Veysi Dündar sanatçı Bedri Ayseli ile görüştü: “Yükseldikçe gönlü alçalan sanatçılar gerek…”

0

Geniş kitlelerin türkülerimize getirdiği kendine özgü tavırla tanıdığı Bedri Ayseli çok yönlü bir sanatçıdır. Ülkemizin her bakımdan zenginliğini kişiliğinde temsil de eder.

Bedri Ayseli, diş hekimi, ses sanatçısı, müzisyen aynı zamanda Kültür Bakanlığı Sanatçısı…

1946 yılında Diyarbakır’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini aynı şehirde tamamladıktan sonra İstanbul Belediye Konservatuarı’nda iki yıl öğrenim gördü. 1970 yılında İstanbul Radyo Evi imtihanını kazandı. Aynı tarihlerde İstanbul Diş Hekimliği Fakültesi’nde öğrenim gördü. Üniversite yıllarında ilk plak çalışmasını yaptı. 1975 yılında Diş Hekimliği Fakültesi’nden mezun oldu. Doktorluk, radyoevi ve müzik çalışmalarını birlikte sürdürdü. 17 adet 45’lik plak, 4 adet long play (uzun çalar) ve 8 adet kaset çalışmam olan Ayseli, evli ve iki çocuk babasıdır. Sanatçı halen müzik çalışmalarını Kültür Bakanlığı sanatçısı olarak sürdürmektedir. 

Bedri Ayseli ile Veysi Dündar görüştü.

Veysi Dündar (VD): Bizi “Bir” yapan nedir? Ezan Hazzan Çan seslerinin birbirine karıştığı bu coğrafyadaki kavgasız gürültüsüz güzel yaşam nasıl mümkün oluyor. Bizi bir arada tutacak olan şeyler nelerdir?

 

 

 

 

Bedri Ayseli (BA): Bir arada mutlu yaşadık. Mardin’de, Hatay’da, Diyarbakır’da; Alevisi, Sünnisi, Süryanisi, Keldanisi. Ezan Hazzan Çan seslerinin birbirine karıştığı bu coğrafyadaki kavgasız gürültüsüz güzel yaşayabilmenin sırrı şudur: 

Bizi Biz yapan, Bizi “Bir” yapan şeylerin başında sevgi Barış ve kardeşlik gelir.

VD: Tüm dillerde türküler okudunuz, okuyorsunuz. Türkçe, Arapça, Kürtçe, Süryanice… Bu zenginlik bu çeşitlilik nasıl bir çeşni nasıl bir yaşam sunuyor bölge insanına?

BA: Değerli kardeşim; bu sorunun cevabı önceki cevabımla aynıdır. İnsanın içinde sevgi Barış kardeşlik olursa kardeşçe ve dostça yaşamak neden mümkün olmasın? Biz yıllar boyu birbirimizi sevip saydığımız için yıllarca bir arada mutluca yaşadık.

Ayrıca; bu bölge insanlarının gönülleri ve zihinleri zaten zengindir. 

VD: Tatlı ve güler yüzünüzle, dünyayı durduran sesinizle, şeker mülayim mütevazi olarak sizi hep iyi hatırlarız seyirciler olarak. Sanatçı olarak sizi seven çok insan var. Sizce sanatçı nasıl olmalıdır? Magazinden nasıl uzak durabildiniz? Genç kuşaklara futbolcu, manken, şarkıcı, türkücü velhasıl şöhretli genç isimlere neler tavsiye edersiniz?

BA: Eğer dediklerin doğruysa sanatçı dediğin benim gibi olmalı; mütevazı, mülayim, sevecen, sıcak kanlı biri olmalı. Öncelikle insana insan olduğu için değer veren olmalı. 

Çünkü rahmetli annem ve babamın bana tavsiyesi olan “sen yükseldikçe gönlün alçalsın“ öğütleri bana kılavuz olmuştur. 

VD: Yeni nesiller türkülerden, şarkılarından uzaklaşıyor mu? Tespitiniz nedir? 

BA: Kısmi uzaklaşma var diyebiliriz. Yüzde 75’i uzaklaşmışsa, yüzde 25’i halen dinlemektedir. Ve yer etmiş türkülerimizi küçük yaşta hayranlıkla dinlemekte olan dinleyicilerimiz bulunmaktadır. Tam uzaklaşmış da diyemeyiz, kopmuş da diyemeyiz. Sosyal medyanın gölgesinde kalıyor gençlerimiz. Kopuş gerçekleşiyorsa, buradan kaynaklıdır.

VD: Globalleşen dünyanın getirileri kadar götürüleri de var. Kıymetini bilemediğimiz değerlerimiz var. Kültürümüzü nasıl koruruz? 

BA: Globalleşen dünyanın getirileri kadar götürülerinin olduğu, kıymetini bilemediğimiz değerlerimizin varlığı konusunda hemfikiriz, çok haklısın. Yaşamın eksisi ve artıları var. Eğer sanatçılarımızdan bahsediyorsan, sanatçılar hayattayken değeri ve kıymeti bilinmelidir.

 VD: Sizin derlediğiniz, Ahmet Kaya’nın da enfes şekilde söylediği meşhur “Süryani” türküsü kadar; Bir Tel Çektim Mardin’den, Hinney, Sabiha, Suzan Suzi, Fincanın Etrafı Yeşil, Ağlama Yar Ağlama türküleri dillerimize gönül tellerimize nakş olundu. Size en dokunaklı gelen türkü/ler hangileridir. Hikayeleri nedir? 

BA: Sana çok hak veriyorum. “Süryani” türküsü kadar; Bir Tel Çektim Mardin’den, Hinney, Sabiha, Suzan Suzi, Fincanın Etrafı Yeşil, Ağlama Yar Ağlama türkülerini çok söylerim.

Bu saydığın türkülerin hepsini birbirinden ayırt etmeksizin çok seviyorum. Ki devamlı bunları okuyorum. 

Benim yazdığım bir türküdür Süryani. Ahmet Kaya benden önce okumuştur. En dokunaklısı Süryani türküsüdür. Sözlerinden bir kısmı şöyledir:

Bir alev çıktı kavından

Tutuşturdu her yanı

Bir o yanı, bir bu yanı

Heyyo savgan eğ bu yanı

Mahlemizde hoş Süryani

Öpeydim sol yanağını

Bir o yanı, bir bu yanağı

Gel öpem sol yanağından

Çatlasın öbür yanı.

VD: Yakında anılarınızı anlattığınız bir kitabınız çıkacak. “70 Yaşında Bir Çocuk” Güzel isim. İnsan içindeki çocuğu nasıl canlı tutar?

BA: Evet böyle dolu dolu yaşadığım tatlı anılarımı beni sevenlerimle paylaşmak istedim ve bu cesaretle tutkuyla da yazdım. İlk olarak bu insanın yapısındadır. Yani yedi yaşında neysem yetmişinde de aynıyım demek istedim. Kitabın başlığından anlayacağınız gibi.

VD: Ses sanatçısı, besteci Bedri Ayseli, dişçiliğe de devam ediyor mu? Çalışmalarınız hakkında bilgi alalım biraz…

BA: Diş hekimliği yapmıyorum, yeni çalışmalarımı da sürpriz olarak bırakıyorum. Pek yakında bomba etkisi yaratacağını düşünüyorum.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz