İslam ve Helal Et

1
Latest posts by Sinan Eskicioğlu (see all)

Sevgili Gençler, kendini genç hissedenler ve ileride genç olup merak içinde yeni bilgiler öğrenmek isteyecek bugünün çocukları.

Helal et, helal kesim konusu özellikle Avrupa’da yaşayan müslümanların çok önem verdiği konuların başında gelmekte.

Türkiye gibi nüfusunun %90’ı müslüman olan ülkelerde doğal olarak böyle bir soru zihinlere gelmemekte. Etlerin kesimi işi ile uğraşan kişiler, marketlerin kasap bölümünde olan satıcılar da müslüman insanlar. Ama et ithalatının yapılmaya başlanması ile sanıyorum helal kesim ve helal et konusu da ülkemizde ele alınacak konular arasına girecektir.

Helal kesim ve helal et konusunda yapılan tartışmaları, bu konunun neden bu kadar önemsendiğini objektif bir şekilde sizinle paylaşmak, kayıtlara geçmesi açısından çok önemlidir.

Birinci madde: Kesim esnasında neden Allah’ın adının zikredilmesi gerekir?

İslam’dan önce ve İslam gelmeye başladığı yıllarda insanlar kimi zaman güneş, kimi zaman ay, kimi zaman çok önem verdiği insanların mezarları yanında ve onlar için, kimi zaman önemsedikleri/taptıkları putlar için hayvanları kesip onlara adıyorlardı. Mekkeliler hayvanları boğazladıklarında “Lat ve Uzza için” diye bağırırlar ve onlara adarlardı.

İslam, bundan dolayı hayvanların boğazlanmasında Allah’ın haricindeki varlıklar adına kesilmemeleri gerektiğini belirtmiştir.

‘De ki: Bana vahyolunanda, leş veya akıtılmış kan yahut domuz eti -ki pisliğin kendisidir- ya da günah işlenerek Allah’tan başkası adına kesilmiş bir hayvandan başka, yiyecek kimseye haram kılınmış birşey bulamıyorum. Başkasına zarar vermemek ve sınırı aşmamak üzere kim (bunlardan) yemek zorunda kalırsa bilsin ki Rabbin bağışlayan ve esirgeyendir.’ (Enam, 145)

Buradaki ‘Allah’tan başkası adına kesilmiş hayvandan başka’ ibaresini kaynak gösteren Şafiiler, ‘hayvan kesiminde ‘bismillah’ deme şartı yoktur’ derler. ‘Bismillah’ demek sünnettir hükmüne inanırlar.

İkinci madde: Yenmesi yasak olmayan (mübah olan) yiyecekler konusu. 

Yukarıdaki ayette açıkça ifade edildiği gibi, ‘leş veya akıtılmış kan yahut domuz eti -ki pisliğin kendisidir- ‘ ölmüş hayvan, kan ve domuz eti yenmesi yasak olan yiyeceklerdir.

Diğer ayetlerde de açıkça ifadeler hep aynıdır. Leş, kan ve domuz eti. (Maide 3)

Bunların haricindeki bütün yiyecekler helaldir.

Kimi mezheplerde şu ifade vardır: ‘Denizden babam çıksa yerim’. (İmam Şafii’ye atfedilir)

Deniz ürünlerinin balık hükmünde olduğu ve helal olduğu Maliki, Şafii ve Hanbeli’lere göre ortak fikirdir.

Hanefiler ise bazı deniz ürünleri için mekruh hükmünü vermişlerdir.

Bu noktada ben hep şunu ifade ederim: Mideniz kaldırdığı sürece deniz ürünlerinden istediğinizi yiyebilirsiniz.

Üçünçü madde: Helal et, helal kesim nasıl oluyor, neden bu kadar önemseniyor?

Özellikle Avrupa’da aşırı önemsenen bu konuyu ele almak aslında çok riskli bir konu.

Şunu ifade etmek çok önemlidir: Makinalaşmaya geçmiş olan bütün fabrikalarda hayvanlar aynı şekilde kesilmektedir.

Hiçbir hayvan için tek tek besmele çekilmemektedir.

İşyerlerinde helal kesim denen konu, birisinin bir kere besmele çekmesi ve aynı şekilde düğmeye basması ve makinaların hayvanları kesmesi şeklindedir.

Açıkça söylemek gerekirse, bunu kontrol etme imkanı da yoktur.

Peki neden bu konu bu kadar önemseniyor?

Çünkü helal et konusu dendiğinde milyarlarca euro söz konusudur. Müslüman insanlarımızın tükettiği et ve bu etin karşılandığı sektör çok büyümüştür.

İşte bundan dolayı da konu aslında bu parasal miktarın savaşıdır. Bundan dolayı Avrupa’da her caminin, her cami kuruluşunun et kesim ve dağıtım şirketi vardır. İsterseniz siz de test edin, internete ‘helal et’ yazarak arama yapın, karşınıza çıkan bütün siteler şirketlerdir.

Daha önceki yazımda ifade ettiğim gibi, İslam’dan rant/kazanç elde edenler ‘helal et’ konusunu özellikle abartılı şekilde sunarak, şirketlerinin kar paylarını arttırma derdindeler.

Bu konuda diğer çok önemli bir nokta da, (Özellikle Avrupa ve ABD için) ‘ehl-i kitap’ olan insanların yaşadığı ülkelerdeki et kesimi.

‘Helal et’ konusundan kazanç/rant elde edenler ‘ancak müslümanların kestikleri caizdir’ diyerek hem Allah’ı hem de müslümanları kandırmaktadır.

Ayette der ki: ‘Bugün size temiz ve iyi şeyler helâl kılınmıştır. Kendilerine kitap verilenlerin (yahudi, hıristiyan vb. nin) yiyeceği size helâldir, sizin yiyeceğiniz de onlara helâldir’ (Maide, 5)

Tekrar ifade edelim: Ehl-i kitabın kestiği helaldir…

Et ticareti yapan rantçı İslamcılar şunu da ifade ederler: ‘O ehli kitap, şimdiki ehli kitap değil’.

Bu gülünç ifadeye karşı hep şunu demişimdir: Hz. Muhammed geldikten sonra gelen bu ayet, bozuldu denilen ehli kitap için denmiştir. Yani o hristiyan ve yahudilerle bugünküler aynıdır.

Buradaki illet yani sebep nedir?

Ayetteki ifade, Allah’tan başkası adına kesilmesin. Yani Yaratıcı’dan başkası adına kesilmesin.

Yahudiler de, Hristiyanlar da Yaratıcı Rabbe, Yaratıcı Varlık’a inanmaktadırlar.

Bir diğer önemli konu da şudur.

Peygamber’e soruyorlar. ‘Ya Resulullah, yeni müslüman olan bazı kişiler et getiriyorlar, emin olamıyoruz, Allah adına mı kestiler, yoksa başka şey adına mı?’

Hz. Peygamber ne diyor, biliyor musunuz?

‘Siz Allah’ın adını anın ve yiyin’.

Bu olay, Peygamberin eşi Ayşe’den rivayet edilir ve sahih hadis kitaplarında da mevcuttur. (Buharî, Zebaih, 21; Ebu Davud, Edahî, 19)

Dördüncü madde: Helal damgası nedir, kimler verir?

Sevgili gençler,

Helal damgası denen ibarenin hiçbir resmi/kurumsal bağlayıcılığı yoktur. Et işinden rant elde eden İslamcılar dernekleri vasıtasıyle bu damgayı basarlar.

Hiçbir sağlık kurumu, idari makam bu damgayı hak ediyorlar mı diye kontrol yapmaz.

Size daha çarpıcı bir örnekle açıklayayım: İlahiyat mezunu olarak şirket kurun ve bu damgayı veriyorum deyin, siz de bu helal damgasını verme hakkına sahip olursunuz.

Helal damgası ile ilgili de internette araştırma yapın. Karşınıza çıkan bütün kurumlar cami derneklerinin kurdukları vakıflar ve kuruluşlardır.

Bunların hiçbir sağlık kontrolleri yoktur.

Hatta öyle ki, bu damgalara özellikle Arapça ibareler bastırırlar ki, satış yapacakları müslüman insanlar tatmin olduklarını düşünsünler.

Bunları neden sizlere aktarma gayretindeyim.

Çünkü dinde olmayan şeylerin sadece ve sadece para/rant kazanmak için farklı gösterilerek müslümanlar kandırıldıkları için.

Bu rantı kazanmayı hedefleyenler bu işe çok uygun hocabeyleri/hocahanımları da bulurlar, onlar da insanları kandırmak için ayetleri ve hadisleri bulurlar, yoksa yorumlayıp insanlara sunarlar.

Benim derdim de bu: Madem birileri hem Allah’ı hem de müslümanları kandırmaya çalışıyorlar, ben de açıkça İslam’da/Kuran’da olan bilgileri söylemek zorundayım.

 

Sevgi ve Bilgiyle kalın.

Önceki İçerikNew York’ta araçlı saldırı.. 8 kişi hayatını kaybetti
Sonraki İçerikIrak hükümeti, IKBY’deki memurların maaşlarını ödeyecek..
Sinan Eskicioğlu kimdir? 1974 İzmir’de dünyaya geldi. Agah Efendi İlkokulu’nda eğitim hayatına başladı. İzmir İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra ÖSYM sınavlarında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni kazandı. Kelam dalında ‘Allah’ın iradesi ve Nedensellik Problemi’ isimli bitirme teziyle, gecikmeli olarak 2000 yılında üniversiteden mezun oldu. 28 Şubat sürecinin etkisiyle İlahiyat fakültesi mezunlarının öğretmen yapılmaması yüzünden 2002 yılına kadar ticaretle ilgilendi. 2002 yılında D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi’nde Din Felsefesi dalında yüksek lisansa başladı. Aynı yıl yüksek lisans programını yarıda bırakıp Almanya’ya gitti. Almanya’da Diyanet’e bağlı çeşitli camilerde eğitmenlik ve öğretmenlik yaptı. Duisburg-Essen Üniversitesi Sosyal işler ve yöneticilik bölümünde eğitim aldı. 2007-2011 yılları arasında IGMG (Avrupa Milli Görüş)’de Düsseldorf Bölgesi Eğitim Merkezi müdürlüğü ve bölge eğitmeni olarak çalıştı. 2011-2013 yılları arasında Osnabrück Üniversitesi Protestan Mezhebi bölümünde eğitimine devam etti. 2016 yılından itibaren Ocak Medya gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. 2020 yılında gazetenin genel yayın yönetmenliğini üstlenen yazar Almanca, İngilizce bilmektedir. şimdiye kadar yayınlanmış olan yedi kitabı vardır. Yok Edin İnsanın İnsana Kulluğunu- Kişiselleştirilmiş İslam, Zeytin Ağacı (Roman), Katar istanbul, Müslüman Kardeşlerden Ak Parti’ye İslamcılık., Tarihteki Dindar Zalimler. İbn Sina, İbn Haldun

1 Yorum

  1. Mesele kimin kestigunden ziyade “kesim” olup olmamasında. Kurşun ve şok ile hayvan meyte hükmündedir.
    Eski laikciler gibi olayı hemen din istismarı damgasını getirmeyin

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz