AKP Artık Tek Yumruk Değil…!

0
Abdullah Gül, dün ismi üzerinde mutabakat sağlanamadığından aday olmayacağını söyledi. Yorumlar ard arda geldi… Önce olumsuzlardan başlayayım:
“Türk siyaset ve politika hayatına veda etmiştir. Bundan sonra, Çinili Köşk’te misafirleri ile bolca sohbet eder” diyen de vardı.
“Kendine çook yazık etti. Bu halka karşı yapacağı tarihi bir sorumluluğu vardı ve kaybetti” diyen de…
Muhalefetin mutabık kalınamayan bu tavrı yüzünden Erdoğan kazanabilir diyenlerin sayısında bir artış var.
“Neyle tehdit edildi bilmiyoruz ki? Tehditlere göğüs germeden, risk almadan ben de başkan olurum” diyen bir başka eleştiri türü daha vardı.
“Abi geniş mutabakat bana da sağlayın ben de aday olurum…. Buna da şükür. Partime sadakatle bağlıyım da diyebilirdi… “ şeklinde farklı aforizmalar içeren eleştiriler de söz konusuydu.
Sözün aslı; insanları insanlar kanser ediyor. Sigaraya, içkiye, kumara, ona buna suç atmamak lazım.
Başkentin siyasi oyunlarına atıfla, Ankara gazetecilerinin diyalektiğinde meşhur bir söz vardır: “İstanbul Bizans ise Ankara Kahpe Bizans’tır.”
Ankara’nın ayak oyunları baş döndürüyor. Ve Ankara bir kez daha İstanbul’u yenmiş vaziyette dün itibariyle.
Açıklamaları olumlu bulanlardan biri CHP lideri Kılıçdaroğlu idi. “Kuvvetler ayrılığı ilkesine, liyakata, adalete, şeffaflığa, Türkiye’de bugün için olmayan ama olmasını arzu ettiğimiz değerlere vurgu yapması açısından bu açıklama son derece değerli ve önemlidir” dedikten sonra sözlerini şöyle sürdürdü: “Cumhurbaşkanı sözcüsü İbrahim Kalın ve Genelkurmay başkanı Hulusi Akar’ın helikopterle Abdullah Gül’ün evine inmesiyle ilgili açıklamamı sonra yapacağım” dedi.
Ziyaret iddialarını CHP Grup Başkanvekili Engin Altay değerlendirdi: “Müdahale demokrasimiz adına çok vahim. Demokrasimize 27 Mayıs’ta, 12 Mart’ta, 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta, 27 Nisan’da, 15 Temmuz’da ve 20 Temmuz sivil darbesi olmak üzere 7 müdahale gerçekleşti, bu 8’incidir. Bu tavır, bu duruş şudur: 28 Şubat’ın bir parça hafifi, 27 Nisan’ın e-muhtıranın çok daha ağırıdır. Ve bu ziyaret otomobille gerçekleştirilmiş değil, bendeki bilgilerin doğruluğu kesin, bu ziyaret bir helikopterle Sayın Gül’ün konutunun bahçesine inilerek yapılmış bir ziyarettir. Bu açık bir muhtıradır” yorumunda bulundu.
Düşünebiliyor musunuz? Şu anda Erdoğan’ın karşısına bildiğiniz ne Arınç, ne Gökçek, ne Davutoğlu ne de Gül hiçbiri çıkamıyor. Çünkü çıktıkları andan itibaren olabileceklerden kimse emin değil.
Bu arada Gül için dilendirilen ve tekrar edilen bir klişe cümle var. ‘‘Erdoğan, ‘Abdullah Gül Bey kardeşimizdir’ diyerek Cumhurbaşkanlığına aday göstermiştir’’ deniliyor. Oysa aynı kardeş sayesinde 2002 yılında Erdoğan Başbakan olmuştur, herkesin atladığı gerçek de bu.
Abdullah Gül, evine yapılan ziyaret ve dün yaptığı eleştirilerle belki de bir kapışma tarzına meyl etti, bilinmez. İleriki günler şiddetini belli edecektir.
Ama Gül’e siyasetten el çektirilmiştir.
Düşünülenin aksine sert tavır ortaya koymuştur, ilk kez. Eğer yeterli kabulü görse, Erdoğan’a karşı aday olacağını söylemek, aslında “AKP’de kurucular düzleminde bölünme var” demektir. 

Bu bölünme bugün kaydıyla tabana yansımaz o ayrı, ancak AKP bir tarafıyla eski ANAP gibidir ve üst düzeyde böyle bir bölünmenin bir AKP kurucusu tarafından göze sokulması, gemi su aldığında büyük kaçak olabileceğini göstermektedir.
AKP artık tek yumruk değildir.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz