Bayram Yazıları: Bir Teselli Ver

0

Ülkenin bulunduğu halet-i ruhiye; hayra alamet değil. Vücut kimyamız bozuk. Ruhî problemlerimiz var. Dumura uğramış vaziyetteyiz her birimiz. Bunu her köşe başında açılan fal kafelerden anlıyorum. Çok kişi mucize arayışında. “Bir teselli ver” havasında.

Bugün kıyıda, köşede, neredeyse her mahallede çeşitli adlar altında kendilerine bir takım “masum” ve “modern” unvanlar takarak “meslek”lerini icra eden had ve hesaba gelmeyen falcılar, kâhinler kol geziyor. “Falcılık kadar insan merakını, insan duygusunu istismar eden bir başka yol yoktur” desek, mübalağa etmiş olmayız.

Medyumluk popüler olunca bunu hobi olarak yapanlar işi ticarete döktü. İyi kötü fark etmiyor. Toplumun ruh sağlığı gerçek anlamda tehlike altında; çünkü medet bulmak için gidilen kişilerin bir çoğunun kendisi problemli. Bu işi yapanların ekseriyetinin ruh sağlığı bozuk.

Batıl inançlar da durumdan vazife çıkaranların uydurmalarıdır. Yönetmen kardeşim Zafer Ünlü’nün, Birsen Şencan ile çektiği bir belgesel var. Kendisi sağolsun, bitirdiği her proje klip ya da belgeselleri hemen benimle paylaşır. Nasıl bulduğumu sorar, yorum ister. Bu belgeselin adı “Batıl İnançlar”. Bu belgesel de diğer çektiği belgeseller kadar faydalı ve bilgilendirici. İzlemenizi tavsiye ederim. Mevlana Celaleddin-i Rumi, Balkanlardaki Müslümanlar, Bosna Hersek belgeselleri de izlenmeye değer ve görsel olarak çok başarılı. [En aşağıda programın linkini paylaştım.]

Buradan hareketle bir batıl mefhumu yazmak geldi aklıma. “Gerdek gecesi “başarısız” olan damat mezarlıkta dolaştırılırsa iyi motive olur” gibi saçma sapan akıl almaz tavsiye eden mi; ölü kokusundan fayda beklemek mi? Bir koca nekrofili olsa gerek. Benzer bir dünya hurafe var böyle.

Tebessümlük bir örnek daha: “sünnet sonrası, parça (fazlalık), camii avlusuna bırakılırsa o çocuk dindar olur” gibi bir batıl inanış var. Düşünsenize; o fazlalık ıssıza atılırsa nihilist, halkın içine bırakılırsa anarşist olur bu mantıkla. Kızartılıp yenirse ateist mi olur diye sorası geliyor insanın.

Kulağım sürekli çınlamaya başladı, ben de biri arkamdan sövüyor diye düşünüyordum ki, meğer Majezik’in yan etkisiymiş gibi… Obsesiflik (takıntılı davranış) belirtisi gibi tüm batıl inancın kaynağı, şamanizmdir.

Tahtaya vurmak çok Tanrılı dinlerin mevcut olduğu dönemde ağaç kavuklarında yaşayan Tanrılardan yardım istemek için yapılırmış. Nazar akabinde kurşun döktürmek, elim kaşınıyor para gelecek, burnum kaşınıyor kavga edeceğiz, gözüm dalıyor biri gelecek… gibi.

Jungiyen psikologların öncülerinden olan Jolande Jacobi; “tümüyle aklına dayananlarda, sıklıkla, bâtıl inançlara doğru, açıklanamaz bir eğilim bulunur. Kehanetler, fallar, dinler (ekseninden kaymış dinler), büyücüler, dolandırıcı şarlatanlar tarafından kolaylıkla kandırılırlar” der.

Hepsi o kadar gizemli bir sonuca dayandırılıyor ki, bilmeyenlerin etkilenmemesi mümkün değil. İnsanı etkileyen ise, aralarında mantıklı bir ilişki olmamasına rağmen, tesadüfen pekişen ve gelişen uyarıcılardır. Batıl olan; nazara inanmak değil, nazar boncuğundan medet ummaktır.

Geleceğin sahibi Allah’tır. Geleceği sadece ve sadece Allah bilir. Gayb ve gelecek bilgisi Allah’ın elinde olduğuna göre, Allah’ın elçisi dahi Allah bildirmezse bilemeyeceğine, hiçbir İslam âlimi de gayb ve gelecek hakkında konuşmayacağına göre, falcıyı ya da uğrunda koşuşturduğunuz batıl inancı nereye koyarsınız?

Batıl inanç; ucuz kafaların dinidir. Batıl inancın uğursuzluk getireceği inancı da, batıldır.
En’am 59’da; “Gaybın anahtarları Allah’ın yanındadır. Başkası onu bilemez” buyurulur.

Beceriksizlik ve talihsizliklerine bahane arayan insanların oluşturduğu bir takım vesveselerin, asıl kaynağı batıl inançlardır; sözüm ona problem çözücü materyalin dinle, imanla, Kur’an ve İslam’la uzaktan yakından bir ilgisi ve alakası yoktur.

‘Batıl inançlar’ belgeselinin videosu

 

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz