Yalnızlık Bakanlığı

0
Latest posts by Aysun Saygı Köknar (see all)

Yalnızlığı ‘Sizin, size yokuşunuzdur.’ Diye tanımlamış Hasan Ali Toptaş. Bugün geldiğimiz noktada hepimiz kendimizi büyük kalabalıklar içinde yapayalnız hissediyoruz.
Yüksek yüksek bahçe duvarlarıyla çevrili, kapısında güvenliği olan evlerde oturuyor, karşı komşumuzla bile merhabalaşmadığımız bir ömür sürüyoruz. Tek başımıza asansöre binip otoparka iniyor mümkünse kimseyle karşılaşmamak için bile boşluk kolluyoruz. Velev ki biriyle karşılaştık göz göze gelmemek için bakışlarımızı ayak ucumuzdan yukarı dahi kaldırmak istemiyoruz.
Yaşı kemâle ermişler böyleyken araştırmalar genç nesillerin yaşlılara kıyasla daha fazla yalnızlık çektiğini, çünkü arkadaşlıkların giderek daha büyük bir kısmının sosyal medya üzerinden kurulduğunu söylüyor. Sosyal medyada en az iki yüz üç yüz arkadaşımız var ama başın sıkışsa ‘Alo!’ diyecek kimsemiz yok.
Eskiden çoğumuz çok çocuklu kalabalık ailelerde büyüdük. Dedeler, nineler, amcalar, teyzeler ve kuzenlerle paylaşılan evler, sık ziyâretlerle yalnızlığın ne olduğunu bile hissetmeden bugünlere geldik. Ancak çağ değişti ve artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Kadınlar iş hayatında daha fazla söz sahibi olmaya başladıkça, medeniyet arttıkça evlerde tenhâlaştı. Teknoloji hepimizi birbirimizden uzaklaştırdı.
Bu durum özellikle batılı ülkelerde daha fazla sorun haline gelmeye başladı.
Dün BBC’de yayınlanan bir haberde İngiltere’de başbakanlık ofisinden yapılan bir açıklamada yalnızlıktan sorumlu bir bakanlığın kurulduğu duyuruldu.
Başbakan Theresa May, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada 2016 yılında aşırı sağcı biri tarafından öldürülen konunun proje mimarı İşçi Partisi milletvekili ‘Jo Cox, ülkedeki yalnızlığın ne seviyede olduğunu anlamış ve kendini bu durumdan mustarip olanlara yardım etmeye adamıştı’ dedi.
Yalnızlık Bakanlığında göreve atanan bakan Crouch ise’ Bu konu Jo’nun tutkuyla ilgilendiği bir meseleydi, biz de anısına sahip çıkmak ve İngiltere’de yalnızlıktan ötürü acı çeken milyonlarca kişiye yardım etmek için elimizden geleni yapacağız’ dedi.
2017 yılında yayımlanan bir rapor yalnızlığın günde 15 adet sigara içmek kadar sağlığı olumsuz etkilediğini kanıtlamış.
Bizde durum henüz o derece vahim değil ama bizim de her geçen gün daha fazla yalnızlaştığımız gün gibi aşikâr.

115 çocuk! Biz de mi kendimizi ateşe verelim?
Hürriyet’ten Dinçer Gökçe’nin haberine göre İstanbul Küçükçekmece’deki Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne 5 aylık süreçte gelen yaşları 18’in altında 39’u Suriyeli 115 çocuğun hâmile olduğu tespit edildi. Çocukların 38’i 15 yaşından küçüktü. Zorunlu olmasına rağmen polise bildirilmeyen vakaları tespit eden bir hastane personeli bunları bir tutanakla savcılığa ulaştırdı. Ancak valilik hastane yetkilileri hakkında soruşturma açmak yerine çocuk istismarını ihbar eden görevli ile ilgili hem inceleme başlattı hem de görev yerini değiştirdi.
Çocuk gebeliğinin ilgili kurumlara bildirilmesi yasal bir zorunlulukken açıkça çocuk istismarının üzerini örtmeye çalışan zihniyeti tüm kalbimle kınıyor, sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması için adli makamları göreve çağırıyorum.
Sesimizi duyurmak için biz de mi kendimizi ateşe verelim. Gerçi korkudan bu elim durumu bile haber yapamıyorlar. Boşu boşuna yandığımızla kalırız vesselâm.

İç dış mis
Son günlerde zekâ özrü olduğuna inandığım kimi Youtuberlar arasında yepyeni ve çılgın bir trend baş göstermiş. Ölüme davetiye çıkaran bu akım (Tide Pod Challange) yani kapsül deterjanı afiyetle mideye indirmek üzerine kuruluymuş. Yanlış duymadınız, söz konusu olan bu acayip deneyim nedeniyle şu ana kadar 10 kişi hayatını kaybetmiş.
Deterjan yerken çektikleri meydan okuma videolarını yayınlayan kişilere öncelikle Allah akıl fikir versin diyorum. Ve bugünkü yazımı rahmetli anneannemden özlü bir sözle noktalamak istiyorum.’ İşi olmayan çavuşlar, döner b**unu avuçlar!’

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz