Siyasetin Ahengi Yalan

0

En çok yalan söyleyen meslekleri tayin için bir araştırma yapılmış ve elde edilen istatistik verilere dayanarak şu sıra bulunmuş:
1-Avukatlar, 2-Tacirler / Tüccarlar, 3-Dişçiler, 4-Terziler, 5-Mimarlar ve kalfalar, 6-Gazeteler
Bana göre liste eksik ve yanlış. Çünkü politikacıları eklememişler. Politikacılar nerede?

Vakti zamanında Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybeden Stevenson’un şu sözünü hatırlatayım: “Eisenhower benden daha iyi yalan söylediği için kazandı.”
Belki bu sözü bile yalandır! O da ayrı konu…

Vehbî Efendinin, huzûra gelip arkadaşından küstüğünü şikâyet yollu anlatan tâlebesine cevabı çok mânidardır:
“Oğul niçin umdun ki küstün. Umma ki küsmeyesin.”

Fransız filozofu Paulhan, “Dünya Yalanı” adındaki meşhur eserinde, yalansız bir topluluk ahengi sağlanamayacağını isbata çalışır. Menfaat yalanlarını değil, ahenk yalanlarını kastetmiştir.
Hadisi şerifte tavsiye edildiği gibi iki insanı barıştırmak için söylenen yalanı Allah da affediyor. Çünkü yalancının değil, insanlığın hayrınadır.

Sadi Gülistan’ında şöyle bir şey der;
Düruğ-u maslahatâmiz bih ez hakikati rest
Yani; İş bitiren (mesele halleden) yalan, dosdoğru hakikatten iyidir.

Velhasılı kelam politika öyle bir dünya ki, rahmetli Süleyman Demirel’in deyimiyle siyasette “1 gün çok uzun bir süredir. Binaenaleyh dün dündür, bugün bugündür” sözünün maksadı “dün ak dediğimize, bugün kara diyebiliriz demektir. Ve bizde laf çoktur. Çok konuştuğumuza bakmayın. Hepsi doğru değildir. Çok da yalanımız vardır. Siyaseten düşman olduklarımızla bi bakarsınız hükümet kurmuşuz. Bizden daha kankası, ekürisi, dudesi yoktur” mealidir, özetidir.

Yani ülke siyasetinde de buna örnek milyon tane vecize mümkün. Son 1 senedir yaşadıklarımızdan hareketle Erdoğan ve Bahçeli yakınlaşmasını örneklendirmem kafidir. Buradan hareketle de Erdoğan ve Abdullah Gül kırılmasının etik bir tartışma değil, koltuk bir tartışma olduğu açıktır, yadırganmamalıdır, izlenmelidir.

Küsmemek insanın iki cihan mutluluğu için önemli bir düstûr ve bir olgunluk göstergesidir.

Alvarlı Efe, cinaslı mânisinde, incinenin incitenden kemâl ve olgunluk bakımından daha aşağı bir kademede bulunduğuna işaret ederek:

Âşık der incidenden,
İncinme incidenden.
Kemâlde noksan imiş,
İncinen incidenden.

Bütün kabahat benim. Neden mi? Umdum, hata yaptım ve küstüm. İncindim; çünkü olgunlaşamadım, kemâle eremedim. Ham’ım daha.

Velhasılı kelam; siyaseti kıbleniz bellemeyin. Takım tutar gibi, siyasi parti desteklenmez. Siyasetçiyi yanlışında desteklemeyin. O da insandır. Gemisini yürütmeye çalışandır. İşine geldiği gibi hareket edecektir, ondan etik beklemeniz kendi hatanızdır.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz