- İzmir Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş: Sıra Dışı Bir Belediye Başkanı, Bir Halk Adamı - 16 Şubat 2023
- Veysi Dündar’ın Korona Söyleşileri – Mehmet Ali Güller: “ - 5 Eylül 2021
- Her derde deva ‘Tarçın’ - 18 Ekim 2020
ABD başkanı Trump’ın; ABD’nin İsrail’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyacağını ve dolayısı ile Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyacağını ilan etmesi, küresel ölçekte değişik tepkilere neden oldu.
Mesele ilk önce BM Güvenlik Konseyi’ne götürüldü. BM Güvenlik Konseyi’nde oylanan ve “tüm devletleri kutsal Kudüs kentinde diplomatik misyon kurmaktan imtina etmeye” çağıran karar tasarısı ABD tarafından veto edildi.
BM Güvenlik Konseyi’nde ABD’nin veto ettiği Kudüs karar tasarısı Türkiye ve Yemen’in talebiyle BM Genel Kurulu’nda oylamaya sunuldu. Tasarı Trump’ı, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararından döndürmeyi amaçladı.
BM Genel Kurulu’nun Başkanı Miroslav Lajcak’ın sözcüsü, tasarının İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) dönem başkanı Türkiye ile BM’deki Arap devletleri adına Yemen’in talebiyle gündeme alındığını açıkladı.
Yapılan oylama sonucunda; 128 ülkenin kabul, 9 ülkenin ret, 35 ülkenin çekimser oy kullandığı belirlendi ve Türkiye ile Yemen’in teklifi kabul edildi.
Oylamada Avrupa Birliği üyelik sürecinde bulunan Arnavutluk da kabul oyu kullanarak, önemli bir karara imza atmış oldu.
Amerika Birleşik Devletleri ile çok yakın müttefik olan Arnavutluk’un evet oyu kullanması, Arnavutlar arasında büyük sürpriz yarattı.
Balkanlardaki Arnavutlar, oylama üzerinden hayli zaman geçmesine rağmen konuyu hala tartışıyorlar. İyi mi yaptık, kötü mü?
Tartışmanın temel eksenini; “ABD müttefikliği”nin- “Stratejik Ortaklığı”nın bozulup bozulmayacağı konusu teşkil ediyor. Arnavutluk’un “tasarıyı” desteklemesinin Arnavut-Amerikan ilişkilerini ne ölçüde etkileyebileceği kestirilmeye çalışılıyor.
Amerika’ya siyaseten muhtaç olanlar ve Amerika’ya mahkum olanlar, Edi Rama’nın Amerika aleyhinde oy kullanmasını çok sert şekilde eleştiriyor.
Oylama öncesi Kosova cumhurbaşkanı Hashim Thaqi neredeyse kalp krizi geçirecekti.
Arnavutluk Başbakanı Edi Rama’nın evet oyu vermesinden çok endişelenen Hashim Taqhi; “biz Amerika ne derse onu yapmalıyız, düşünmemize ve değerlendirmemize gerek yok. Arapların meseleleri bizi ilgilendirmez. Arnavutların çoğu Yahudi milletine hayrandır ve Amerika’yı desteklerler” gibi çok keskin çıkışlar yaptı. Türkiye’deki Hashim Thaqi’yi Türkiye yanlısı zanneden devlet erkanı ve zata sempati besleyen sade halk, gerçekleri ne zaman fark edecek şaşkınım! (not: İsrail Kosova’yı hala tanımamıştır)
Arnavutların bir kısmı ise; “Edi Rama’nın ilk defa Arnavutlara bağımsız karar alabilme yolunu açtığını” ve “Reel Politik” olarak da adlandırılan bu duruşun, bir nevi faydacı bakış açısı olduğunu düşünüyorlar.
Kosova bu konuda daha hassas. Kosova’nın Sırp zulmünden kurtulmasının ve bağımsızlığını kazanmasının arkasındaki “tek” gücün Amerika olduğunu “net” olarak bilen Arnavutlar, “Amerika ne derse o” modundalar.
Haksız da sayılmazlar. Türkiye’nin Balkanlardan çekilmesi ile daha da etkisizleşen Türk dış politikasının Arnavutlara verebileceği desteğin ne kadar “flu” olduğu da, görmeyen sultanın bile malumu.
Edi Rama’nın “tasarı” lehine verdiği oyu küçümsemeyin, etkisini anlamaya çalışın.
Arnavutlar ilk defa Amerika’dan bağımsız bir karar aldılar, şaka gibi ama gerçek!
Üstelik Trump’ın yardımları keserim tehdidine rağmen.
Arnavutların bu tavrı, Türkiye’nin yanında yer aldıkları anlamına da gelmez.
Gevşemeyelim.
