İslam ve Hukuk – İslam’da Hukuk

0
Latest posts by Sinan Eskicioğlu (see all)

Sevgili Gençler, kendini genç hissedenler ve ileride genç olup merak içinde yeni bilgiler öğrenmek isteyecek bugünün çocukları.

İslam; çocukluktan beri duyduğumuz, kimi zaman kaynağını bilmeden yaptığımız ibadetlerin kaynağı olan dinin adıdır.

Çocukluktan itibaren bir dinin içinde yaşayan insanlar, o dini sonradan öğrenenler gibi araştırmazlar.

Dinin adı olan İslam kelimesine değinmiştim. Bu dini kabul edene de müslüman denir. Dinden bahsedince de akla ilk gelen Yaratıcı ve O’nun insanlardan istediği ibadetlerdir. İslam’a da hep bu noktadan bakılmıştır. Biraz da bu, daha kolaycı gelmiştir insanlara.

İslam en son ve ekmel dindir denmesinin sebebi, işte tam da bu noktada belirginleşir.

Dinler, Yaratıcı ve ibadet odaklıdır.

İslam ise Yaratıcı ve ibadetle çevrili bir hukuk sistemidir.

Hukuk nedir: Hak kelimesinin çoğuludur. En genel tanımıyla hukuk; toplumdaki ilişkileri düzenleyen kurallardır. Bu kurallara uyulması da devletin yaptırım gücü ile sağlanır.

Biraz daha açarsak.

İnsanın başka insanlarla, insanın yaşadığı toplumla ve bağlı olduğu devletle ilişkilerini belirleyen kurallar diyebiliriz.

İslam, kişinin önce kendisi ile ilişkisini ortaya koyar (ki bu imandır. Bu konuyu tekrar ele alacağız), sonra Yaratıcı ile ilişkisini ele alır, daha sonra ailesi-çocukları-akrabaları ile ilişkilerinin temelini çizer ve daha sonrasında bağlı olduğu toplum ve devletle ilişkisini ve kurallarını belirler. Hatta sadece bununla kalmaz, başka insanlarla, sonrasında çevresindeki tabiatla ve dünyadaki ekolojik dengeyle ilişkisini de vurgular.

Peki din dediğimiz neydi?

Kişinin Yaratıcı’yı tanıması ve ona ibadet etmesi.

İşte İslam’daki dini alan, büyük hukuk dairesinde bulunan küçük bir bölümdür.

Bunları nereden biliyoruz.

Kuran’dan ve Peygamberin hayatından.

Aslına bakarsanız İslam’ın bu hukuk sistemi özelliği, Yahudilik ile çok benzerlikler gösterir. (Bu konuyu daha sonra tekrar ele alacağız)

İsterseniz siz de Kuran’a bakıp, bu büyük hukuk dairesini kendiniz keşfedebilirsiniz.

Hukukla ilgili en önemli kavramla başlayabilirsiniz: Adalet. (Bakara 282; Alı Imran 18,21; Nisa 3,58,105,135; Maide 8, 42, vs…)

Aile, israf, iş ve ticaret, iyilik yapmak, nikah-evlenme, boşanma, kadın ve kadın hakları, mülkiyet, adaletli yönetici, zekat, şahitlik vb.

Aslında İslam, sizlerin duya duya artık alıştığınız şekilde;

‘Oğlum-kızım namazını kıldın mı’daki namazdan,

‘Dedem-babam hacca gidecek’deki hacdan,

‘Kurbanımızı kestirdik’deki kurbandan,

‘Oruç tut, sıhhat bul’ cümlesindeki oruçtan,

‘Kızım, artık yavaş yavaş başını örtmen lazım’daki örtüden,

‘Oğlum-kızım, günah işlerseniz cehennemde yanarsınız’daki cehennemden,

‘Cennete altından ırmaklar akan evler’deki cennetten çok daha fazla konuları içeren, büyük bir hukuk dairesine sahip olan bir sistemdir.

İslam’ın son ve ekmel din olmasının bir diğer göstergesi, insanları ezberlenmiş din algısından çıkartarak, sorumluluk sahibi-akıllı-kendi kararlarını kendi veren insanlar haline getirme gayretidir.

Ezberlenmiş din dediğimiz, bahsettiğimiz inanılacak din ve ibadetler. Bunları da sürekli telkin eden ‘Din adamları’.

İslam ise insanları ezberden-düşünceye, inançtan-inanç ve akla, ibadetten-hak/görev dengesine ve hukuka yükselten insani bir sistemdir.

Ve buna bağlı olarak ‘Din Adamı’ diye bir statü İslam’da kesinlikle yoktur.

Nereden mi biliyoruz.

Peygamber’in kızına söylediği cümleden: ‘Kızım, babanın peygamber olduğuna güvenme.’

Peygamber böyle demişken, bir bakıyoruz hocaefendiler, şeyhler ortalıkta cirit atıyor.

Peygamber’den bile üstün olan Din Adamları!

Siz gençler, İslam’ı doğru anlayıp öğrendiğinizde, zaten bu din adamlığı sınıfı yok olup gidecektir.

Hak-görev dengesi nedir?

İslam, insana doğuştan haklar verir. (Canın korunması, Aklın korunması, Dinin korunması, Neslin korunması, Malın korunması hakları).

Bunlardan sonraki haklar da, görevleri de içinde barındıran sözleşmeler şeklindedir.

Bu sözleşmeler yazılı da olabilir, sözlü de olabilir; ya da toplumdaki alışkanlıklar sebebiyle genel bilgi şeklinde de.

Örnek verelim: Her gün kullandığımız toplu taşım araçları. Bunun için görev bilet almaktır, karşılığında o aracı kullanma hakkımız oluşur.

Kazanmak için çabalanan üniversite giriş sınavları da aynıdır. Puanlar belirlenir, o puanı alma görevini yerine getiren, o fakültede okuma hakkı kazanır.

İslam’ın sadece namaz, oruç, hac, kurban, sakal, başörtüsü olmadığını anlamak ve bilmek için İslam’daki hukuk mantığını, hak-görev dengesini, Peygamberin hayatını ve bütünüyle 23 yıllık Kuran’ın oluşma dönemini iyi incelemek, değerlendirmek gerekir. Bir kere bu pencereden bakmaya başladınız mı, hem İslam’ı anlamanız kolaylaşacak, hem de din adına insanların nasıl kandırıldıklarını görmüş olacaksınız.

Sizlere iki örnek vereceğim. Bu iki örnek İslam’ın ortaya koyduğu hukuk mantığını, hukuk sistemini çok güzel ortaya sermektedir.

Hz. Ömer’in ganimetle ilgili bir olayı vardır.

Yaşlı bir kadın camide ayağa kalkar ve halifeye şöyle der: ‘Üzerindeki giydiğinin hesabını vermeden seni dinlemeyeceğim. Ganimetten herkese birer parça kumaş düştü. Onunla bu giydiğin dikilmez. Benim oğluma da bir parça kumaş düştü, ama giyecek elbise yapılacak kadar değildi, hesabını ver’. Bu yaşlı kadının camide-umuma açık alanda- kalkıp halifeye/devlet başkanına hesap sorabilmesi hakkı ve cesareti ve bu ortamın sağlanmış olması hukuk düzeninin ne demek olduğunu bize açıkça göstermektedir.

Çok daha çarpıcı bir örnek Peygamberin hayatından:

Mahzumoğulları kabilesine mensup bir kadın hırsızlık yapar ve cezası kararlaştırılır. Kabileden bazı kimseler cezanın iptali için müracaat etmeye karar verirler. Araya da adam sokalım düşüncesiyle, Peygamber onu kıramaz diye oğlu yerinde tuttuğu Zeyd bin Sabit’in oğlu Üsame’den rica ederler.

Üsame durumu peygambere iletir.

Hz. Peygamber’in tavrı sert, açık ve net olur.

‘Yemin olsun ki; Mahzumoğulları kabilesinden hırsızlığı kesin olan Fatma değil, kızım Fatma hırsızlık yapsa, hiç ayrım yapmadan onun da cezasını verirdim.’

 Bu hukuk mantığını, hukuk anlayışını Hz. Peygambere kazandıran İslam’ın büyük hukuk dairesi ve hukukun üstünlüğü ilkesidir.

 

Sevgi ve Bilgiyle kalın.

Önceki İçerikAB liderleri Türkiye’yi görüşüyor.. Merkel: Türkiye ile müzakerelerin sonlandırılması yönünde çoğunluk yok
Sonraki İçerikYurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi arttı.. Yüzde 20,74
Sinan Eskicioğlu kimdir? 1974 İzmir’de dünyaya geldi. Agah Efendi İlkokulu’nda eğitim hayatına başladı. İzmir İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra ÖSYM sınavlarında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni kazandı. Kelam dalında ‘Allah’ın iradesi ve Nedensellik Problemi’ isimli bitirme teziyle, gecikmeli olarak 2000 yılında üniversiteden mezun oldu. 28 Şubat sürecinin etkisiyle İlahiyat fakültesi mezunlarının öğretmen yapılmaması yüzünden 2002 yılına kadar ticaretle ilgilendi. 2002 yılında D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi’nde Din Felsefesi dalında yüksek lisansa başladı. Aynı yıl yüksek lisans programını yarıda bırakıp Almanya’ya gitti. Almanya’da Diyanet’e bağlı çeşitli camilerde eğitmenlik ve öğretmenlik yaptı. Duisburg-Essen Üniversitesi Sosyal işler ve yöneticilik bölümünde eğitim aldı. 2007-2011 yılları arasında IGMG (Avrupa Milli Görüş)’de Düsseldorf Bölgesi Eğitim Merkezi müdürlüğü ve bölge eğitmeni olarak çalıştı. 2011-2013 yılları arasında Osnabrück Üniversitesi Protestan Mezhebi bölümünde eğitimine devam etti. 2016 yılından itibaren Ocak Medya gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. 2020 yılında gazetenin genel yayın yönetmenliğini üstlenen yazar Almanca, İngilizce bilmektedir. şimdiye kadar yayınlanmış olan yedi kitabı vardır. Yok Edin İnsanın İnsana Kulluğunu- Kişiselleştirilmiş İslam, Zeytin Ağacı (Roman), Katar istanbul, Müslüman Kardeşlerden Ak Parti’ye İslamcılık., Tarihteki Dindar Zalimler. İbn Sina, İbn Haldun

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz