- Zorunlu Bir Veda - 23 Nisan 2020
- Yunanistan’ın Korona Başarısındaki Sırrı Nedir? - 22 Nisan 2020
- AKP Eski Türkiye’den Şikayetinde Ne Derece Haklı? - 21 Nisan 2020
CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, geçtiğimiz günlerde, Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile görüştü. Bu görüşme bir çok yanıyla akıllara soru işaretleri getirdi. Bir yandan da eleştirilere neden oldu.
Kılıçdaroğlu, Öztürk Yılmaz’ı kendisinin gönderdiğini ve Demirtaş’a selamlarını iletmesini söylediğini belirten bir açıklama yaptı.
Tabii bu görüşmeyle ülke genelinde “HDP-CHP ittifakı kesinleşiyor mu?” sorusu akıllara geldi. Ben bu safhayı daha da ileri bir boyuta taşıyarak, şöyle bir kanaate vardım: Kılıçdaroğlu, beklenmedik aykırı ve mantıklı gelecek bir hamleye girişti ve Demirtaş’a “adayımız ol” teklifi mi iletti acaba?..
Zira durduk yere gerçekleşen bu görüşmenin konusu HDP ile ittifak çalışması olsaydı, dışarıdaki eş başkanlarla da (Pervin Buldan/Sezai Temelli) görüşülmesi gerekirdi. Demirtaş’a danışılacak özel bir konu, bu olsa gerek.
Şimdi bu safhadan akıl yürütmeye devam edelim:
Muhalefetin izleyeceği strateji belli oldu az buçuk. Her partinin adayını açıklaması ve ilk tura kendi adaylarıyla girmeleri şeklinde gerçekleşecek gibi görünüyor.
Bu durumda adayların 3 iddialı isimden oluşması muhtemel…
CHP’nin adayının Selahattin Demirtaş olması durumunda, HDP’nin otomatikman destek olacağı aşikâr.
İYİ Parti’nin adayı lideri tarafından dile geldi zaten, Meral Akşener.
Ve henüz resmi olarak dile gelmese de Saadet Partisinin adayının Abdullah Gül olma durumu. Gül’ün diğer partilerin de desteği talep etmesi belki de adaylığı konusunu muallakta bırakıyor. Zira Gül, garantici davranan pragmatikte biri olarak hafızalarımızda yer edinmiştir.
İlk turda Cumhur İttifakının adayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı seçtirmemek üzere olan muhalefet stratejisi doğru bir stratejidir.
Muhalefetin ikinci turda göstereceği tavır ise şu şekilde gelişecektir kanaatindeyim: ikinci tura kalan muhalefet adayı tüm muhalif partilerce desteklenecek. Böylece Cumhurbaşkanlığı ya da başkanlığı Erdoğan’ın kaybetmesi sağlanacak. Muhalefet bu vesileyle ikinci turda mecburen ittifak edecek.
Kılıçdaroğlu’nun bu güzellemeyi yapması ve alenen dile getirmesi; dokunulmazlıkların kaldırılmasındaki tavır ve Demirtaş’ın hapse girmesine neden olan pişmanlıklarının affı olarak okunabilir. Demirtaş’ı aday göstererek, belki de başkanlığa taşımaları da söz konusu.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamasında bunun emarelerini görmek mümkün. Beraber okuyalım:
“Biz öteden beri milletvekillerinin tutuklanmasını doğru bulmuyoruz. Milletvekillerinin görev yeri parlamentodur. Ve bu görevi milletvekillerine veren de halkın kendisidir. Onu seçerek parlamentoya göndermiştir, milletvekilini parlamento dışında bir organın uzaklaştırmasını, hapse atmasını doğru bulmuyoruz.”
Velhasılı kelam Kılıçdaroğlu’nun son hamlesi bunları düşündürttü. Aritmetiği değiştirecek, grafiği yeniden düzenleyecek bir girişim. Aykırı, mantıklı ve bir o kadar da iddialı olabilecek bir hamle. Olabilir mi? Olabilir…
Ütopya mı bu? Aklıma gelip yazdığıma göre, başkasının da aklına gelmiştir. Ve bu ütopya değildir zannımca…
Chp nin adayı Demirtaş olursa ikinci tura kalır, ama ikinci turda birinci turda aldığı oyun bir puan fazlasını alamaz. Çünkü iyi partililer Demirtaş ı asla desteklemezler. Saadet partililer de ayni sekilde… Bu durumda Erdoğan için kolay bir seçim olur.