Kime oy verelim? 

Netflix platformunda 2009 yapımı ‘Uluslararası’ isimli bir gerilim filmi izledim. 

Bir bölümünün çekimlerinin İstanbul’da yapıldığı ve Türkiye’nin isminin de geçtiği filmde Haluk Bilginer, Ahmet Sunayrolünde oynuyor.  

Tom Tykwer tarafından yönetilen film, Lüksemburg merkezli kurgusal bir banka olan IBBC’nin içinde bulunduğu yolsuzluğu soruşturan bir İnterpol ajanı ve bir Amerikalı avukatın etrafında geçiyor. 

Kara para aklama, silah ticareti dahil birçok yasal olmayan işlemleri su yüzüne çıkarıyorlar. 

Şirket silah komisyonculuğu ve bankacı olarak çeşitli yollarla organize suçlar işleyip hükûmetleri yozlaştırıyor.

Bankanın acımasız yöneticileri ise kendi çalışanları dahil karşılarına çıkan tüm tehditleri ortadan kaldırıyor. 

Filmdeki bir diyalogda şu ifade yer alıyor:

“Bu hayatta en zor şey, bazen hangi köprüyü yıkıp hangisinden geçeceğinden karar vermektir.”

Türkiye’de, 14 Mayıs’ta siyaseten bir karar verecek.

Seçime artık sayılı günler kaldı.

Peki kime oy vereceğiz?

Tercihimizi hangi köprüden yana kullanacağız.

Açıkçası bu soruya benim verebileceğim bir cevabım yoktur.

Şahsıma bu soru yöneltildiğinde ise şu yanıtı veriyorum:

Kim, kimden memnunsa oyunu götürüp ona versin.

Sonuçta yaşadıklarımızın gizli saklı bir yönü bulunmuyor.

Her şey toplumun gözü önünde gerçekleşiyor. 

Sandık, dört bilinmeyenli bir denklem.

Çöz çözebilirsen.

Birinci sonuç:

Muhalefet cephesinin vücut bulduğu Millet İttifakı hem Cumhurbaşkanlığını hem de Meclis çoğunluğunu kazanır.

İkinci sonuç:

İktidar cephesinin vücut bulduğu Cumhur İttifakı hem Cumhurbaşkanlığını hem de Meclis çoğunluğunu kazanır.

Üçüncü sonuç:

Meclis çoğunluğunu Millet İttifakı, Cumhurbaşkanlığını Cumhur İttifakı kazanır. 

Dördüncü sonuç:

Cumhurbaşkanlığını Millet İttifakı, Meclis çoğunluğunu Cumhur İttifakı kazanır. 

Bu sonuçlardan hangisini istiyorsan seç, beğen ve al.

Size göre bu dört sonuçtan hangisi Türkiye’ye gerçekten adalet, sağlık, huzur, mutluluk, barış ve kalkınma getirir?

Ya da sadece bir iktidar değişimi bizlere bunları sağlar mı?

Sorunumuz iktidar mı yoksa insan sorunu mu?

İlimden, bilimden, irfandan, vicdandan, adaletten, sorgulamadan, özeleştiriden uzak, her sıkışıklıkta meseleleri iç ve dış güçlere bağlayan bir geleneğin varacağı yer Cem Karaca’nın dediği gibi;

Yol dediğin yol gibi

Ulaşmalı bir yere

Biz dön baba dönelim

Geliyoz aynı yere

Bu döngü kısır döngü

Başı var da sonu yok

Dönüyom dönemiyom

Sonunda bir cıgış yok

Amanieyynn

Bindik bi alamete gedeyoz gıyamete

Bindik bi alamete gedeyoz gıyamete

Amanieyynn

Yerel ve genel seçim

Seçin bakalım seçin

Ki dön baba dönelim

Aynı yere gelelim

Çete çeteye çatmış

Çete çete içinde

Battık buruna kadar

Cafer getir peçete

Amanieyynn

Bindik bi alamete gedeyoz gıyamete

Bindik bi alamete gedeyoz gıyamete

Nush ile uslanmam ben

Etmeli beni tekdir

Tekdirden anlamazsam

Artık hakkım kötektir

Eskiden adam gibi

Oturur meze yerdik

Şimdi meze yer gibi

Oturup adam yiyoz gayri

E o zaman siz buna müstehaksınız len

Gahve köşesinde üç beş tane başbakan oturuvemişlee

Amanieyynn

Vallahül azim biz cihana bedeliz

Va mi bize yan bakan, hee?

Eee essah deyon be Hüseyin Ağa

Hakkaten sence ne oluvecek bu işlee

Valla nolcek, olecee bişey yok

Dönecez, dönecez, ayni yere geleceez

Yavv ben şimdi deyom ki, yaniii

Bu esas tütün, tütün meselesi

Tütün, tütünün baş fiyati ne olcek

Bu yeni gelen hökümet acaba

Tütün baş fiyatlarını

Yüksek mi duta, alçak mi?

Ne diyon sen hele Hüseyin çavuş

Vallahül azim ben ne deyem ki

Ben bilirim, bilirim onu sölerim

Gulak verin sözüme

Osmannının ipiynen inme sakın guyuya

Bindik bi alamete gedeyoz gıyamete

Bindik bi alamete gedeyoz gıyamete

Hem de oynayıvererekten

Bindik bi alamete gedeyoz gıyamete