Olmayan Yetkiler mi? Tutukluluk mu? Tutsaklık mı?

0
Latest posts by Mustafa Kalabalık (see all)

 Yıllardır, mahkemelerin ve yargının da denetlenebilir olması, millet adına sığınarak denetlenemez hüviyetinden çıkarılması, hesap verebilir konuma getirilmesi sağlanmalı denirdi…

Yasama ile yürütme karşısında gibi gösterilen yargının, eşit koşullarda ve kuvvetler ayrılığı ilkeleri hizasına getirilmesi istenir, her önüne gelen yetkiliye(!), “Olmayan Yetkiler” kullanma izni verilmemeli denmez miydi?

O zamanlar unutuldu da, şimdiki uygulamalara razı mı gelinmesi gerekiyor?

Geçmişin hukuksuz(!) ve adaletsiz(!) görülen karar ve uygulamalarına, bugün ise benzer şekilde bir anlayış ve anayasa ile yasaların hükümlerinin yorum farkı(!) olduğu görülüyor…

Örneğin, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının, olağanüstü hallerle ilgili düzenlemesine dair;

Madde 121; “Anayasanın 119 ve 120 nci maddeleri uyarınca olağanüstü hal ilânına karar verilmesi durumunda, bu karar Resmî Gazetede yayımlanır ve hemen Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde ise derhal toplantıya çağırılır. Meclis, olağanüstü hal süresini değiştirebilir, Bakanlar Kurulunun istemi üzerine, her defasında dört ayı geçmemek üzere, süreyi uzatabilir veya olağanüstü hali kaldırabilir.”

“Olağanüstü hal süresince, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, kanun hükmünde kararnameler çıkarabilir. Bu kararnameler, Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur; bunların Meclisce onaylanmasına ilişkin süre ve usul, İçtüzükte belirlenir.”

hükümlerine dayanarak OHAL ilan edilmişti bildiğimiz üzere.

Ve yine bu yetkilere dayanarak ilan edilen OHAL ile de, bugüne kadar 31 KHK çıkarıldı.

Peki TBMM İç Tüzüğü bu konuda ne diyor?

Tüzükte olağanüstü hal ve sıkıyönetim kanun hükmündeki kararnamelerinin görüşülmesi, 

Madde 128; “Anayasanın 121 ve 122 nci maddeleri gereğince çıkarılan ve Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan kanun hükmünde kararnameler, Anayasanın ve İçtüzüğün kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi için koyduğu kurallara göre ancak, komisyonlarda ve Genel Kurulda diğer kanun hükmünde kararnamelerle, kanun tasarı ve tekliflerinden önce, ivedilikle en geç otuz gün içinde görüşülür ve karara bağlanır….

Peki bu 31 KHK’nın 26’sı, neden hala TBMM genel kuruluna gelmedi? Karara bağlanmadı?

Anayasa ve TBMM ilgili İç Tüzük maddelerine aykırı olarak, olmayan yetkilerle neden hala devam ediliyor?

Nasıl devam edilebiliyor?

En geç otuz gün içinde görüşülmez ve karara bağlanmadı ve bağlanmaz ise ne olacak?

* * *

OHAL ve KHK’lerle ile sürdürülen siyasal düzen, yasama ve yürütme dışındaki yargı erkinin ve devlet düzeninin hukukiliğinin sorgulanmasının yolunu açan hukuk kargaşası(!), kimi kesimlere göre yetki aşımı ve yetki gaspı sözleri ile giderek sertleşiyor.

Mehmet Altan ve Şahin Alpay hakkında AYM tarafından verilen ve resmi gazetede de yayınlanan gerekçeli karar sonrasında, alt mahkemelerin tutumu malumunuz.

AİHM, AYM kararları ve anayasa hükümlerinin uygulanmaması ile birlikte, yaşanılanlar karşısında “tutukluluk mu?” yoksa “tutsaklık mı?” sorusunun devamını getirmiyor mu?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, “hukuk devleti” ilkesi doğrultusunda geldiği ve gitmekte olduğu yer açısından önemli bir soru ve sorun..!

Bir yandan da, özellikle son çıkarılan 697 Sayılı KHK ile birlikte, OHAL ilanından itibaren bugüne kadar çıkarılan 31 KHK’nin 26’sının Anayasa gereği hala TBMM gündemine getirilmemiş olması ile anayasa ve OHAL yasasına aykırı hükümler içerdiğine dair görüşler bulunduğu malum..

Elbette ki günümüz OHAL şartlarında ve cılız kalmış düşünceler ile etkisiz itirazlar, medyanın bazı kanadında yer buluyor kendisine. Bugün böyle ama ya yarın..!

Alışagelen “Olmayan Yetki” kullanmanın gerekçeleri nelerdir!

Önce bu gerekçelerin topluma izah edilmesi gerekmez mi?

Neye, kime, kimlere dayanarak ya da yaranarak olmayan bir yetki kullanılmaya, kendi kendine bir yetki ihdas edilmeye çalışıldı?, çalışılıyor?

Topluma verilmeye çalışılan algı mühendisliği ürünü ne?

Bu “sıra bende”cilik neden?

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz