- Zorunlu Bir Veda - 23 Nisan 2020
- Yunanistan’ın Korona Başarısındaki Sırrı Nedir? - 22 Nisan 2020
- AKP Eski Türkiye’den Şikayetinde Ne Derece Haklı? - 21 Nisan 2020
The Truman Show adlı filmi izleyenleriniz vardır. En azından ismini duymuşsunuzdur. Hollywood’ta üretilmiş ve tespit yapabilen az sayıdaki filmden biridir. “Amerikan Güzeli”, “Dövüş Kulübü”, “Matrix” gibi filmler onu izlemiştir. Bunlar türlü açılardan hayatı ve anlamsızlığını ortaya koyarlar.
Ben analizimi yapayım, siz de günümüzü yani yaşadıklarımızı bir karşılaştırın…?
Modern çağda bireyin etrafını sarmış bürokratik, elektronik, ekonomik, kültürel, düşünsel falan bütün gözetim mekanizmalarının etkisiyle panoptisizmin aşırı içselleştirilmesi durumunda tedirgin ve güvensiz oluruz. Bu da günümüz modern dünyada olmanın semeresi.
Sadece devlet adına çalışanların memuriyete tabi olduğunu sanmak belki de en büyük yanılgımız. Hepimiz memuriyet hayatı yaşıyoruz oysa. Hatırlarsınız Lost’taki gibi ne idüğü belirsiz bir düğmeye senelerce basıyor, basmayınca neler olabileceğini bilmememize rağmen öğrenmeye cesaret edemiyoruz. Yolculuğumuza Twitter’da devam ediyor, insta’dan şaşmıyor, saat tam 17:30’u gösterirken face kapatıp ofisten çıkıyor, 15’inde de maaşımızı çekmeyi unutmuyor ve tabii ki Truman Show’u izleyip paranoyanın sınırlarını zorlarken “dünya gerçekten de bizim oyun alanımız mı yoksa biz mi onun?” diye sormayı da ihmal etmiyoruz.
İnsan güvenlik kameralarının bulunduğu ortamlarda kendini Truman gibi hisseder. Bu bariz bir gerçektir. “Gözetim toplumunda yaşıyoruz, her yerde gözetleniyoruz.”
İçinde yaşamakta olduğumuz dünya iki yüzlüdür ve sahtekardır. Bu dünyadan kendimizi soyutlamak, bizi çevreleyen yalanlar çemberinden kurtulmak tamamen bizim elimizdedir. Film bizim açımızdan böyle bir umutla sona erer. Truman’in finalde açtığı kapının ardı karanlıktır. Kendisini neyin beklediğini bilmemektedir. Bu noktada bir seçim yapmak zorundadır. Ya o güvenli, steril ama yalanlar üzerine kurulu çevredeki yaşamını sürdürmeyi ya da karanlığa dalıp saf gerçeklerle yüzleşmeyi seçecektir. Truman tercihini karanlıktan yana kullanır. Evet, belki (Ed Harris) Christof’un vaadettigi gibi güvenli değildir o karanlık ama her ne olursa olsun gerçeğin orada olduğu kesindir.
Bazen mesaji vermek için bazı şeyleri abartmanız gerekiyor. Bunu yazılı görsel medyada çok rahat yaparsınız. “Medya dünyanın en büyük güçlerinden birisidir.”
Ülkemizde taşlar ne kadar yerli yerinde gösterilmeye çalışılırsa çalışılsın; siz her gün boca edilen “şeyleri” defalarca sorgulayın, emin olduktan sonra inanın.
“Ülkemizde her şey, çok geç açığa çıkıyor.”
Kişi ister istemez kendini olağan düzene kaptırıp gider, sonra da oluşturduğu veya onun için oluşturulan kabuğu kırmaya karar verir. Kişi her şey üzerine gelip kendisini engellemeye çalışırken çemberinden çıkabiliyorsa işte o zaman hayat, gerçekten de kendi hayatı olur, yaşamaya başladığının farkına varır.
Gelmiş geçmiş en iyi film senaryosu ödülünü alan bu filmde ayrıca Jim Carrey de Truman rolüyle en iyi erkek oyuncu Altın Küre ödülünü alırken yönetmeni için şunu söyler. “Benim komik bir yüzden daha fazlası olduğumu gösterme fırsatını bana verdiği için teşekkür ederim.”
Bu sözler filmin sadece Jim Carrey için değil bizim için de bir dönüm noktası olduğunu göstermesi açısından ilginçtir.
Sizce de ülkemizde herkes bir showun parçası, değil midir?
Hitler’in Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’in bugün daha da fazla geçerliliğini koruyan siyasi tavsiyelerine göz atalım, meramım daha net anlaşılacaktır:
“İnsanların beyin tembelliğini gördükçe, her istediğimizi yapabiliriz.
Yalan söyleyin, mutlaka inanan çıkacaktır. Olmazsa, yalana devam edin. Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız, insanlar ona o kadar fazla inanırlar.
Halkı her zaman ateşleyin, asla soğumasına ve düşünmesine izin vermeyin.
Bana vicdansız bir medya verin, size bilinçsiz bir halk sunayım.”
Bu ülkede herkes; birinin showunda ya denektir, yahut figüran…
Yada beynini tembelliğe alıştırmış beyinsiz!..bugünkü yazının son cümlesine benim eklemem olsun ?
Netice 2.dünya savaşı milyonlarca insan öldü.gobelsin hitlerin almanyası yerle bir oldu.ibret alındımı hayır insan hırs ve tamah içinde yeniden dünyanın bir çok yerini kan ve ateşe boğdu.Rabbim benden başkasına kulluk etmeyin diyor.bu tebliğe karşı müslümanların durumu hangi ahvalde.