“Sekspiyonaj” ya da “Bal Tuzağı”

“Zararsız bir adam iyi bir adam değildir.

İyi bir adam oldukça tehlikeli ve onu gönüllü olarak hâkimiyetine almış bir adamdır.”

-Jordan Peterson-

Sekspiyonaj (Sexpionage) ya da “Bal Tuzağı / Bal Küpü” konusu istihbarat dünyasına dışarıdan bakanlar için her zaman yüksek derecede merak ve ilgi konusu olmuştur. 

İnsanın, en hassas – en özel ve en renkli parametrelerinin başında gelir “seks” konusu. Bu konuda gazetemiz yazarlarından Kerstin Mutlu’nun ciddi bir çalışması olduğunu bildiğimden ve bu konunun uzmanı kendileri olduğu için çok fazla teorik kısımlarına girmiyorum. 

Ancak bildiğim bir şey varsa, o da; her insanın günde milyonlarca kez kafasından bu konunun geçtiğidir. Ve dileyenle bu konuda dilediğinin üzerine iddiaya da girebilirim. 

Konu bu kadar her insanın alt benliğinde, Egosunda hatta süperegosunda olunca “İstihbarat Biliminde” de olmaması imkânsızdır.

Sekspiyonaj; herhangi bir sebeple, parasal ya da siyasi çıkarlara dayanan ancak çoğunlukla casusluk temelli olarak, bir kişiye karşı girilen / çalışılan cinsel aktivite, yakınlık, romantizm ve baştan çıkarma olasılıklarının üzerinde icra edilen operasyon türüdür. Amaç ille de “bilgi sağlamakta” olmayabilir. Şantaj, tehdit, duygusal metazori oluşturularak istenilenlerin yapılması metodu da “Sekspiyonaj”dır. Yani; yürürlükte olan operasyon içinde ille de “seks” olmak zorunda değildir. Ancak o kişiye karşı duygusal yakınlaşma zeminleri oluşturulup, romantik bir bağ kurulması sonrası kaynaktan bilgi toplanması da “Sekspiyonaj”dır. Flört ederken kullanılan profesyonel yöntemlerle o kişinin alt benliğine işleyip ondan çıkar elde edilmesi ya da sempatik yolla istenilenin yaptırılması da bir “Sekspiyonaj” türüdür. Herhangi bir dijital kayıtla o kişinin yaşamış olduğu seks deneyiminin daha sonra o kişiye karşı “şantaj” malzemesi olarak kullanılması da hiç şüphe yok ki; “Sekspiyonaj”dır. 

“Sekspiyonaj” özellikle II.Dünya savaşından sonra çok yaygınlaşmış, soğuk savaş döneminde kullanma sıklığı ile zirveye çıkmıştır. Bu konuda en profesyonelce çalışan istihbarat servisi KGB’dir. Hatta bu konu üzerine o kadar yoğunlaşmışlardır ki; Eski CIA uzmanı Jason Matthews’e göre, Güneydoğu Moskova’da, Kazan’da “Devlet Okulu 4”adında bir eğitim merkezi kurmuşlar ve burada Batılı hasımlara karşı kullanılmak üzere “Sekspiyonaj” uzmanlarını yetiştirdikleri iddia edilmiştir. Bu okullardan mezun olan kadın uzmanlara “Kırlangıç” erkeklere ise “kuzgun” adının verildiği de birçok uzman tarafından öne sürülmüştür. 

“Sekspiyonaj” sadece KGB’nin kullandığı bir operasyon türü değildi elbette. Birçok istihbarat servisi bu yola başvurmuş hatta çok iyi sonuçlar aldıkları da bilinen bir gerçektir. 

Peki, nasıl işler “Sekspiyonaj” süreci? 

Öncelikle belirlenmiş hedef hakkında çok iyi bir veri / data taraması gerekir. Ve bu veriler kişinin en mahrem kutusunda saklı olduğu için öncelikle temas kurulmalı hatta bir dostluk / yakınlık oluşturulmalıdır ya da onu çok iyi tanıyan birileri satın alınarak veyahut başka yollarla temas edilerek cari bilgilere sahip olunulmalıdır.

Kabul edersiniz ki; cinsellik herkesle, her ortamda ya da her an konuşulan, açılan ve üzerinde fikir beyanında bulunup, eleştiriye açılıp, diyalektik tartışmalara girilecek bir konu değildir. Bu sebeple çok iyi bir “Profil Etüdü” çıkarmanız / yapmanız gerekir. Kişinin en gizli ve ulaşılması en zor bilgileridir çünkü.

BDSM düşkünü hedefe siz bir balerin gönderirseniz çuvalladınız demektir. Homoseksüel eğilimleri olan bir hedefe çok seksi bir karşı cins gönderirseniz yine çuvallarsanız. Ucuz – Arabesk ve hatta varoş beğenileri olan birine pahalı bir manken, bir model hatta ünlü birini de gönderemezsiniz. Olgun insanlardan hoşlanana genç, gençlerden hoşlanana MILF denilen “kırlangıç / kuzgun” da gönderemezsiniz. 

Cinsellik bambaşka bir keyif noktası olduğundan herkesin bu konudaki “hassasiyetleri” ya da “fanatik eğilimleri”farklıdır. Dış görünüşle, eğitimle, gelir düzeyi ya da sosyal çevre ile hatta yetişme kültürü ile hiçbir doğru orantısı ve paralelliği yoktur diye düşünüyorum. Tahminler veya olasılık üzerine kurulan senaryoların hemen hemen hepsi ya da %98’i yanlış çıkar bu yüzden. Bu sebeple uzman personel tarafından detaylı ve oldukça nektar bir profesyonel çalışma şarttır. Olmazsa olmazdır.

Elinizde kişinin cinsel haz noktaları ya da cinsel aktivite alışkanlıkları hakkında bir veri oluştuktan sonrası artık çok kolaydır. 1960’lar KGB’si değilseniz ve elinizde “Devlet Okulu 4” gibi bir ilim – irfan yuvası yoksa bu konuda “hizmet satın alımı” ya da “taşeron” tutarak hedefiniz üzerinde operasyona başlayabilirsiniz. Ki günümüzde genellikle tercih edilen yöntem budur.

Bu konuda muhakkak ki riskler fazlasıyla mevcuttur. Özellikle taşeron ile çalışıyorsanız. Hedef üzerine gönderdiğiniz “kırlangıç” ya da “kuzgun”un ilgili hedefe karşı gardının düşüp, onunla duygusal yakınlaşmalar sonucunda hedefinden sapması en büyük risk olarak görülür. Ya da ilgili hedefle çalışan tutulmuş kişinin “amatörce – beceriksiz ve hatta iş güzarlığı” sebebiyle operasyonu berbat etmesi de muhtemel tehlikelerden biridir. Hizmet satın aldığınız kişinin aynı siz gibi başkaları tarafından ve daha da kötüsü hedefin anlaması sonrası onun da satın alması da çok karşılaşılan risklerden biridir. Çalıştığınız kişinin “duygusal çıkışları, vicdan yapması ve hatta acıma gibi ilkel hislerle” birden taraf değiştirmesi de muhtemeldir. 

Mevcut riskler çoğunlukla bunlarken, bu noktaya geldiğiniz zaman “hizmet satın almak” maksadıyla tutacağınız “kırlangıç” ya da “kuzgun”lar üzerinde de çok çok iyi bir çalışma yapmalısınız. Tabii ki, başarılı bir sonuç istiyorsanız. 

“Sekspiyonaj” operasyonlarında kullanacağınız aparattan daha önemli olan “operasyonun icrasıdır.”

Çoğunlukla sürece yayılmış bir operasyon türüdür. Ve en mühim konu budur. Bir barda tanışıp oradan eve gidilen bir operasyon türünde sekspiyonaj düzenleyenden çok “bedava seks hizmeti” sunan bir servise dönme ihtimaliniz çok daha yüksektir. Çünkü birazcık zekâsı olan hiç kimse bu noktada yanında çıplak yatan bir insanla bilgi paylaşmaz. 

Süreç ve icra önemlidir diyorum çünkü; muhtelif tesadüflerin bir araya gelerek ya da getirilerek oluşan doğal bir “tanışma” sonrası, zamana, günlere hatta haftalara yayılmış durağan ama hep sıcak devam eden flört oyunları karşı tarafta “kurgulanmış bir operasyon” olma ihtimalini düşünmesini en aza indirir. Bir arkadaş ortamında tanıştığınız ve aylarca entelektüel sohbet edip, fikir tartışmalarına girdiğiniz, sonrasında küçük kahve buluşmaları ile yükselen ve duygusal hezeyanlar / münakaşalarla beslenen bir ilişkide kimse kendisine bir operasyon kurulduğunu düşünmez. Ama barda tanışıp, günah dolu bir gece sonrası… O kadar başarılı sonuçlar alamazsınız. 

Sahip olacağınız ya da elinizde olan gizli – saklanmış ve herkesin bilemeyeceği o günah defteridir size kazançlar sağlayacak tek şey. Bu varsa ya da bunlara sahipseniz “kırlangıç ya da kuzgun”u bulmak en kolay meseledir. 

Neye göre seçilir peki “kırlangıç ya da kuzgun”lar? Teoride ve pratikte, çok seksi – çok çekici – cool – güzel / yakışıklıolmasına gerek yoktur. Sosyal ve beşeri yeteneklerinin yukarılarda olması, insanlarla kolay diyaloğa geçebilmesi, duygusal zekâsı, kriz ve stres yönetimi, baskı altında pratik çözümler oluşturabilmesi ve tabii ki birazda olsa “eli ayağının düzgün” olması gayet yeterli hatta oldukça idealdir. Bu koşullara uyuyorsa ve onu yeterince tatmin ederseniz muhteşem bir silaha dönüşebilir ellerinizde. Ve onun kazandıkları / ikna ettikleri ya da şantaj yoluyla elde edip masanıza bıraktıklarını belki milyonlar harcasanız bile asla sahip olamazsınız. 

Eğer hedefin, marjinal veya ileri fetiş eğilimleri varsa ya da tespit edildiyse “kırlangıç / kuzgun”unuzun teatral yetenekleri de olmak zorundadır. Hatta hedefin istek ve beklentilerine yönelik teorik bilgisi ve tecrübesi de bulunmalıdır. Karşısındaki insanı etkileme sanatı konusunda uzmanlaşmış, anatomi – fizyoloji, vücudun haz noktaları ve seks kültürü de muhakkak donanımları arasında bulunmalıdır. Yeri geldiğinde utangaç yeri geldiğinde hafif meşrep hatta muhafazakâr olmayı becerebilmelidir. Ya da nerede zirvede nerede mağdur olacağını çok çok iyi bilmelidir. Üstelik; ışıklar hem açıkken hem kapalıyken… 

Ve en önemlisi nerede, ne zaman ve nasıl sorular sorulacağını çok çok iyi bilmelidir. Yanlış zamanda, yanlış yerde sorulmuş yanlış soru kimseyi mutlu etmez ve en çokta siz üzülürsünüz.

Sonuç olarak diyebiliriz ki; “Sekspiyonaj”ın olmazsa olmazı; “Bilgi, veri, doğru aparat ve çoğunlukla yayılmış zamandır .”

Bizim çağımızdan öncede, içinde bulunduğumuz çağda hatta çağlar sonra bile “Sekspiyonaj” en aktif istihbarat operasyonlarından biri olmaya devam edecektir. İnsan var olduğu sürece de her zaman başvurulan bir yöntem olarak kalacaktır.