Gül’ün Adaylıktan Çekilişine 27 Nisan Muhtırası Işığında Bakmak…

1
27 Nisan e-muhtıranın sene-yi devriyesindeyiz.
27 Nisan, hem AKP’nin siyasi tarihinde hem de ülkemizin tarihinde önemli bir kırılma noktasıdır.
24 Nisan 2007’de o zamanki Başbakan, şimdiki Cumhurbaşkanı Erdoğan, parti grubunda çıktı ve “Abdullah Gül Bey kardeşimiz Cumhurbaşkanı adayımızdır” diye takdim etti.
27 Nisan gecesinde Silahlı Kuvvetler, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı çıkan bir bildiri yayınladı. Buna karşı, ertesi gün, AKP, Genelkurmay’ın böyle bir açıklama yapamayacağını, çünkü Başbakanlık’a bağlı bir kurum olduğunu ve onun görevi olmadığını ifade eden çok sert bir açıklama yayınladı.
O sırada Başbakan Yardımcısı olan Mehmet Ali Şahin dün bir açıklama yaptı. “Sayın Abdullah Gül ile biz demokrasi mücadelesini birlikte verdik. E-muhtıranın üzerinden 11 yıl geçmiş. Böyle bir haftada Abdullah Bey’in isminin vesayet odaklarına karşı mücadelede önemli bir kişilik olarak anılmasını ve bugünü onunla birlikte paylaşmayı arzu ederdim. Birlikte demokrasi mücadelesi verdiğimiz kişinin 11 yıl sonra, ‘Erdoğan’sız ve AK Parti’siz bir Türkiye’ projesinin içerisinde yer almış olmasından, eski bir arkadaşı olarak son derece üzüntülüyüm” dedi.
Tevafuğa bakın ki tarih tekerrür etti adeta. Sene-yi devriyede Abdullah Gül yine Cumhurbaşkanlığı’na aday olacaktı. Medyaya yansıyan ve henüz yalanlanmayan duyumlara göre Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar Gül’ün evine gitmiş ve adaylıktan çekilmesini istemiş.
Yukarıdaki sözleri sarf eden Mehmet Ali Şahin’in bu ziyaret için de yorum yapmasını isterdim. Bunu nasıl okumak lazım acaba?
Dün yazdığım makalede de dile getirdiğim gibi AKP artık tek yumruk değildir. Gelelim dünün diğer yorumlarına…
Gül’ün yaptığı açıklamalara değinen Burhan Kuzu, “Bizim ağırımıza gitti. Abdullah Gül sevgimiz bitmiştir” dedi. Kuzu, Gül’le hemşehri olduklarını hatırlatarak “Benim bildiğim Abdullah Bey böyle bir oyuna gelmez’ demiştim. İyi tanıyamamışım demek ki” ifadesini kullandı. Kuzu, “Hukuken aday olma hakkı olabilir, aday olmak her vatandaşın hakkıdır. Ama ben bunu vefa anlamında söylüyorum” diye konuştu.
Gelelim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yorumlamasına. Gül’ün adaylıkla ilgili açıklamasını değerlendiren Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
“Ben müsadelerinizi alarak bu konuyla ilgili hiçbir değerlendirme yapmayacağım. Zaten sayın Gül değerlendirmeleri kendileri de yaptılar. Sadece sizlere de teşekkür edeceğim. Seçim meydanı herkese açıktır. Seçim meydanı da bu noktada zaten temmeni ederiz bir an önce her siyasi parti adayını belirler. Ona göre de bizler seçim kampanyamızı çok daha değerli kılacak adımlar atarız” dedi.
 
Seçim meydanlarının aslında hemen herkese açık olmadığı ve henüz yalanlanmayan “Akar’ın Kritik Görüşmesi”nde saklı olduğu hepimizce malum oldu. Tarih tekerrür etti. Askeri müdahalelerden şikayetçi olan bir iktidar vardı 2007 yılında. E-muhtıraya sert bir cevap vermiş ve adayımıza karışamazsınız diyerek Abdullah Gül’ü aday göstermişti. Gül yine aday. Ve asker yine karşı görünüyor…
 
İstanbul Gençlik Kolları Olağan Kongresi’nde konuşan Erdoğan’ın şu sözleri de Abdullah Gül için söylediği düşünülüyor: “Rüzgar gülü gibi esintiye göre yön değiştiren, eğilip bükülen bir siyasi anlayış; popülüzmin bataklığında debelenmeye mahkumdur.”
11 yıl önce askerin muhtırasına sert reaksiyon vererek Gül’ü aday göstermişti AK Parti; bu defa?
Esintiye göre mi, menfaate göre mi bir siyasi anlayışımız vardır? Asıl sorgulanması gereken konu budur.

1 Yorum

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz