- İzmir Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş: Sıra Dışı Bir Belediye Başkanı, Bir Halk Adamı - 16 Şubat 2023
- Veysi Dündar’ın Korona Söyleşileri – Mehmet Ali Güller: “ - 5 Eylül 2021
- Her derde deva ‘Tarçın’ - 18 Ekim 2020
Rusya ABD’nin seçimine müdahale etti mi? Almanya’nın? Estonya, Gürcistan ve Moldova’nın? Ukrayna’nın?
Yarın da bir başka ülkenin seçimine –veya bir başka önemli kurumunun bilgisayarlarına– da müdahale edebilir öyleyse…
Korunmanın çaresi var mı?
Konuyu araştırmaya başladığımızda pek iç açıcı olmayan bir durum karşımıza çıktı.
İlle ABD veya Rusya, hatta İsrail olması şart değil; bildiğimiz türden savaşlarda sonuç alamayacağını bilen ülkeler veya onlar namına hareket edenler de siber dünyayı daha kolay bir savaş alanı olarak görüyorlar.
Çin ve İran sözgelimi.. ya da el-Kaide ve IŞİD.. Siber dünyayı mücadeleleri için alan olarak seçebiliyor…
Herhalde kendilerine karşı girişilmiş siber saldırılardan aldıkları dersle, artık İranlı korsanlar da, rakip veya düşman bildikleri ülkelere karşı siber saldırı düzenleyebilecek kapasiteye ulaşmış görünüyor.
Mart ayında ABD 3 İranlı bilgisayar korsanını mahkum etmiş; New York Borsası, NASDAQ, Bank of America, JP Morgan Chase, AT&T gibi kurumların bilgisayarlarına girdikleri için…
İranlı korsanlar New York eyaletindeki bir barajın bilgisayarlarını da denetimleri altına alabilmiş…
En büyük hedef ABD olduğu için, siber güvenlik alanında en fazla fikir üretilen ve tedbir alınan ülke de Amerika.
Yapabilecekleri aslında fazla değil.
İlk akla gelen, kritik alanlarda bilgisayar teknolojisine bağımlılığı azaltmak… Bugünün dünyasında hem pahalılık getireceği, hem de iş ve askeri verimlilik açısından bu mümkün görünmüyor.
Alınacak tedbirler ve verilecek cevaplarla bunu denemeyi karşı tarafa pahalıya mal ettirmek… Bu yola başvurmanın da sakıncaları büyük.
En makul görünen, siber alanda uluslararası işbirliği arayışına girmek ve bunun için de kurallar geliştirmek olabilir.
Bunları kendi ülkeleri ABD için politika üreten uzmanların yazdıklarından derledik.
