Almanya: Koalisyon Görüşmeleri, Grev ve Yeni Dönem

0
Latest posts by Sinan Eskicioğlu (see all)

Almanya, koalisyon görüşmelerinde 4 Şubat Pazar günü sona ulaşmayı hedeflemişti ama henüz daha sona gelinemedi. Taraflar Pazar günü de görüşmelerine devam ettiler ve son müzakerelerin sonuçları için en geç Salı gününü işaret ettiler.

Neden bu kadar sürüyor.

Bu kadar sürmesinin sebebi tek değil, sebepleri demek daha yerinde olur. Oldu bittiye gelsin istenmemesi birinci sebep. Daha sonra sorun çıkmasından ziyade herşeyin baştan konuşulması çok önemli. Aile içi ilişkilerde bile herşeyi açık, duygusallıktan uzak şekilde tartışan bir toplum için bu çok doğal bir durum. Koalisyon görüşmelerindeki iki taraf kendi menfaatleri için orta yol bulmanın derdindeler.

Konuların ağır ve zor olması pazarlıkları güçleştirmekte. Bu durum hem Merkel hem de Schulz için çok önemli. İki lider de, memnuniyetsizliklerin farkındalar ve hata yapan taraf olmak istemiyorlar.

Sosyal Demokratlar isteklerini elde etmek için uğraşıyorlar ve Merkel de mümkün olduğunca kendi partisini kırmadan, yerine getirmeye çalışıyor.

SPD’nin (Sosyal Demokratlar) önem verdiği konular çok açık: Sığınmacılar, Sığınmacıların aile birleşimleri, sosyal konulardaki iyileştirmeler, işçilerin kontratları ve iş saatleri.

Peki Pazar gününe kadar hangi konularda mutabakat sağlandı:

İş kanunu: 45 kişiden fazla çalışanı olan işletmelerde, çalışanların iş saatlerini istedikleri zaman değiştirebilmeleri. 45 ile 200 çalışanı olan işletmelerde bu hakkın, 15 kişiden bir kişiye verilmesi. İşsizlik sigortası aidatının 0.3% azaltılması.

Eğitim: Anayasa değişikliğine gidilerek Federal Devletin eyaletlerdeki tam gün eğitim yapan okulları maddi olarak desteklemesi. Tam gün okullar ve okul sonrası eğitim desteği için 2 milyar ayrılması ve bunun yasa ile sabitlenmesi.

Dijitalleşme: Daha hızlı internet erişimin sağlanması ve bu konuda yasal dayanağın 2025 tarihine kadar sağlanması. İnternet erişiminin vaad edilen hızda olmasının sabitlenmesi.

Avrupa Birliği: AB’nin güçlendirilmesi için Almanya’nın daha aktif hale gelmesi. Fransa ile yapılacak ortak çalışmalarla Avro bölgesinde gerekli reformların yapılması ve sığınmacılar konusunda dayanışmaya dayalı sorumluluk alma yöntemine geçilmesi.

Aile: Çocuk parasının gelecek yıldan itibaren 25€ arttırılması.

Sığınmacılar: Yıllık sığınmacıların yerleşmeleri 180 binden 220 bine çıkartılması ve bu sayının aşılmaması. İltica etme prosedürlerinin bundan sonra merkezi alım/karar verme merkezlerinde yapılması. Sınırlı koruma kapsamındaki Suriyeli sığınmacıların (çekirdek) birincil aile birleşimlerinin 31 Temmuz’a kadar durdurulması. Bu tarihten itibaren de, ayda en fazla 1000 kişiyi kapsayacak şekilde düzenlenmesi.

Sağlık ve Bakım: Bakıcıların çalışma ve ücretlendirilmelerinin düzenlenmesi. İlk planda 8000 bakıcı alımına gidilmesi. Resmi sağlık sigortalarında işveren ve çalışanın ödemelerinin eşit şartlarda olması.

Güvenlik: Anayasayı koruma dairesinin güçlendirilmesi. Güvenlik arttırımı olarak 7500 yeni eleman alınması. Çifte vatandaşlık sahibi olanların aşırı örgütlerle ilişkilerinin incelenmesinin arttırılması. Aşırı sağcıların, terörcü islamcıların ve yahudi düşmanlığı yapanların mercek altına alınması.

Kültür: Kültürel faaliyetlerin arttırılması. Kültürdeki Cinsiyet ayrımcılığının kaldırılmasına ilişkin çalışmaların desteklenmesi.

Emeklilik: Emeklilerin durumlarının iyileştirilmesi. 2015’e kadar emeklilerin ücretlerinin %48’in altına düşmemesi ve katkı paylarının da %20’nin üzerine çıkmaması.

Çevre: İklim koruma hedeflerine 2030 yılına kadar ‘mutlaka’ ulaşılması.

Tüketicinin korunması: Diesel skandalı konusunda 2018’e kadar sabit şikayet örneklendirilmesinin gerçekleştirilmesi. Hayvancılık konusunda daha iyi şartlarda üretim sağlanmasına dikkat edilmesi. Hayvanların seri üretimdeki şartlarının iyileştirilmesi. Erkek tavukların seri kesiminin sonlandırılması.

Mutabakat sağlanan konuların bize gösterdiği, aslında gerçekten de orta yol bulunmaya çalışılmış. Ama bu sonuçların Sosyal Demoratları memnun edip edemeyeceğini bilemiyoruz. Çünkü Schulz sonuçlanan maddeleri partisine kabul ettirmek zorunda. Partisi onaylamadığı takdirde koalisyonun kurulması mümkün görünmüyor.

Grev:

Metal işçilerinin grevde olmaları da aslında koalisyon görüşmelerine uzaktan baskı yapan diğer bir etken.

Metal işçileri, deyim yerindeyse, daha insani şartlarda çalışmak istiyorlar. Tatil sürelerinin daha fazla olmasına rağmen, istedikleri açıkça şu:

8 saat yerine, 6 saat çalışma ama aynı ücretlendirmenin de sağlanması.

Aslında anormal bir istek değil.

29 Haziran 2017 tarihli ‘Kapitalizm, mesai saatleri ve iş ahlakı kandırmacası’ yazımda ele almıştım. İnsani olan 6 saat çalışma,

6 saat ilim/sanat/kültür ile ilgilenme,

6 saat ailevi ve sosyal hayat,

6 saat dinlenme…

Bu tarz grevlerin daha da yaygınlaşması gerekli. Neden mi?

İnsanları uyuşturan siyasetin ahlakı yok. Partilerin de birbirlerinden farkları yok. Önemli olan güncel olan sistemin devamı. Ama insanların sömürülmeye direnmeleri gerek.

1850’de tatil günü yoktu, çalışma saatleri bütün gündü ve işçiler 30 yaşına kadar yaşayabiliyorlardı.

Haklarını arayan ısrarlı ayaklanmacılar sayesinde çalışma saatleri 16’dan 12’ye ve daha sonra 10 saate indirildi. Tarihteki meşhur ‘‘8 Hours for work, 8 Hours for the Rest, 8 Hours for what we will’ sloganıyla da 8 saate.

Biz de diyoruz ki: ‘6 Hours for work, 6 Hours for the Science/Culture/ Art, 6 Hours for the Rest, 6 Hours for what we will’.

Bu grevler önemli ve gerekli.

Bu grevler arttıkça yeni bir dönem kurulacak. Önemli ve gerekli olması da bu yüzden. Yeni dönemin kurulması belki de bu tek-tük başlayan grevlerle olacak.

Her türlü değeri kendi menfaatleri için kullanan, popülist gibi görünen çok yüzlü siyasetçilerin hak verme teveccühünü beklemeden, ‘hak verilmez alınır’ inancıyla daha insani bir hayat için çalışmak gerekiyor.

 

Sevgi ve Bilgiyle kalın.

Önceki İçerikCumhurbaşkanı Erdoğan Roma’da..
Sonraki İçerikKılıçdaroğlu ve Demirtaş’ında olduğu 114 fezleke TBMM’de..
Sinan Eskicioğlu kimdir? 1974 İzmir’de dünyaya geldi. Agah Efendi İlkokulu’nda eğitim hayatına başladı. İzmir İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra ÖSYM sınavlarında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni kazandı. Kelam dalında ‘Allah’ın iradesi ve Nedensellik Problemi’ isimli bitirme teziyle, gecikmeli olarak 2000 yılında üniversiteden mezun oldu. 28 Şubat sürecinin etkisiyle İlahiyat fakültesi mezunlarının öğretmen yapılmaması yüzünden 2002 yılına kadar ticaretle ilgilendi. 2002 yılında D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi’nde Din Felsefesi dalında yüksek lisansa başladı. Aynı yıl yüksek lisans programını yarıda bırakıp Almanya’ya gitti. Almanya’da Diyanet’e bağlı çeşitli camilerde eğitmenlik ve öğretmenlik yaptı. Duisburg-Essen Üniversitesi Sosyal işler ve yöneticilik bölümünde eğitim aldı. 2007-2011 yılları arasında IGMG (Avrupa Milli Görüş)’de Düsseldorf Bölgesi Eğitim Merkezi müdürlüğü ve bölge eğitmeni olarak çalıştı. 2011-2013 yılları arasında Osnabrück Üniversitesi Protestan Mezhebi bölümünde eğitimine devam etti. 2016 yılından itibaren Ocak Medya gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. 2020 yılında gazetenin genel yayın yönetmenliğini üstlenen yazar Almanca, İngilizce bilmektedir. şimdiye kadar yayınlanmış olan yedi kitabı vardır. Yok Edin İnsanın İnsana Kulluğunu- Kişiselleştirilmiş İslam, Zeytin Ağacı (Roman), Katar istanbul, Müslüman Kardeşlerden Ak Parti’ye İslamcılık., Tarihteki Dindar Zalimler. İbn Sina, İbn Haldun

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz