Hz. İsa’nın tekrar yeryüzüne inmesi konusu…

Pfingsten – Hamsin Yortusu – Hz. İsa’nın tekrar yeryüzüne inmesi konusu

Pfingsten, Türkçe karşılığıyla Hamsin Yortusu, hristiyanlıkta başlıca bayramlardan biridir. Pentikost yada Pentekost diye de anılır.

Yortu; Hristiyanlıkta Hz. İsa’ya dair olan kutsal olayların kilise tarafından belirlendiği dinsel günlerdir. Hamsin ise arapçada elli demektir.

Bu dini bayram, bir bakıma Yahudilikte geçtiğimiz günlerde kutlanan Şavuot bayramı ile benzerlik gösterir.

Şavuot bayramında sayılan 49 günlük süre, hristiyanlıkta Paskalya bayramından sonra elli gün sayılır ve ellinci günde kutlanır ve bu yıl Haziran ayının beşine tekabül etmektedir.

İncil’de, Havarilerin işleri bölümünde bu gün ile alakalı ayetler bulunmaktadır:

‘Elçiler bir araya geldiklerinde İsa’ya şunu sordular: “Ya Rab, İsrail’e egemenliği şimdi mi geri vereceksin?”
İsa onlara, “Baba’nın kendi yetkisiyle belirlemiş olduğu zamanları ve tarihleri bilmenize gerek yok” karşılığını verdi.

“Ama Kutsal Ruh üzerinize inince güç alacaksınız. Yeruşalim’de, bütün Yahudi’ye ve Samiriye’de ve dünyanın dört bucağında benim tanıklarım olacaksınız.”
İsa bunları söyledikten sonra, onların gözleri önünde yukarı alındı. Bir bulut O’nu alıp gözlerinin önünden uzaklaştırdı.

İsa giderken onlar gözlerini göğe dikmiş bakıyorlardı. Tam o sırada, beyaz giysiler içinde iki adam yanlarında belirdi.

“Ey Celileliler, neden göğe bakıp duruyorsunuz?” diye sordular. “Aranızdan göğe alınan İsa, göğe çıktığını nasıl gördünüzse, aynı şekilde geri gelecektir.”

(Elçilerin İşleri; 1:6/1:10)

Hz. İsa’nın çarmıha gerilmesi ve göğe yükseltilmesiyle ilgili Kuran’da da ayetler mevcuttur:

‘Allah buyurmuştu ki: Ey İsa! Seni vefat ettireceğim, seni nezdime yükselteceğim, seni inkâr edenlerden arındıracağım ve sana uyanları kıyamete kadar kâfirlerden üstün kılacağım. Sonra dönüşünüz bana olacak. (Ali İmran 55)

‘Ve “Allah elçisi Meryem oğlu İsa’yı öldürdük” demeleri yüzünden (onları lânetledik). Halbuki onu ne öldürdüler, ne de astılar; fakat (öldürdükleri) onlara İsa gibi gösterildi. Onun hakkında ihtilâfa düşenler bundan dolayı tam bir kararsızlık içindedirler; bu hususta zanna uymak dışında hiçbir (sağlam) bilgileri yoktur ve kesin olarak onu öldürmediler.

‘Bilâkis Allah onu (İsa’yı) kendi nezdine kaldırmıştır. Allah izzet ve hikmet sahibidir (Nisa 157-158)

Pfingsten-Hamsin Yortusu Bayramı’nda inanılan bir görüş; Hz. İsa’nın ölüp tekrar dirilerek göğe yükselişinden sonra Kutsal Ruh’un Havarilerinin üzerine geldiği ve onları kutsadığıdır.

Hz. İsa ile ilgili göğe yükselişi konusu bütün dinlerde ortak olan özelliktir.

Hz. İsa konusuna girmişken, İslam dünyasında yaygın olan bir görüşe de değinmeden geçmek tabii ki de olmaz.

Nedir bu?

Hz. İsa’nın kıyamete yakın bir zamanda tekrar yeryüzüne inmesi konusu.

Bu konu birçok ilahiyatçı, dinle ilgilenen kişi tarafından da tartışılmakta.

Cüppeli Ahmet isimli şahıs Hz. İsa’nın kesinlikle geleceğini ve bu konuda ters fikir beyan etmenin, müslümanların imanını tehlikeye atmak olduğunu vurguluyor.

İlahiyatçı Nihat Hatipoğlu da, Hz. İsa’nın dünyaya tekrar geleceğine inananlardan. Adını bilmem duydunuz mu, Cevat Akşit de Hz. İsa’nın tekrar geleceğini ısrarla vurgulayanlardan.

Bu konu o kadar tartışılmış ki; hangi camiye, nereye ineceği bile konuşulmuş.

Bu konuda Kuran’da açık ayet var mı?

Hayır yok.

Hadisler olduğu belirtilerek ve hadislere dayandırılarak Hz. İsa tekrar gelecek deniyor.

Yukarıda adını saydığım ilahiyatçıların yanında birçok ilahiyatçı da inanıyordur kimbilir.

Müslümanlardan birçok kişi de inanıyordur diye düşünüyorum. İnanç meselesi tartışılmaz diye düşünüyorum.

 

Ama bu durumda tekrar düşünülmesi gereken çok temel bazı konuları da ele almak lazım.

Hz. İsa’nın yeniden geleceğine inanırsak..

Demek ki Kuran en son vahiy değil.

Demek ki Hz. Muhammed en son gelen peygamber değil.

Demek ki Kuran ayetleri kıyamete kadar hükmü devam edecek emirler değil.

Madem Hz. İsa tekrar gelecek, bu demektir ki: Ayetler Hz. İsa ile değerlenecek.

Vahiy dediğimiz, göklerden haber gelmesi konusu son bulmuş değil gibi bir düşüncedir bu.

O zaman müslümanların Kuran’ı okuyup, araştırıp, Kuran ayetlerini kendi hayatlarına uygulama, yaşama gibi dertlerinin olmasına da gerek kalmamış oluyor.

Nasıl olsa Hz. İsa gelecek ve kolayca müslümanlar başarılı olacaklar.

Çaba sarfetmeden, Kuran ayetlerini tefekkür edip hayata uygulama gibi zor bir çalışmayı yapmadan herşey düzgün bir şekilde yoluna girecek.

Biz, kendimize boşuna dert ediyoruz.

Kuran modern hayatta nasıl yaşanır, Kuran günümüz çağında nasıl yorumlanır diyerek.

Nasıl olsa Hz. İsa gelecek ve müslümanların bütün dertleri sona erecek.

 

Bu ve benzeri konular önemsizmiş gibi görünse de, ben çok önemli olduğu kanaatindeyim.

Bu ve benzeri inançlar İslam dünyasında olduğu sürece, müslümanların ayetleri tefekkür edip yeni düşünceler, insanlığa çözümler sunacak fikirler, sistemler ortaya koymaları pek mümkün gibi gözükmüyor.

Kim bilir, belki de gelecek.

Belki de gelmeyecek.

Her ne olursa olsun, kolaycılık sunarak insanları tembelleştirmek doğru bir yol değil diye düşünüyorum.

Sevgi ve bilgiyle kalın…