- Kamuoyuna Duyuru…! - 30 Nisan 2023
- 1915 Olayları ve Konuşulmayanlar - 25 Nisan 2023
- Neden Ak Partiliyim? - 24 Nisan 2023
Geçen haftaya damgasına vuran koalisyon görüşmeleri yeni hükümetin kurulacak olması bakımından ümit vericiydi.
CDU (Hristiyan Demokratlar), CSU (Hristiyan Sosyal Birlik) ve SPD’nin (Sosyal Demokratlar) bir araya gelerek açıklama yapmalarının ardından Sosyal Demokratlar’dan aykırı sesler daha güçlü çıkmaya başladı.
Sosyal Demokratlar neden rahatsızlar:
Sosyal Demokratlar, varlıklarının sebebi olan sosyal demokrat politikaları gerçekleştirememenin rahatsızlığını her geçen gün daha fazla hissediyorlar.
Merkel’le yapılan koalisyonlardan da rahatsızlardı, şimdi mecbur kaldıkları durumda da rahatsızlar.
Pazar günü Münih’te düzenlenen toplantılarda ortaya çıkan fikir, ‘koalisyon görüşmelerinin düzeltilmesi ve iyileştirilmesi’.
Birinci grupta olanlar; kesinlikle koalisyona girilmemesinden yanalar. Bu grupta bulunanların tezi çok açık: ‘Azınlık hükümeti ve sonrasında seçimlerin yenilenmesi’.
İkinci grupta olanlar ‘Evet, koalisyon olabilir ama bu sefer belirleyici biz olmalıyız. Sosyal demokrat politikaların daha aktif olması ve icraatlar noktasında Merkel’in bastonu olmamalıyız’ fikrindeler.
Eğitim konusundaki yetersizlik ve ücretlendirmelerin azlığı,
Emeklilik ve emekli ücretlendirilmelerinin iyileştirilmesi,
Bütün vatandaşları kapsayan sağlık sigortası sisteminin yeniden gözden geçirilmesi ve yürürlüğe konulması,
Çalışma saat ücretlendirilmesinin iyileştirilmesi… gibi konular Sosyal demokratların özellikle önem verdikleri konular.
Bunlara ilave olarak; Sığınmacılar, sığınmacıların aile birleşimleri, sığınmacı kabulünün sınırlandırılması ve sabitlenmesi gibi konular da kabul edilmeyip, iyileştirme yapılması gereken konular arasında.
Çok dile getirilmese de, CSU’nun (Hristiyan Sosyal Birlik) Merkel’den daha aktif olması ve Bavyera eyaletinde Almanya’dan bağımsız olarak çalışmalarda bulunması da rahatsızlık verici.
Koalisyona sıcak bakanların ısrarcı olduğu konular kendileri açısından varlık sebebi durumunda. Ama bunların CDU ve CSU tarafından kabul edilmesi de, onlar açısından pek mümkün görünmüyor.
CSU’nun sığınmacılar ve sayılarının sabitlenmesi noktasındaki sert çıkışlarından bahsetmiştim. AfD’li (Aşırı Sağcılar) politikacıların söylemlerinden güç aldıkları ortada.
Üçüncü gruptakiler ise Groko’nun kurulmasının Almanya için önemli ve gerekli olduğu görüşünde olan kesim.
Azınlık hükümeti seçeneği ve ardından da seçimlerin yenilenmesi AfD’nin işine yarayacağına ve bundan dolayı da Sosyal Demokratların mutlaka koalisyonda olmaları gerektiğine inanıyorlar.
Aslında onlar da bir bakıma haklılar.
AfD (Aşırı Sağcılar) milliyetçilik akımının da etkisiyle oylarını arttırdılar. Belki tepki oyları da buna eklendi. Ama Almanya’nın bu konuda karanlık ve kara tecrübeleri var. İnsanları korkutan ve endişelendiren de zaten bu.
Karanlık ve kötü tecrübeleri tekrar yaşamak istemiyorlar ve doğru düşünüyorlar.
Bundan dolayı da CSU gibi sağcı çıkışları da kabullenmek pek akıl karı görünmüyor.
Önümüzdeki hafta birçok resim netleşecek.
Sosyal Demokratlar önümüzdeki hafta Pazar günü (21 Ocak 2018) olağanüstü kongrede bir araya gelecekler.
Schulz, koalisyon için iknaya çalışacak. Bu kongreden çıkacak karar çok önemli.
Koalisyon görüşmelerinde ele alınacak maddelerde iyileştirmeye gidilmeden kurulacak koalisyon Sosyal Demokratlar için büyük oy kaybı anlamına geliyor. Tabanın nabzını tutan Schulz da bunun farkında.
Gelecek hafta Pazar akşamı herşey daha netleşmiş olacak…
Sevgi ve Bilgiyle kalın.