- Mezhepçi(!) Siyasetin Sonu - 11 Mart 2023
- Meşruiyet Listesi ve Ortak Politikalar Mutabakat Metni - 1 Şubat 2023
- “O Gidenler de Hep Senin Gibiydiler” - 11 Aralık 2022
Hayatımızı adadığımız, geçimimizi sağladığımız, ömrümüzü tamamladığımız şehirler, ülkeler kaderimiz mi?
Daha doğrusu ülkede ve şehirde yaşamak zorunda bırakıldıklarımız kaderimiz mi?
Üç beş kişinin verdiği kararlar(!)..
Kimlerin belirlediğini bilemediğimiz hedefler(!)..
Kendi dünyalarındaki yasaklar(!)..
Kendileri gibi yaşamayanlara dayatılan hayatlar(!)..
Alçaklara verilen cömert imkanlar..
Pişmanlıklarla gelen tövbeler..
Kendi yeterliliklerini(!) topluma da yeterli görmeler..
Oysa hayat, Ömer Hayyam’ın dörtlüklerinden bazı seçmeler gibi değil mi?
Ey zaman, bilmez misin ettiğin kötülükleri?
Sana düşer azapların, tövbelerin beteri.
Alçakları besler, yoksulları ezer durursun,
Ya bunak bir ihtiyarsın, ya da eşeğin biri.
XXX
İçin temiz olmadıksan sonra,
Hacı hoca olmuşsun, kaç para!
Hırka, tespih, post, seccade güzel.
Ama Tanrı kanar mı bunlara?
XXX
Var mı dünyada günah işlemeyen söyle!
Yaşanır mı hiç günah işlemeden söyle!
Bana kötü deyip kötülük edeceksen,
Yüce Tanrı, ne farkın kalır benden, söyle.
XXX
Felek ne cömert ne aşağılık insanlara!
Han hamam, dolap değirmen, hep onlara.
Kendini satmayan adama ekmek yok!
Sen gel de yuh çekme böylesi dünyaya!
XXX
Mal mülk düşkünleri rahat yüzü görmezler,
Bin bir derde düşer, canlarından bezerler.
Öyleyken, ne tuhaftır, yine de övünür,
Onlar gibi olmayana adam demezler.
XXX
Dünyada akla değer veren yok madem,
Aklı az olanın parası çok madem,
Getir şu şarabı, alsın aklımızı,
Belki böyle beğenir bizi el alem!
XXX
Şu dünyada üç beş günlük ömrün var,
Nedir bu dükkanlar, bu konaklar?
Ev mi dayanır, bu sel yatağına?
Bu rüzgarlı yerde mum mu yanar?
XXX
Dün geldi: Nedir aradığın? dedi bana.
Bensem, ne bakarsın o yana, bu yana?
Kendine gel de düşün, içine iyi bak!
Ben senim, sen ben, aranıp durma boşuna!
XXX
Girme şu alçakların hizmetine!
Konma sinek gibi pislik üstüne.
İki günde bir somun ye, ne olur!
Yüreğinin kanını iç de boyun eğme.
XXX
Ne bilginler geldi, neler buldular!
Mumlar gibi dünyaya ışık saldılar.
Hangisi yarıp geçti bu karanlığı?
Birer masal söyleyip uyuya kaldılar.
XXX
Bir sır daha var, çözdüklerimizden başka!
Bir ışık daha var, ışıklardan başka.
Hiç bir yaptığınla yetinme, geç öteye,
Bir şey daha var bütün yapıtlardan başka.
XXX
Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz.
Kuklacı Felek usta, kuklalar da biz.
Oyuna çıkıyoruz birer, ikişer ikişer,
Bitti mi oyun, sandıktayız hepimiz.
XXX
Dünya üç beş bilgisizin elinde.
Onlarca her bilgi kendilerinde.
Üzülme; eşek eşeği beğenir!
Hayır var sana “kötü” demelerinde.
XXX
Gözüm, kör değilsen, bunca mezarı gör.
Dünyayı saran yalan dolanları gör.
Krallar, padişahlar çürüyüp gitmiş,
Ela gözlerine kurt dolanları gör!
XXX
Niceleri geldi, neler istediler!
Sonunda dünyayı bırakıp gittiler.
Sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi?
O gidenler de hep senin gibiydiler.
Hülasa;
‘İnsanoğlu çiğ süt emmiş yanılır! Kimi anısıyla; kimi, anasıyla anılır.’