Babacan: Ülkeyi yönetenler, Merkez Bankası’nı döviz yakma fırını olarak kullanıyor

0
Fotoğraf: Emrullah Bayrak

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Halk TV’de konuştu. “Türkiye’nin ev sahipliği yaptığı bir İstanbul Sözleşmesi vardı. Türkiye’nin bu sözleşmede emeği var. Bu sözleşmede; kadına karşı şiddetin aması, fakatı olamaz diyordu. Bugün İstanbul’da gördüğümüz manzara sadece Türkiye için değil, dünya için bir utanç vesikası.” diyen Babacan, şunları söyledi:

“Bizim her konuda takvimlerimiz var. İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönüş, cumhurbaşkanının yemin töreninden sonraki ilk 90 dakikada yapılacak bir iş. COP27 toplantılarını yakından izledik. Sonuçları arzu ettiğimiz gibi olmasa da en azından farkındalık oluşturmak için yılda bir bu toplantıların yapılmasını faydalı görüyoruz.

2050 yılı itibariyle net sıfır emisyon hedefimizi koyduk. Net sıfır hedefi içerisinde kömürden çıkış da var. Salınan karbonun zararının önlenmesi de var. Cumhurbaşkanı G20’ye gitti. Merak ediyorum, Çin cumhurbaşkanıyla görüşürken ‘Dünyayı en çok kirleten ülkesiniz. Nasıl tedbir alacaksınız?’ diye sordu mu? Biden’la ‘Karbon emisyonunuzu nasıl azaltacaksınız? Ne kadar para koyacaksınız?’ diye konuşuldu mu?

Bizim zamanımızda Dünya Bankası Başkanı Türkiye’yi seçiyordu. Dünya Bankası’nın başkanı emekli oldu. ‘Emeklilikten sonra birkaç sene Türkiye’de yaşamak istiyorum. Üniversitelere benim için bakabilir misiniz?’ dedi. İstanbul’da ne yapabilir diye araştırma yaptım.

Interrail yapan, Avrupa’yı trenle gezen bir gençlikten günde tek öğünle tok durmaya çalışan bir gençliğe geldik. Cumhurbaşkanı gençlere büyük bir jest yaptı. ‘Şehir dışında okuyan gençler ailelerini görebilsin diye yılda 2 defa otobüs bileti alacağız’ dedi.

Gençleri 3-6-12 aylık yeniden beceri kazandırma programlarına tabi tutmamız gerekiyor. Yol, yemek parasını karşılayacağız. Programa katılan genç gelir vergisi, işveren de sosyal güvenlik primi ödemeyecek. Çok hızlı şekilde işsizlik oranlarında düşüş göreceğiz.

Biz bu kriz iklimini 6 ayda ortadan kaldırırız. 2 yılda da enflasyonu tek haneye düşürürüz. Biz devraldığımızda ülkenin borcunun millî gelire oranı yüzde 74’tü. Biz bunu ta yüzde 27’ye kadar indirdik. Mutlak rakam olarak borç belki arttı ama ekonomi ondan çok daha fazla büyüdü. Artan, özel sektör borcudur çünkü harıl harıl yatırım yapıyordu.

Türkiye’nin acil servis programına ihtiyacı var. Bir an önce krizden çıkartmak gerekiyor. Türkiye’de yeni ekonomik modeli mutlaka yüksek katma değere, dijital dönüşüme, yüksek teknolojiye doğru ekonominin direksiyonunu kıracak bir kalkınma modeli gerekiyor.

Ülkeyi yönetenler Merkez Bankasını döviz yakma fırını olarak kullanıyor. Arka kapıdan satılan döviz miktarı 250 milyar doları geçti. Gizli saklı yapıyorlar. Sadece bu yıl faize ve kur farkına ödenen parayla 1 milyon konut yapıp insanlara bedava dağıtmak mümkündü.

Fakirden alıp zengine veren bir ekonomik uygulama var şu anda. Ekonomik model de demiyorum çünkü model falan değil bu, bir kişinin aklına geleni yaptığı uygulama. Daha önce böyle bir şey yaşanmadı Türkiye’de. Ülkenin Cumhurbaşkanı kapı kapı dolaşıyor 5 milyar, 10 milyar için. IMF geldi bizden borç para istedi. Biz bunu yaşadık Türkiye’de. Yunanistan kriz yaşadığında kredi teklif ettik. Nereden nereye…

Şu anda 80 bin lirayı denkleştirenler askerliği 1 ay yapıyor. Parası olmayanlar daha uzun süre. Adaleti sağlamanın yolu; zorunlu askerliği kaldırıp tamamen profesyonel orduya geçmek. Telefon bir lüks değil, ihtiyaç. Gençler için bir kahve içmek, konsere, tiyatroya gitmek lüks haline geldi. Bir mont alıyorsunuz, 36 ay taksit. Bunlar lüks değil, çok temel ihtiyaç.

Gençler şükürsüz değil, şükürsüz olan hükûmet. Bu ülkenin gençleri, bu ülkeyi seviyorsa, bu ülkede çalışıyorsa, bu ülkede kendi hayatlarını kuruyorsa hükûmetin şükretmesi lazım. Bir çocuğun canını oya devşirmeye çalışan zihniyetin çoktan gitme vakti gelmiştir.

Daha önce ‘PKK 5, 10, 15 çocuk yapıyor’ dedi. Kafaya bak. PKK’yı, HDP’yi ve tüm Kürt vatandaşlarımızı aynı torbaya koyan bir zihin var artık. Bu, bir an önce görevden ayrılması gereken bir zihin.

Konya’daki görüntüler iç parçalayıcı görüntüler. Bugünün Türkiye’sine hiç yakışmıyor. Sokak hayvanlarıyla ilgili çok önemli birkaç politikanın ana sütunları var. Kısırlaştırma tedbiri ile düzenli ve modern barınaklar çok önemli.

Altılı masa, sadece seçime giderken yapılmış bir iş birliği değil. Altılı masa, aynı zamanda seçimden sonra ülkeyi beraber yönetme iradesi.

Diyelim ki bardak üreten bir firmanız var. Binlerce bardak üreticisinin yanında devletin ‘Bardak üreteyim’ demesine gerek yok. Özel sektör rekabetle daha iyi ürünü daha ucuza yapmanın yarışını veriyor. Bu da toplum için çok faydalı. Varlık Fonu’nu anında kapatacağız. Varlık Fonu kadar ucube bir şey olamaz. Şu anda Varlık Fonu gırtlağına kadar borçlu bir yapı.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz