İslam ve Mutlak Varlık – (Yaratıcı, Rab, Allah)

0
Latest posts by Sinan Eskicioğlu (see all)

Sevgili Gençler, kendini genç hissedenler ve ileride genç olup merak içinde yeni bilgiler öğrenmek isteyecek bugünün çocukları.

İslam dendiğinde ilk konuşulmaya başlanan konu Yaratıcı varlık yani Allah’tır.

Allah, yaratıcı varlığın özel ismidir. Kimisi Tanrı der, kimisi Rab der, kimisi de Yaratıcı der.

Allah kelimesi, ortadoğu dillerinde zaten mevcuttur.

İbranice’de Eloah kelimesi kullanıldığı gibi, Elohim de kullanılır. Aramice’de Elaha kelimesi vardır. (Aramice İsa peygamberin anadilidir de). Süryanice’de ise Alaha şeklinde kullanılır.

Yaratıcı’nın birçok özellikleri vardır. Bunları da zamanla ele almak gerekir. Ama bugün O’nun insanlarla (İnsan-Yaratıcı) ilişkisinden ve din göndermesinden bahsedeceğim.

Kuran’da Secde suresi vardır. Bu surenin 7.,8. ve 9. Ayetleri bize şu bilgileri vermekte:

‘7.Yarattığı her şeyi güzel yaratan ve insanı yaratmaya bir çamurdan başlayan O’dur.

  1. Sonra da onun soyunu süzülmüş bir özden, değersiz bir sudan yaratmıştır.
  2. Sonra onu düzenli bir şekle sokup, içine kendi ruhundan üfürdü’.

 

Kainatı yaratan Varlık, insanı çamurdan yaratmış ve ona öyle bir değer vermiş ki, ona kendi ruhundan üflemiştir.

Yani bizlerde, yani hepimizde, sadece müslümanlarda değil, hristiyanlarda, yahudilerde, Amerikalılarda, Afrika’daki yerlilerde, yani bütün insanlarda O’nun ruhundan bir parça var.

Ben bundan dolayı, yani bu ayete dayanarak hep şunu iddia ederim:

Her insanda iyi taraf vardır. Kimse %99 kötü değildir.

İnsanlardaki bu ruh parçası sebebiyle, insanda tanrısal bir özellik vardır.

İnsandaki bu ruh parçası sebebiyle, bizde manevi-metafizik tarafımız vardır.

Bence daha da önemlisi: Neden insan bu hayatta %99 mutlu olamaz. İşte bu ruh parçacığı sebebiyle.

Bu ruh parçacığı bütünle buluşmak istediği için….

Allah insanı neden yaratmıştır?

Aslında çok basit.

Yaratıcılığının tatmini için.

İnsan, aklı olan bir varlıktır.

Aklı olan varlık da, melekler gibi sürekli O’na ibadet ederek vakit geçirmez. Bazen de şöyle der: ’Benim aklım var, bazen de kendim için birşeyler yapayım’.

Aslında bizi yaratan Yaratıcı da bunu istiyor bizlerden.

Melekler gibi sürekli ibadet etme değil, bazen kendindeki tanrısallığı keşfedip ‘BEN VARIM’ diyerek kendini ortaya koymayı.

Bunu isterken de, yanında başka bir seçenek daha düşünmüştür. İşte bu da, Din dediğimiz sınırlamalar.

Yani Yaratıcı bizden hem kendimizi ortaya koymamızı istiyor, hem de O’nun sözünü dinleyecek miyiz diye dinleri gönderiyor.

İnsanların günah işleyeceklerini biliyor ve bazen de günah işlemelerini de murad ediyor.

Bu yüzden zaten birkaç hadiste şöyle geçer: ‘Günah işlemeseydiniz, Allah sizi helak eder ve yerinize, günah işleyip, peşinden tövbe eden kullar yaratırdı.” (Müslim, Tevbe)

Bununla ilgili bir de ayet var: ‘De ki: “Ey haddi aşarak nefislerine karşı israf etmiş olan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümid kesmeyin. Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.” (Zümer,53)

Bu ayet ve hadisten ne anlıyoruz:

Birincisi: Yaratıcı bizim bazen yanlışlar yapmamızı ama sonra O’ndan özür dileyip, bizi affetmesini rica etmemizi istiyor.

İkincisi: Yanlış yaptım, günah işledim diye O’ndan uzaklaşmamamızı istiyor.

Bunu şöyle örneklendirelim.

Sizin çok sevdiğiniz bir arkadaşınız var. Ama birgün hoşunuza gitmeyen bir hareket yapıp, sizi kırdı. Sizi kırdığını da bilerek, bunun üzüntüsünden size gözükmek istemiyor. Ama siz de uzaklaşmasını istemiyorsunuz. Yaptığı yanlış hareketinden dolayı bir özür bekliyorsunuz. Arada bir kopukluk oluyor. İşte o zaman ikinizi de tanıyan başka bir arkadaşınıza diyorsunuz ki: ‘Ben onu çok seviyorum, benden bir özür dilese, ben onu hemen affedip, onunla gene eski günlerdeki gibi olurum’.

İşte Yaratıcı da, ayetleriyle aynısını demek istiyor.

Bir bakıma ayetleri, gönderdiği dinler de, işte bu üçüncü ortak arkadaş gibi.

Bu yüzden siz gençler de, yaptığınız yanlış şeyler için kendinizi kötü hissetmeyin, kendinizin kötü insan olduğunuzu düşünmeyin.

Yaratıcı, siz gençlerin hatalar yapabileceğini zaten biliyor.

Siz gençlerin hatalar yapmaları çok normal.

Koca koca adamlar, kadınlar ne hatalar yapıyorlar, bir bilseniz, şaşarsınız…

Hem öyle hatalar ki; zararı sadece kendilerine değil, birçok kişiye hatta milyonlara mal oluyor.

Neden Mutlak Varlık?

Son yıllarda teknoloji, bilimsel araştırmalar, bilimsel deneyler çok ilerledi. Quantum fiziği gelişti ve felsefeye, hayata etki etmeye başladı.

Hiçbir şeyin kesin olmadığı ortaya çıktı.

Yani kesin olan tek şey, hiçbir şeyin kesin olmadığı.

Yani hiçbir şey %100 değil. Kimse %100 iyi yada %100 kötü değil. Tavsiye ederim, Schrödinger’in kedisi deneyini okuyun.

İşte kainatı yaratan, böyle müthiş bir sistem kuran ve insanlara tavsiyelerde bulunan Yaratıcı da, kesin olmayan kainatta KESİN olan tek Varlık.

Yani %100 Mutlak Varlık.

Mutlak Varlık, hiçbir şeye bağlı olmaksızın varolan tek Varlık.

Tamamen özgür ve bağımsız.

İşte bu yüzden ben de O’na Mutlak Varlık diyorum. Hiçbir şeyin kesin olmadığına inandığınızda ve hayatı yaşarken de ‘gerçekten öyle ya’ dediğinizde, O’nun mutlak olmasını daha iyi anlıyorsunuz.

İşte o Mutlak Varlık diyor ki; aklınızı-vicdanınızı kullanıp kendiniz olun, arada hata da yapsanız özür dileyin, ben hepsini affederim. Ama benden uzak olmayın.

 

Sevgi ve Bilgiyle kalın.

Önceki İçerikMehmetçik İdlib’e girdi.. Muhalif grupların refakatinde İdlib’e intikal sorunsuz devam ediyor
Sonraki İçerikSanayi ciro endeksi yüzde 26,6 arttı..
Sinan Eskicioğlu kimdir? 1974 İzmir’de dünyaya geldi. Agah Efendi İlkokulu’nda eğitim hayatına başladı. İzmir İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra ÖSYM sınavlarında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni kazandı. Kelam dalında ‘Allah’ın iradesi ve Nedensellik Problemi’ isimli bitirme teziyle, gecikmeli olarak 2000 yılında üniversiteden mezun oldu. 28 Şubat sürecinin etkisiyle İlahiyat fakültesi mezunlarının öğretmen yapılmaması yüzünden 2002 yılına kadar ticaretle ilgilendi. 2002 yılında D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi’nde Din Felsefesi dalında yüksek lisansa başladı. Aynı yıl yüksek lisans programını yarıda bırakıp Almanya’ya gitti. Almanya’da Diyanet’e bağlı çeşitli camilerde eğitmenlik ve öğretmenlik yaptı. Duisburg-Essen Üniversitesi Sosyal işler ve yöneticilik bölümünde eğitim aldı. 2007-2011 yılları arasında IGMG (Avrupa Milli Görüş)’de Düsseldorf Bölgesi Eğitim Merkezi müdürlüğü ve bölge eğitmeni olarak çalıştı. 2011-2013 yılları arasında Osnabrück Üniversitesi Protestan Mezhebi bölümünde eğitimine devam etti. 2016 yılından itibaren Ocak Medya gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. 2020 yılında gazetenin genel yayın yönetmenliğini üstlenen yazar Almanca, İngilizce bilmektedir. şimdiye kadar yayınlanmış olan yedi kitabı vardır. Yok Edin İnsanın İnsana Kulluğunu- Kişiselleştirilmiş İslam, Zeytin Ağacı (Roman), Katar istanbul, Müslüman Kardeşlerden Ak Parti’ye İslamcılık., Tarihteki Dindar Zalimler. İbn Sina, İbn Haldun

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz