Soğan Sarımsak

0

Kumanda sırasında bazı askerler dalgınlıkla sağı sola, solu da sağa karıştırdıkları vakit, hiç bir subay dayanamaz ve uzunca bir sinkaftan sonra;
“Senin sağ omzuna sarımsak, sol omzuna da soğan mı takmalı?” der.

Bizde sağda padişahçılık, ırkçılık ve şeriatçılık, solda da komünistliği yasak altında bulundururuz. Demokrasimiz Fransa ve İsviçre demokrasileri gibi sağlamlaşıncaya kadar bu durumu devam ettirebiliriz.

Yasak; hiç bir akımı, hiç bir cereyanı öldürmez. Aksine onu türlü türlü kalıba girerek hak görünürce faaliyette bulunmaya sevk eder. İşte asıl o vakit; teşhis zorluğu ve bunun bin bir tehlikesi meydana çıkar.

Bütün solu bu Moskovacılıkla, bütün sağı da Padişahçılık veya Irkçılık yahut Şeriatçılıkla karıştırmak gibi, vatandaşları vicdan ve tefekkür hürriyetlerini ve medeni haklarını kullanmaktan ürkütecek, ileri hamleleri felce uğratıcı bir buhran alıp yürür. Nitekim hep bu buhran içindeyiz.

Bir çok kimselerin etkin iken bilhassa solcu damgası vurularak ekmeklerinden edildiklerini işitmiştik. Şimdi de gün aşırı açığa çıkıyor. Bu damga neden, nasıl ve hangi fertlerle ilintilendi, kimin tarafından vurulmuştur, bilmiyoruz.

Yarın bize de herhangi birinin vurulmayacağını, hürriyet içinde kullandığımız fikirlerden hangisinin kimin tarafından şu veya bu türlü yorumlanmayacağını da bilmiyoruz. Zira her yazılan makalede kimi eleştirmişseniz, otomatikman fikren zıddına denk gelen “karşı gruptan” olursunuz.

Normalde yaşanılması lazım gelen; bu teşhis ve tespitlerin mutlaka jüriler tarafından, üniversite profesörü ayarında, büyük otoritelerin hakim olacağı jürilerce adlandırılmak ve gerek mahkemelerin gerek devlet makamlarının hükümlerine riayet etmek lazımdır.

Eğer şahsi ve keyfi siyasi ölçüler dışında, politika dışı otoritelerin hakim olacağı bir jüri bulmazsak, kimseyi yaptıklarımıza ve söylediklerimize inandıramayız. Veya bir çok vatandaşları haksız şüpheler altında vicdan isyanı denen büyük kuvvetin doğuracağı tehlikeli sergüzeştlere sürüklemiş oluruz.

Artık bu bir jurnal işidir. İftira ve isnad işidir. Söylenen sözü tartan da sarımsak ve soğana ihtiyacı olanlardan ise, vay halimize!

Bundan başka; bilmeyerek taşları bağlayıp köpekleri serbest bırakmış da oluruz. Sağ ve solculuk, sol ve solculuk, köprü iskelesinde bilet zımbalar gibi, rastgele vuralabilecek damgalar değildir.

Fikir işlerini tefekkür adamlarına,
Zabıta işlerini emniyet teşkilatına,
Kanuni suçları mahkemelere bırakalım.
Hükümetlere idare etmek yönetmek vazifeleri, meclislere de her hangi bir hüküm vermeden, bilenlere anlayanlara sorup soruşturmak vazifesi verilmiştir.

Keyif, Sultan Hamid’te de keyiftir, bendenizde de!

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz