Öksüz Anne’nin Sergisi…

2
Latest posts by Cafer Gezek (see all)

Merhaba değerli okurlar sizlere bu haftaki köşe yazıma bir akrabamdan bahsederek başlamak istiyorum. Şimdi siz başlığa bakıp diyeceksiniz ki annenin öksüzü mü olur? Olur efendim olur. Eğer bir anne tüm varlığı olan biricik evladını kaybetmişse ve onun yokluğunu başka çocuklara dokunarak gidermeye çalışıyorsa, yalnız başına oğlunun adını yaşatmak için çırpınıyorsa bu o annenin öksüzlüğündendir. Geçtiğimiz yıllarda oğlu Battal Gazi’yi bir rahatsızlık sonucu genç yaşta kaybeden ve benim de akrabam olan Halime Gezek bu acı kaybının ardından kendi tabiriyle acılarından yeniden doğdu. Oğluyla beraber hobi olarak başladığı resim çalışmalarına oğlunun ardından belki de acısını bir nebze olsun azaltmak için yaşadığı köy yerinin imkansızlıklarına ve bu konuda hiçbir eğitimi olmamasına rağmen daha da ağırlık vererek hem bir belgesele konu oldu hem de bir resim sergisi açtı. Açtığı sergiden elde edilen tüm gelir de SMA hastası Muzaffer bebeğin tedavisi için bağışlandı. Tabi bizlerde bu açılışta onu yalnız bırakmadık. Halime hanımla “Yarına Umutla” isimli sergisinde bir araya geldik ve sergisi hakkında konuştuk.

Heyecanı yüzünden okunan Halime hanım, yaşadığı tüm acılara inat “umut olmazsa hayat olmaz” diyerek aynı zamanda kendi hayatının anlatıldığı ve kaybettiği oğlu Battal Gazi Gezek anısına adanan belgesel filminin de adı olan “Yarına Umutla” isimli sergisini anlattı. Serginin çocuklar yararına olmasının kendisini çok mutlu ettiğini belirten Halime, hiçbir eğitim almadan sergi açabilecek konuma gelişini de anlattı. Bu hikayenin genç bir yönetmen olan ve belgeselini de çeken Cem Yıldırım’ın kendisini bulması ile başladığını söylüyor. Yaşadığı olumsuzluklara rağmen hiçbir karamsarlığa kapılmayan Halime, yaptığı resimlerde de hep umudu, barışı ve oğluna duyduğu özlemden olsa gerek anne çocuk temalarını işliyor. Ağaç kökleri, yosunlar ve mantarlardan elde ettiği boyalarla resimlerini yapan Halime, fırçası kırıldığı zamanlarda da kuş tüylerinden fırça yapıyor ama o resmi yine de vazgeçmeden tamamlıyor. Bu projenin gerçekleşmesinde emeği olan genç yönetmen Cem Yıldırım ise bu acılı anne için nasıl bir yardımım olurda onun ve oğlunun hayali olan bu resim sergisini hayata geçirebilirler diye düşünürken bu anne oğul hikayesini belgeselleştirerek onların sesini duyurmak istediğini ve iki yıllık bir çalışma sonucu bugünlere geldiklerini belirtti.

Sergi vesilesi ile bir başka Ocak Medya yazarı Serkan Yıldız ile de bir araya gelme imkanı bulunca sergi sahibi Halime Gezek ve genç yönetmen Cem Yıldırım ile bir fotoğraf çekinmeden olmazdı.

Ocak Medya yazarları

Sanırım CHP her yerde erken seçim maratonu için ısınma hareketleri yapıyor.

“Yarına Umutla” sergisinin ev sahipliğini yapan Eskişehir’in CHP’li Odunpazarı ilçe Belediye Başkanı Kazım Kurt’ta sergiye katılmıştı. Kurt burada yaptığı konuşmasında Halime Gezek’i çalışmalarından dolayı tebrik etmiş ve sergi gelirinin SMA hastası Muzaffer bebeğin tedavisi için kullanılacağını söylemişti. Kurt daha sonra SMA hastalarına devletin el uzatmamasını eleştirerek “sağlık sisteminin değişmesi lazım onun için de bir kişinin değişmesi lazım” diyerek slogan kıvamında ve zekice bir cümle kurdu. Kendisini yerel siyasette bir Süleyman Demirel zekasında ve kurnazlığında gördüğüm Kazım Kurt hem bu ince zekasını bir kez daha göstermiş oldu hem de partisinin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Mersin’de yaptığı ve on binlerin katıldığı “milletin sesi” mitinginin ardından Eskişehir olarak olası bir erken seçime hazırlandıklarının mesajını verdi. Benim kazım Kurt’un konuşmasından okuduğum anladığım bu oldu.

Yazar Serkan Yıldız ile ülke gündemi üzerine keyifli(!) bir sohbet…

Sergi vesilesi ile biraraya geldiğimiz Ocak Medya’da uluslararsı ilişkiler ve strateji üzerine yazılar yazan yazar Serkan Yıldız ile hem sergiyi gezdik hem de ülke gündemini konuşma fırsatı bulduk. Sergi de ahşap sanat eserleri bölümünü gezerken konu nedense viking diyarı olan İskandinav ülkelerine geldi. Ülkemizdeki sistemli ötekileştirme, öcüleştirme kendisi gibi düşünmeyenleri hain ilan etme politikalarını da düşününce yaşam standartlarının ve eğitimli insan kalitesinin yüksek olduğu krizlerin ötekileştirmelerin olmadığı insan hayatı ve onurunun daha değerli olduğu herhangi bir İskandinav ülkesine gidip yerleşmeye karar verdik. Tabi bu işin espirisi ama ülkemizin de o değerlere ve huzura ulaşacağı bir dilekle sohbetimizi sonlandırdık.

Benzin fiyatları çift haneleri görünce fiyat panoları da bu duruma alışmakta zorlandı

Geçen hafta benzin fiyatlarının 10.37 Tl’ye çıktığı gün canım kazık yemek istedi ve her zaman benzin aldığım benzin istasyonuna çektim arabamı. Çalışan arkadaşa 100 liralık bir kazık dedim güldü. Sonrasında “abi dün gece gelseydin kampanya vardı, motorin de benzin de 9.99 tl idi” dedi. “Nasıl oluyor öyle market etiketi gibi” dedim  “fiyat panoları çift haneli rakamlara alışık değildi ondan” dedi.Bizi bir gülme aldı ağlanacak şu halimize. Sonra anlattı işin aslını meğer panolar çift haneli rakamlara ayarlı olmadığı için zamlı fiyatı ertesi gün yansıtabilmişler panolara ve o zamana kadar da kampanya yaparak 9.99 TL’den satış yapmakta bulmuşlar çareyi.Haber cenneti olan memleketimde her şeyin kötü gittiği şu günlerde bende sizlerin yüzünde biraz olsun tebessüme sebep olur belki diye benzinlik çalışanı o arkadaşın verdiği fotoğrafla bu anı sizlerle paylaşmak istedim.

2 YORUMLAR

  1. Sevgili Üstadım;

    Öncelikle böylesine “duygusal – anlamlı ve yürekten” bir sergide bulunmanın mutluluğunu tekrar yaşadım yazınızda… Sanki o salonda, o yüreği sevgi dolu, naif sanatçı Halime Hanım’ın eserleriyle, gözü yaşlı – yüreği buruk ama gözümde sanat aşkıyla tekrar tekrar yoğunlaştım.

    Bu çok anlamlı ve güzel sergi için genç yönetmen arkadaşımız – kardeşimiz Cem YILDIRIM’a senin vasıtanla, gıyabında tekrar teşekkür ediyorum.

    Sergi de en güzel sürpriz ise hiç şüphe yok ki, sizinle bir araya gelmek, ülke gündemi adına keyifli (!!!) bir muhabbet ve “İskandinav Kültürü” üzerine derin sohbet etme imkanıydı.

    Kim bilir, belki bir gün, buz tutmuş kuzey topraklarında, ahşap bardaklarımızda, bal birası içerek tekrar keyifli sohbetler edebiliriz.

    Ellerinize, yüreğinize sağlık. Yakından ve özenerek takip ettiğim yazılarınızı devamını sabırsızlık ve merakla bekliyorum.

    Saygılarımla,

    • Azizim;

      Yazmış olduğunuz bu güzel ve beni sevindirip cesaretlendiren, onurlandıran yorumunuzun sonundan başlamak istiyorum cevaplamaya.
      Öncelikle yazılarımı takip ettiğiniz ve beğendiğiniz için çok teşekkür ederim. Bilmukabele aynı düşüncedeyiz.
      Ben de sizin gerek uluslararası ilişkiler üzerine gerekse militer konulardaki derin analizlerinizi zevkle okuyorum.
      Sizin de dediğiniz gibi sergide karşılaşmak güzel bir sürpriz oldu. Ve evet sonu bol ünlemli keyifli bir sohbet oldu :))) Şimdilik bir İskandinav ülkesinde ve ahşap kadehlerimizde birileri ensemizde böğürmeden bal biralarımızı içemiyor olsak da daha geniş bir zamanda bu sohbetimizin devamını getirmek isterim.
      Bu vesile ile ben de tekrardan Halime hanım ve genç kardeşimiz Cem Yıldırım’ı tebrik ediyorum.
      Kaleminiz keskin olsun.
      İyi çalışmalar ve saygılarımla.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz