Yazarımız Veysi Dündar doğumunun 123. yılında da Aşık Veysel’i unutmadı

0

Aşıkların Piri Veysel’in, Doğumunun 123.Yılı

Yedi yaşında yakalandığı çiçek hastalığı yüzünden gözleri kör, ama gönül gözü sonuna kadar açık halk ozanıdır rahmetli…

Veysel’in köyü Sivrialan, Alevi-Türkmen köylerinin bir arada bulunduğu Emlek adlı bir bölgede bulunuyordu.

Köye sık sık aşıklar gelir ve cemler düzenlerdi. Veysel de etkilenmiş bunlardan ve saza, söze kabiliyeti yavaş yavaş ortaya çıkmış ve ozanlaşmıştır.

Köy enstitülerinde müzik öğretmenliği yapmış bir eğitimciydi Ruhi Su ile beraber. Ermiş de desek, filozof da desek hakkıdır rahmetlinin.

1965 yılında kendisine “‘Türk diline ve milli birliğe yaptığı hizmetlerden dolayı” özel bir yasayla aylık bağlanmıştı.

Ermişliği görmeyen gözlerinde eşinin kendisinden ayrılacağını anlaması ve gideceği gün ayakkabısına altın ve para koymasında saklı idi. Kalbi dünya dolusu sevgi barındıran bir ermiş, bir evliya, bir can.

Filozofluğuna gelince… Hemen hemen tüm türkülerinin dilimize pelesenk olmasında gizli. Tüm ustalar seslendirmiştir bu filozofça sözleri…

“Güzelliğin on para etmez, şu bendeki aşk olmasa” sözü aşkın en yüksek merhalesidir. 

Sevdiğine kavuşamayan aşıklar için sevdanın karasını şöyle tarif etmiştir kalender bilge ozan:

“Seversin alırsın, karın olur.

Seversin alamazsan, kara sevdan olur…” 

Ya da; “Benim sadık yarim kara topraktır” insan için en hakiki ve gerçekçi beyandır.

Türkiye’de nadir karşılaşılan bir durumdur. Her yurttaşın bir şekilde emeğine saygı duyduğu bir sanatçıdır Aşık Veysel. 

Karanlık dünyasında; işlediği toprak, aşk ve doğa sevgisi ile, biz körlerin dünyasını aydınlatmış, ruhumuzun bam tellerine dokunmuş, hepimizi saza çevirmiştir.

Dünya gözüyle göremediklerini gönül gözüyle dillendirmiş. Muazzam dizelere odaklanalım.

“Dünyaya geldiğim anda, yürüdüm aynı zamanda / İki kapılı bir handa, gidiyorum gündüz gece..”

Emeğine saygı duyulmasına ek olarak, yaşadığı dönemde hayatı filme  çekilmişti. Metin Erksan’ın ilk filmi Karanlık Dünya’da hayatı anlatılmıştı.

Ayrıca geçen sene de; yapımcılığını dostum Ahmet Edebali’nin üstlendiği, Türk Ozanı Aşık Veysel’in hayatından esinlenilerek beyaz perdeye aktarılan başka bir film daha vizyona girmişti “Aşık” ismiyle. Kör Veysel’in Aşık Veysel olma sürecine odaklanan bir filmdi. Yönetmen ise Kertenkele, Asi, Kasaba, Genco gibi bilinen tv dizilerinde senaristlik yapan Bilal Babaoğlu idi. Kültür Bakanlığı desteğiyle yapilan Aşık filmde ozanın torunu Yeliz Şatıroğlu da kendi babaannesini canlandırmıştı.

Yapımcılar Birliği eski Başkanı Erdal Tuşunel’le sohbet ederken söz ozanımıza geldi. Kendisi de bir dörtlük paylaştı benimle. Makaleme denk geldi ekliyorum:

“Kara toprak diye yakarmıştın sazın ile sözün ilen / Düğününüz varmış toprak gelin ilen, 

Paylaşacağız sadık yarini birgün senin ilen / Bizim de sadık yarimiz kara topraktır”

Bilge insan rahmetli Aşık Veysel’in şu cümlelerinden feyz alabilse herkes:

“Senlik benlik nedir bırak.

Beş günlük dünyada, ey ademoğlu, incitme canı”

“Biz dünyadan gider olduk, kalanlara selam olsun.

Dostlar beni unutmasın”

Dostların seni unutmadı, vesselam.

Saygıyla rahmetle muhabbetle anıyorum Ozan Veysel’i… 

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz