Beka Meka Olmaz Böyle Zekâ! 

1
Latest posts by İbrahim Yersiz (see all)

Öncelikle zekâ derken kimseyi geri zekalılıkla suçladığımı düşünmeyin, ben kimsenin geri zekalı olduğunu düşünmüyorum, insanları yalnızca ilgili, ilgisiz ve çok ilgili diye birkaç kategoriye bölüyorum. Çünkü her insan ilgili olduğu alanda iyidir; sorun egosunun alta kalmaya rıza göstermemesi, ilgisiz olduğu alanlarda fikir beyan etmesine sebebiyet vermesidir.  

Siz buna belki de geri zekalılığın dolaylı ve veya nazik bir ifadesi diyebilirsiniz; aslında haklısınız, ancak sorun şu ki, hepimiz o kategorinin içindeyiz, çünkü ilgisiz olduğumuz konularda bizde fikir beyan etmekten geri durmuyoruz. 

Sanırım bu nedenle bile olsa temkinli olmayı seçmek isabetli bir karar olabilir. Ama “kendimi tutamıyorum” diyorsan salabilirsin, yalnızca bir şartla; senin için aynı şeyi söyleyenleri görmeme basiretini göstermen şartıyla.  

Ama biliyorum, bu şartın ikisini de yerine getirmeyeceksiniz, çünkü hayat size güçlü olmayı dayatıyor ve o savaşçı gende size tamda onu veriyor.   

Şimdi konuya gelelim: 

Türkiye’de herkes tutturmuş bir beka sorunu, yok efendim şu giderse ülke gider, bu giderse ülke gider diyor. Muhtarı bile bundan cesaret almış olacak ki, aday olurken rakibinin kazanması durumunda ülkenin kaybedeceğini söylüyor. 

Yani düşünün bu ülke öyle bir hale gelmiş ki, muhtarı bile seçimi kaybederse kendisi kaybetmiyor ülke kaybediyor.  

Ne kadar kıymetlisiniz arkadaş! 

Bu kadar çok kıymetli adamın bu ülkede olduğunu bilmiyordum! 

İnsan, ülkeyi bu kötü duruma getirdiği için bu insanlara karşı ayıp ettiğini söylemeden yapamıyor! 

Ciddi olamazsınız, beka meka bunlar herhalde şaka! 

Size bir şey söyleyeyim mi? 

Bir muhtarın değişmesiyle ülke gidecekse bırakın gitsin, durduğu kabahat, zaten çoktan gitmiştir. 

Ya bir ülkenin yurttaşı kendisine bu kadar mı güvensiz olur, tüm geleceğini bir tek kişinin ülkenin başında durmasına endekslemiş, şayet o giderse ülkenin elden gideceğini söylüyor. 

Olmaz öyle şey, herhalde buna inanmıyorsunuzdur, bu insanların kafalarını neyle zehirlemişler ki, bir yönetici gittiğinde ülkenin gideceğine inanıyor ve bu sebeple her seçimi bir beka sorunu haline getirip “Aman efendim ben gidersem ülke gider” diyor, diyebiliyor. 

İnanın ülkenin bir yere gittiği yok, ama geleceğiniz için aynı şeyi söyleyemem, çünkü size ne yapmışlarsa artık ülkenin geleceği için kaygılandığınızın onda biri kadar kendi geleceğiniz için kaygılanmıyorsunuz. 

Oysa gelecek sizsiniz ve sizdeki kafa buysa ülke zaten gitmiştir. 

Ya size kaynamayan tencerenizi, guruldayan midenizi unutturacak kadar ne yapmışlar?  

Göz göre göre ülke batıyor, siz hala beka meka diyerek onların başarısızlıklarını aklamaya çalışıyorsunuz.  

Bunu ne zaman öğreneceksiniz? Ancak siz geleceğinize sahip çıktığınızda bu ülkenin bir geleceği olabilir ve bunun yolu da hanı ziyaret eden yolcu misali gelip giden siyasetçileri değil, geleceğinize kendi sahip çıkmanızla mümkün olacaktır. Yoksa kusura bakmayın sizler bu kafada olduğunuz sürece hiçbir şey değişmeyecek, her şey olduğu gibi hep böyle rezil bir şekilde devam edecektir.  

Hala anlamadınız mı, siz siyasetçilerin umurunda bile değilsiniz. Onların bir tek derdi var, oda sizi yönetmek, sizden topladıklarıyla çevrelerini zengin etmek.  

Kusura bakmayın siz böyle gönüllü köle olduğunuz sürece onların bundan gayri yapacak başka bir şeyleri yoktur. 

Oysa siz bu geleceğe sahip çıktığınızda onlar yoldan çıkamaz ve bu ülkenin de bir geleceği olur. Çünkü ancak o zaman devletin menfaatlerini gözetir politikaların peşinde olabilirler. Yani kurtuluş onlarda değil, sizdedir. Ama size ne yapmışlarsa onların adına siz koşturuyor, onlar giderse devletinde gideceğini söylüyorsunuz. Kusura bakmayı ama siz böyle olduğunuz sürece onlar hiçbir yere gitmeyecekler ve kaldıkları sürece de kendi işlerine geleni yapacaklar. Sizden daha iyisini mi bulacaklar! Diğer şekilde söylemeye dilim varmıyor!  

Size nasıl anlatayım? Efendim devlet bir yere gitmez, bir kişinin gitmesiyle gidecek devlet zaten gitmiştir, onun farkında olmayan sizsiniz, çünkü bir kişiyle gidecek devlet zaten çoktan kaybetmiş bir devlettir.  

Bu cumhuriyet kurulduğundan bu yana böyle bir terane var; “Efendim biz gidersek devlet gider!” diye.  

Bu ülke Binali Yıldırım’a kadar 27 başbakan ve 65 hükümet gördü ve devlet hala yerinde duruyor. Ve hafızalarınızı biraz yoklayın, tümü de giderken “Ben gidersem devlet gider” dedi. 

Her seçimde tekrar tekrar aynı hikâye; bu insanlar bu kadar akılsız mı ki, bu hikâye tekrar tekrar ısıtılıp önlerine sürülüyor?  

Artık bunun bayat bir yemek olduğunu ne zaman anlayacaksınız? 

Ya Allah aşkına bir Allah’ın kulu da sormaz mı arkadaş, “Seninle gidecek devlet zaten gitmiştir. 

İnanın bu ülkeye tüm Suriyeliler de gelse, Afganlar hatta Sudanlılar Nijeryalılar, Çadlılar, bir sucundan diğer ucuna kadar tüm Kuzey Afrikalılar bile gelse bir şey olmaz, en fazla nüfus biraz artar. Kaldı ki artan nüfusta bir şekilde ya kendi istihdam alanını yaratıyor ya da yeni bir göç yolu çizerek kendi dengesini bulmaya çalışıyor.  

Hiç görmez misiniz, Avrupa’nın yarısını dışardan gelen insanlar oluşturuyor ve az bir kısmı orada burada kaçak çalışsa da ekserisi kayıt altı, ülke ekonomisine kendi cephesinden katkı taşıyor. Ve hiçbiri de gelmişken bu ülkeyi Almanlardan, Fransızlardan veya İngilizlerden alayım demiyor. 

Her gelen geldiği yerde gelecek gördüğü andan itibaren bir işe el atıyor, mevcut ulusun bir parçası olmaya çalışıyor, çünkü kendisi ruhen o ülkeye ait olmasa bile çocuklarının artık o ülkeye ait olacağını biliyor. 

Şöyle bir etrafınıza bakın; Türkiye dahil, Avrupa’nın hiçbir ülkesinde saf ırktan oluşmuş bir insan kütlesi bulabilir misiniz? Bulamazsınız, çünkü tüm insanlar şu zamanda veya bu zamanda, şu yerden veya bu yerden bir şekilde gelmiş ve bir işle iştigal ederek geleceğini inşa etmenin peşine düşmüştür. Bir insan geleceğinin peşine düştüğü an o artık o ülkenin bir parçasıdır, farkında olmasa bile.  

Siz birini bir ülkeden geri gönderecekseniz, bana kalırsa aynaya baktıktan sonra buna karar veriniz ve şayet aynada çekik bir göz, şişman iki yanak görmüyorsanız ilk kendinizden başlayınız, çünkü o kafadan biri olarak bunu ilk hak eden sizsiniz. 

Demem o ki; siyasetçilerinize o kadar itibar etmeyiniz, Hammurabi’nin geçmiş keşişler için söylediği gibi, onların ağızlarından çıkan sözler ile çocuklarınızın bağırsaklarından çıkan gazlar arasında bir fark yoktur. Onlar konuşur, hep konuşur, on kelimelerinden biri ya doğrudur ya da değildir, o nedenle onlara fazla itibar ederek onların kendilerini bulunmaz Hint kumaşı sanmalarına fırsat vermeyin.  

Baksanıza sizden o kadar yüz bulmuşlar ki, “Biz gidersek devlet gider” diyebilecek kadar kendilerinden geçmiş, kulakları bile konuştuklarını duymaz bir hale gelmiştir. 

İnanın bir siyasetçinin oturduğu koltuğu ısıtmasına bile fırsat vermemelisiniz, dibi ısındığı an altını pisletecek ve size döndüğünde o koltuktan kalkmamak için “Gidersem peşimden devlette çöker” diye sizi kandırmanın peşine düşecektir. Oysa kalktığı an pislettiğinden başka bir şey görülmeyecektir. 

Uyanın artık, mesele siz değilsiniz, hatta kimsenin sizi umursadığı bile yoktur. O yüzden aklınız varsa ilk işiniz sizi bu hale getirenleri göndermek olmalıdır ve yer yer söylediğim gibi, onları adam edecek tek şey vardır, oda sizin onları gönderebilir olma ihtimalinizi Demokles’in Kılıcı gibi her daim tepelerinde sallanmasıdır. Onlara bunu hep hissettirmelisiniz. İnanın bunun dışında başka da bir seçeneğiniz yoktur. 

İnanın bu gücünüzü gösterdiğiniz an onlar hizaya gelecek, ülkeyi istemeden de olsa menfaatleriniz yönünde idare etme yoluna girecekler. 

Varsa bir aklınız, kimseye vaz geçilmez olduğunu hissettirecek kadar ileri gitmeyiniz. Siz birine o kadar vaz geçilmez olduğunu anlatırsanız onun ilk vaz geçeceği siz olursunuz.  

Çevrenize şöyle bir bakın, hangi siyasetçiniz yokuşu çıktıktan sonra yol arkadaşlarını satmamıştır? Ya da onları yolda bulduğu şakşakçılarla değiştirip, peşinden şakşakçıların çıkardığı gürültüyle sesinizi bastırma yoluna gitmemiştir?  

Emin olun, onlar bunu yapmışlarsa o gücü sizden aldıkları için yapmışlardır.  

Bu vebal öncelikle sizindir, yaşadığınız bu kötü günlerin müsebbibi sizlersiniz. 

Yoksa siz Alman halkını felakete götüren Hitler’e halk adına itiraz edenlere Hitler gibi size de “Seçmeseydiniz” demelerini mi bekliyorsunuz? 

1 Yorum

  1. Cok güzel bir yazi elinize yueginize saglik sanki hislerime tercuman oldunuz. Cok amma cok dogru her satiri cok degerli ama atalarin bir søzu var anlayana yaziniz iyi ama kime ?

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz