merkezine oturtan Türkiye, bazen Rusya ile bazen ABD ile yakınlaşıyor. Bu durumun Balkanlara nasıl yansıyacağı belirsiz. Risk burada. Rusya’ya yakınlaşacak bir Türkiye’nin Balkanlardaki bütün tezlerinden vazgeçmesi gerekebilecektir. Müslüman ve Osmanlı parametrelerini Balkanlarda esas alan Türkiye’nin, Osmanlı ve müslümanlığı Balkanlardan silmeye çalışan Rusya ortaklarının yanında durması dramatik bir sahne oluşturacaktır.

30-40 yıl sonrası Balkanlar resmini hayal edemeyeceğini düşündüğüm Türkiye’nin, ortalarda bir yerlerde durmaya çalışacağını ve ne İsa’ya ne Musa’ya denilen bir netice ile yüzleşeceğini düşünüyorum. Bu anlayıştan da stratejik işbirliği çıkmayacaktır.

Her ne ise konumuz Türkiye değil.

Makedonya’da durum şimdilik böyle.

Rusya ve ABD henüz üstünlük sağlayabilmiş değil birbirlerine.

Arnavutların büyük Arnavutluk kurmaya çalıştıkları Rus tezi “yalan”. Arnavutlar tarafından bile desteklenmeyen bu tezin savaşın ideolojisi olabilmesi mümkün değil. Arnavutların OHRİ haklarından bazılarını alabilmesi meseleyi kapatabilir gözüküyor. Ruslar geri adım atmayabilir. İşte risk burada.

Durumu takip edelim bakalım hayat bizi nereye götürecek.

Saygılarımla

Adelina Sfishta -Gazeteci

1 Yorum

  1. Sayın yazar, “Her ne ise konumuz Türkiye değil.” lafınız çok güzel ifade etmiş durumu…Çünkü,oradan nasıl görünüyor bilmem ama, Türkiye idaresi kendi gününü kurtarma peşindedir.. söylemleri ve işleri de sadece buna yöneliktir. Bunlara hizmet etmeyen başka hiçbirşey de umurunda değildir..Türkiye,maalesef, öngörülemez bir pozisyondadır.Kaldı ki bu haliyle Balkanlarda kime ne güvence verebilir ki…Verilen güvenceye güvenenin vay haline…Asıl bunu Arnavutluk başbakanına iyi anlatmak lazım.Türkiye ile sıkı irtibat içinde olduğu ve bu irtibatın gerçek sebebinin ne olduğu konusunda muhalefetin diline düştü malum..

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz