İslami entegrasyon (Islamische Integration)

1
Latest posts by Sinan Eskicioğlu (see all)

Entegrasyon sadece Almanya, Avrupa’da ele alınan bir konu olmaktan çıktı, artık Türkiye’nin ve dünyanın önemli konusu haline geldi. Bunun sebebi de, kendi ülkelerinden başka memleketlere isteyerek ya da mecbur kaldıkları için göç eden insanların sayısının artması. Suriye iç savaşı sebebiyle başka ülkelere göç eden milyonlarca insan gittikleri ülkelerde tutunmaya çalışıyorlar.

Türkiye’ye gelenler ortak olan noktalar sebebiyle sosyal yapıya daha kolay ve rahat entegre olabilirler. Din, kültür, yemek alışkanlıkları, sosyal yapıdaki rahatlık gibi ortak noktalar önemli. Ancak Almanya başta olmak üzere Avrupa’ya gelenler için aynı durum söz konusu değil.

Gerçi Suriyeli’lerden önce Almanya’da Türkiye’lilerin entegre olmaları, olabilmeleri konusu da çok önemli. Ancak Suriye’lilerin gelmesinden sonra, Almanya’da yaşayan Türkiye’liler kendilerini daha fazla entegre olmuş olarak kabul ediyorlar. Bunda gerçeklik payı var mı? Evet, var. Ancak eksiklikler de yok değil. Önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek olan ‘İslam Konferansı’ da entegrasyon açısından önemli. Tabii gereken düşünsel ve eylemsel teklifler, projeler samimiyetle ele alınırsa.

Yazımda bahsettiğim projemi gerekli yerlerde anlatmaya, duyurmaya devam ediyorum. Sebebi de, ayakları yere basan, problemleri ele alan ve İslam’ın değerlerinden çözümlerle sorunları çözmeye yarayan bir proje.

Almanya’daki Suriye’lilerin hepsi müslüman olmasa da, büyük çoğunluğu müslüman. Bu insanlar iş, aş bulma gayretinde oldukları zamanda, dini konuları ve ibadetleri bir kenara bırakıyorlar mı? Tabii ki hayır. Dinle ilgili konular konuşulmaya devam ediyor ve dine olan inanç sürüyor.

Resmi makamlar daha o konuya gelemedik deseler de, din konusu kendine ait gücüyle, etkisiyle insanları yönlendirmeye devam ediyor.

İslami Entegrasyon nedir.

İslami Entegrasyon, İslam’ın sunduğu değerler, teklifler ile sosyal yapıda yaşayan insanların topluma daha kolay ve sağlıklı entegre olmaları anlamına geliyor.

İslam’ın sadece namaz, oruç, haç, zekat olmadığını defalarca dile getiriyoruz. İslam’ın 13 yıllık Mekke dönemi ve Hz. Peygamber’in vefatına kadar devam eden Medine dönemi var.

İslami entegrasyonla amacımız, çocuklara, gençlere, yetişkinlere işte bu iki dönemi hakkıyla anlatmak ve İslam’ın teklif ettiği HUKUK DÜZENİ gerçeğini göstererek entegrasyonu sağlamak.

Aslında bu sadece Suriye’liler için mi geçerli? Tabii ki hayır. İşin gerçeği bu konu bütün yabancıları ve Türkiye’de yaşayan müslümanları da ilgilendiren bir durum.

13 Yıllık Mekke dönemi dediğimiz zaman karşımıza çıkan sadece iman konusu değil. 13 yıllık bu dönemde ele alınan o kadar çok konu var ki.

Kendini düşünmek, kendini aramak ve bulmaya çalışmak (Psikoloji).

Daha sonra gözlem dönemi geliyor: Ayetlerde de ele alındığı gibi, çevrenin, dünyanın, kainatın gözlemlenmesi (Çevrecilik, doğal dengenin korunması).

Sonra gelen konu da ‘dünyada olmanın nedeni’ gibi felsefi bir soru: Ayetlerde ele alınan birçok örnek, insanın bu düşünsel soruyla meşgul olurken, benzer soruları da ele alması ve temel düşünce boyutunda olması (Felsefe).

Sonrasında gelen konu da dinler ve inançlar tarihi: Ayetlere baktığımızda çok açık olarak gördüğümüz de bu aslında. Diğer peygamberlerin hayatları, onlardan örnekler. Bu bize, müslüman olacakların İslam’a hazırlanma aşamasında olduğunu göstermekte. Eskiden gelmiş olan peygamberler, Yahudilik ve Hristiyanlık. Bu dinlere mensup olanların yaptıkları yanlışlıkların gösterilmesi ve müslümanlardan aynı hatalara düşmemelerinin istenmesi (Dinler tarihi, insanlık tarihi).

Bütün bunlarla beraber imanın ele alınması ve burada da imanın sevgi ile kalplerde yerleşmesi.

13 yılın sonunda gerçekleşen ‘Hicret’, müslümanların kendi iç dünyalarında da bu hicreti gerçekleştirmeleri ve yeni döneme hazırlanmaları. Bu yeni dönem de, birlikte yaşamanın gerçekleştiği, Medine dönemi.

Medine’ye hicret ibadetler açısından da dönüm noktası:

Hicretten 1 yıl sonra beş vakit namaz,

Hicretten 1,5 yıl sonra oruç,

Hicretten 2 yıl sonra zekat ve kurban farz oldu.

Hicretten 4 yıl sonra alkol yasaklandı.

Hicretten 5 yıl sonra ‘örtünme’ düzene sokuldu.

Hicretten 8 yıl sonra da hac ibadeti farz oldu.

Bütün bu ibadetlerle olgunlaşan müslümanlar, Medine’de Yahudilerle, Hristiyanlarla ‘HUKUK’ düzeni içerisinde yaşamaya başladılar. Medine’de güçlü bir yapı olarak varlıklarını sürdüren müslümanlar, ‘öteki’yle yaşamayı o tarihte öğrenmeye başladılar. Bunun belgesi de ‘Medine Vesikası’dır.

İşte bu örnekler bizim için çok önemli.

Almanya ve Avrupa’da yaşamak isteyen sığınmacıların ve daha genel olarak Türkiye’lilerin, ‘Medine Vesikası’ çerçevesinde birlikte yaşamayı içlerine sindirmeleri önemli.

Bu çok kültürlülük ve çok dinlilik sadece Avrupa değerlerinde olan bir konu değil, 1400 yıl önce Medine’de hayata geçirilmiş bir gerçeklik.

‘Islamische Integration’ (İslami Entegrasyon), Medine’de yaşayamayı beceren müslümanların, yaşadığımız çağda da birlikte yaşamayı ‘İslami’ kaynaklar ele alınarak yaşayabileceklerini göstereceklerinin önünü açma çalışmasıdır.

Umarım bütün müslümanlar, İslam’ın davet ettiği ‘birlikte yaşama’ projesini daha fazla içselleştirirler ve hatta diğer insanlara da örnek olurlar.

 

Sevgi ve Bilgiyle kalın

Önceki İçerikKrizin Sosyolojisi
Sonraki İçerik6 bin mersin balığı öldü.. Köprü inşaatı durdu
Sinan Eskicioğlu kimdir? 1974 İzmir’de dünyaya geldi. Agah Efendi İlkokulu’nda eğitim hayatına başladı. İzmir İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra ÖSYM sınavlarında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni kazandı. Kelam dalında ‘Allah’ın iradesi ve Nedensellik Problemi’ isimli bitirme teziyle, gecikmeli olarak 2000 yılında üniversiteden mezun oldu. 28 Şubat sürecinin etkisiyle İlahiyat fakültesi mezunlarının öğretmen yapılmaması yüzünden 2002 yılına kadar ticaretle ilgilendi. 2002 yılında D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi’nde Din Felsefesi dalında yüksek lisansa başladı. Aynı yıl yüksek lisans programını yarıda bırakıp Almanya’ya gitti. Almanya’da Diyanet’e bağlı çeşitli camilerde eğitmenlik ve öğretmenlik yaptı. Duisburg-Essen Üniversitesi Sosyal işler ve yöneticilik bölümünde eğitim aldı. 2007-2011 yılları arasında IGMG (Avrupa Milli Görüş)’de Düsseldorf Bölgesi Eğitim Merkezi müdürlüğü ve bölge eğitmeni olarak çalıştı. 2011-2013 yılları arasında Osnabrück Üniversitesi Protestan Mezhebi bölümünde eğitimine devam etti. 2016 yılından itibaren Ocak Medya gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. 2020 yılında gazetenin genel yayın yönetmenliğini üstlenen yazar Almanca, İngilizce bilmektedir. şimdiye kadar yayınlanmış olan yedi kitabı vardır. Yok Edin İnsanın İnsana Kulluğunu- Kişiselleştirilmiş İslam, Zeytin Ağacı (Roman), Katar istanbul, Müslüman Kardeşlerden Ak Parti’ye İslamcılık., Tarihteki Dindar Zalimler. İbn Sina, İbn Haldun

1 Yorum

  1. İnşallah umutlarınız gerçek olur. Azınlıkta da olsalar göçmen ve müslüman düşmanlığı son zamanlarda Almanyada yükselişe geçmiş durumda. Merkel’e ateş püskürüyorlar, doğrumudr bilmem ama taciz, tecavüz, yaralama ve öldürme olaylarında ciddi bir artış olmuş, sosyal medyadaki alman ırkcı troller 7/24 bu tarz paylaşımlarda bulunuyor. Ama çoğunluk aklıselim insanlar. işiniz kolay değil, medineye davetli gitmişlerdi muhacirler, ensarlarda bağırlarına basmış onlar için türlü fedakarlıkta bulunmuşlardı, burda ne davet var ne de fedakarlık. Lakin kolay iş yok, Allah dilerse olur, bize düşen tevekkül. Rabbim yardımcınız olsun.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz