- Zorunlu Bir Veda - 23 Nisan 2020
- Yunanistan’ın Korona Başarısındaki Sırrı Nedir? - 22 Nisan 2020
- AKP Eski Türkiye’den Şikayetinde Ne Derece Haklı? - 21 Nisan 2020
Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu;
“16-17 sene önce seçimlere giderken Cumhurbaşkanın internette dolaşan videosu var. Olağanüstü halden şikâyet ediyor. ‘Böyle bir ülkede adalet olmaz, zulüm olur’ diyor. Hikmeti ilahi 15 sene sonra aynı kendisi ‘Olağan üstü halden vazgeçemeyiz’ diyor” sözleriyle OHAL’in uzatılmamasını istiyor ve ekliyor:
“Ben eğer bugün başkalarına uyguladıkları kıstasları AK Partisi üyelerine uygulasalar bunların yüzde 60’ı hapse girer diyordum. Meğer az diyormuşum. Şimdi onu değiştirdim 60 yetmez en az yüzde 75’i girer diyorum.”
OHAL; şu anki varlığının hiç bir işe yaramadığı gibi iktidarın işini daha da kolaylaştırdığını, aleyhine savaşılan canlı türlerini daha da çoğalttığını gözle gördüğümüz uygulama sistemi olarak okumak lazım. Ülke insanına; baskısı, değdiği yeri kurutması, karartması ile bilinen bir nevi karabasan olan bu uygulama, ne hikmetse iktidar ve ittifak ettiği MHP’den başkasının talep etmediği bir yönetim tarzı.
Toplanmanın suç sayıldığı bu süreçte, ülke genelinde hemen hemen her gün iktidarın bir kongresi gerçekleşiyor. İşin bugün veçhesi değişiklik gösterecek. CHP “Adalet Yürüyüşü”nden sonra yeni eylemler silsilesi başlatmaya karar verdi. Kuluçka dönemi bitti. Bugün yumurtlama zamanı. Ülkenin dört bir tarafında meydanlarda “Oturma Eylemi” yapılacak.
Eylemsizlikle çok oturduklarını bilmelerine rağmen, bir eylemle harekete geçmiş olmalarını takdir ediyorum. Muhalefet dediğiniz, iktidarın yanlışlarını bir bir elinden gelen en yüksek sesle eleştirecek. Ve karşı eylem hamleleriyle, iktidara bol bulduğu meydanı dar etmesini bilecektir.
Karamollaoğlu; “O kapıdan geçen herkes suçlu değildir. Siz adamlara ‘iftiracı olun kurtulun’ derseniz itirafçı hakikaten bu grubun içindeyse 3 tane kendisinden 3 tane de dışarıdan adam veriyor. Öyle inanıyorum ki bir gün gelecek burada bir isyan başlayacak” da diyor.
Adaleti yeniden rayına oturtmaya mecbursunuz. Adaletsizlikle çok itham ediliyorsanız, dönüp bir kendinizi, nefsinizi, duruşunuzu sorgulayın. Bunu kendi insanınız için yapmalısınız. Vicdanınız dile gelsin artık.
Karamollaoğlu’nun “Bir gün isyan başlayacak” cümlesi boşuna değil. Takribi 200 bin insan vazifesinden oldu. Emekliliği elinden alınan, SSK’dan faydalanamayan, yurt dışına çıkış yasağı olan, burada da hiç bir işyerinde çalışamayan, elinde avucunda ne varsa sat denilen kimi mağdurlar, ne yer ne içerler ailece. Bu travmayı birinci kişi atlattı diyelim, ailesinin diğer fertleri de aynı durumdan muzdarip. Onların travmasını ileriki yıllarda yaşayacağız, göreceksiniz.
Bu arada eylem üretmede sıkıntı çeken muhalefete bir kaç önerim olacak. Takdir hem muhalefetin hem de tavsiye edeceğim muhataplarındır.
Eylem kendisi gibi pırıl pırıl, vurdu kırdı gibi vandalizm içermeyen etik bir yapıdadır. Makes bulursa daha da tavsiyelerim olacaktır. O da şudur:
Görevlerinden KHK ile uzaklaştırılan Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu, Profesör Cihangir İslam, Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu gibi kimi ünlü isimleri temizlik işçisi kıyafeti giydirilerek meydanları temizlemeye davet ediyorum. Belediyeler destek olamasa bile, fert olarak eylem yapılabilir. Tabii bu ilk aklıma gelen isimler. Yazıyı yetiştirmenin telaşıyla hatırlayamadığım, daha ünlü isimler de listeye dahil edilebilir.
OHAL’de yapılması mümkün eylemlerden hareketle; Mısır’ın darbeyle başına geçmiş Sİsi’nin ülkesinde OHAL 4 defa uzatılmış, bizde 7 defa. Biz mi daha demokratız, Sisi mi?
Düşünmeye gerek var mı?
OHAL bu ülkeye ve insanına yakışmıyor.
