“ABD Neden Yunanistan’da Çok Sayıda Üs Sahibi Olmak İstemiş Olabilir?”

Gazetemizin kurucu yazarı; Fehmi Koru geçtiğimiz günlerde “ABD’nin Yunanistan’daki Askeri üsleri ve varlığı” ile ilgili çok güzel bir yazı yazdı. ( https://fehmikoru.com/erdogan-yunanistan-abd-ussu-oldu-kanaatinde-bu-nasil-oldu-arap-ulkeleri-neden-atinanin-yaninda/ ) Yazının sonu ise hemen hemen çoğu yazısında olduğu gibi okuyucuya yorum hakkı tanıyan sorularla geldi;

“Yunanistan neden Amerika’ya cirmini aşan üsler veriyor?

ABD neden Yunanistan’da çok sayıda üs sahibi olmak istemiş olabilir?”

Birçok uzmanın bu sorulara verecekleri sayfalarca cevapları olabilir. Ancak hemen hemen hepsi aynı şeyleri söyleyip, yazarlar. Biraz araştırma yapınca; şu fikirler öne çıktı; İlki; “ABD, Yunanistan’a askeri üsler açarak Doğu Akdeniz – Karadeniz ve Balkanlarda iddialı olmak istiyor” ikincisi; “ABD, Türkiye ile aralarında oluşan gerginlikler sebebiyle Yunanistan’ı bölgede yedek üs durumuna alıyor.” Bir diğer fikir ve benim de katıldığım düşünce; “Rusya’ya karşı bir çevreleme politikasını güdüyor” Ancak; ABD’nin Türkiye’ye karşı olası bir harekât planı olduğu için Yunanistan’a yığınak yaptığını söyleyenler de var ki ben buna asla inanmıyorum, mantıklı da bulmuyorum.

Tüm bu iddialarım kaynağı; Yunanistan’da bulunan ABD Ordusunun envanter ve teşkilatlanma şemaları.

İlk iki fikrin tamamına katıldığımı söyleyemeyeceğim. ABD’nin Askeri Üs açmak için Yunanistan’ı tercih etmesindeki ana sebeplerden biri Balkanlarda söz sahibi olma fikri bana çok mantıklı gelmiyor. Zira Doğu Avrupa’daki statüsünü artırmak içinde Yunanistan’da Askeri Üs açması lüzumsuz bir emek – çaba ve politika olur. 2013’ten beri kendi baskısıyla NATO üyesi yaptığı Bulgaristan – Romanya ve Macaristan’a ön koşul olarak bunları öne sürmüştü. “NATO’ya girdiğiniz takdirde Askeri Üslerime kapıları açacaksınız” Amaç, evet, Rusya’yı çevrelemek. Ve bu üç ülkede durumu ve şartları hemen kabul etti. Şu an Bulgaristan Ordusunun modernizasyonu, ikinci el F-16 satışları Bulgarlara açılmış durumda. Romanya’da da keza benzer durumlar mevcut. Yani, Doğu Avrupa Stratejisi için, Yunanistan yanlış hatta lüzumsuz bir kart olur. Bu tip bir plan için Bulgaristan – Romanya ve Macaristan’daki ABD ordularının menşeine bakmak doğru bir bakış açısıdır. Daha çok “Savunma Tabanlı Zırhlı Birliklerden” oluşmuş askeri birlikler konuşlanmış durumda. Kaldı ki; Romanya AB Hava Savunma Alanı için ana üs merkezlerden biri durumundayken Yunanistan’da Askeri Üs açmanın amacı kesinlikle “Balkanlar” olamaz.

Ancak yaramaz komşumuz Yunanistan’da durum öyle değil.

ABD’nin Kuzey Yunanistan’da açtığı Askeri Üslerin teşkilatlanma yapısına bakıldığında daha çok Karadeniz üzerinde bir politikası olduğu görülüyor. Deniz Kuvvetlerine bağlı Döner Kanat Taburları ve İHA ile SİHA’lardan oluşmuş filolar direk bunun göstergesi. Özellikle Türkiye sınırına 40 km uzaktaki Dedeağaç Üssü tamamen bu tertiple düzenlenmiş. Amaç bir “bilgi edinme faaliyeti” gibi duruyor. Neye karşı? Karadeniz’deki Rus Taktik Planlarına… Türkiye’ye karşı bir plan olmadığı ise çok açık.

Ancak ABD’nin Yunanistan’daki tek askeri üssü; Dedeağaç değil. Birçok farklı lokasyon da üsleri olduğu biliniyor. Bunlardan en dikkat çekeni ise; Girit adasındaki Suda Askeri Üssü. ABD’nin “Yüzen Askeri Üssü” ünvanlı “Eisenhower Uçak Gemisi” Girit Adası açıklarında demir atmış halde bekler durumdadır. Diğer yandan; Stefanovicio – Larissa ve Alexndroupoli ‘de bulunan askeri üslerinin de tek ve geçerli bir amacı vardır. Tüm bu askeri üsler biraz olsun incelendiğinde ise kurulma ve oluşturulmasındaki tek sebebin; “Akdeniz’de ki Bölgesel Çıkar Muhafızlığı” olduğu görülüyor. Türkiye’nin Akdeniz’deki sondaj faaliyetleri ve Libya ile yaptığı anlaşma, S-400 olayları ile gerilen ABD ilişkilerine yönelik Türkiye’ye karşı bir adım mı olabilir mi? Önlem amaçlı olabilir. Bence de öyle. Zira Kıbrıs hattında ABD ile bazı sorunlar yaşandı. Ancak bu üslerin kurulma amacı; Olası bir Türkiye harekâtı olabilir mi? Yine söylüyorum; Kesinlikle Hayır! Avuçlarında maytap patlatmaktan farklı bir operasyon olmaz bu askeri birliklerle yapılan konvansiyonel bir harekât. Türkiye’ye karşı Yunanistan’ı bölgede “yedek ve alternatif müttefik” olarak görmek mi? Bu da olamaz. Ki sebebini aşağıda okuyacağız. Tek amaç; Akdeniz… Ve bu tartışmaya kapalı bir fikirdir.

Türkiye’deki Adana / İncirlik Üssüne karşı bir yedekleme olduğunu düşünenlerin yanıldığı nokta burada başlıyor. Yunanistan’daki üsler, İncirlik Yedeklemesi olamaz. Taktik ve kabiliyet açısından olamazlar ayrı ama ABD’nin amacı da kesinlikle “Yunanistan’ı Türkiye alternatifi” yapmak değildir. Evet, Türkiye’de İncirlik üssünün önemini ve ehemmiyetini kaldırmak istiyorlar ki kaldırdılar da. Nasıl? İncirlik’teki üssün daha büyük ve daha kapsamlılarını Ürdün’de Azrak Askeri Üssünü açarak. “Yedekleme Politikası” Yunanistan değildi yani. Yanlış yere baktık ve hala da bakmaya devam ediyoruz. Yedeklendiğimiz bölge için bakmamız gereken yer; Ürdün olmalı. Ki İncirlik Üssünün önemi de Ürdün’de açılan Azrak üssü sonrası kalmadı. Yakındır toplanıp, çekip gitmeleri Adana’dan. İncirlik Üssünün neden açıldığını hatırlayalım. Neye hizmet ettiğini, amacını… Ürdün’de açılan üs aynı amaç ve gayelere daha iyi hizmet etmez mi? Muhakkak ki eder. Yani; Övündüğümüz, “Stratejik Önem” maddesinin üzeri çoktan çizilmiş oldu. Artık en büyük müttefikimiz ABD tarafından o kadar da mühim bir müttefik değiliz anlayacağınız.

Yani ABD’nin Yunanistan’da konuşlanmasının iki amacı vardır; İlki; Gürcistan ve Kırım’ın ilhakı ile genişleme politikası güden Rusya’yı çevrelemek ve Akdeniz’de söz sahibi olmak. Balkanlarda söz sahibi olmak için ya da Türkiye’yi yedekleyerek önemi düşürmek için Yunanistan’a üs açmak kesinlikle planları dâhilinde değildir. Kaldı ki o askeri birimlerle Türkiye’ye karşı bir harekât asla olası değildir. Evet, Türkiye’yi yedeklediler ve stratejik önemi küçülttüler ancak Yunanistan’la değil Ürdün’le. Balkanlarda söz sahibi olup, Rusya’yı çevrelediler ancak yine Yunanistan’la değil Bulgarlar – Romenler ve Macarlarla.

Soğuk Savaş bitmedi ve devam ediyor. Sadece şekil değiştirip, evrim geçirdi. Artık “Nasyonal ve Milliyetçi” fikirler yerlerini “Kapital ve Burjuva Tabanlı” çatışmalara bıraktı. Bu minvalde olaya bakıldığında Rusya’ya karşı verilen bu Soğuk Savaşta en büyük zafer, Rusya’yı çevrelemek ve engellemektir. Ki görünen de ABD bunu başarmıştır. Kuzey Yunanistan’daki üsleri ve Doğu Avrupa’daki konuşlanmalarıyla.

Akdeniz son zamanlarda “Dünyanın Göbek Deliği” olarak anılmaya başlandı birçok uluslararası uzman tarafında. Ve ABD mutlaka burada da söz sahibi olmak için gayret içinde çalışmalarına 2010’ların başında başladı. Bugün ise Güney Yunanistan ve Girit’te kurduğu üslerle de yine bunu başarmış görünüyor.

Bizler ise şimdi Yunanistan’ı kınıyor, ayıplıyoruz. Ancak 2003 yılında Hükümetin sunduğu tezkere mecliste kabul edilseydi biz Yunanistan durumunda olacaktık. Olmadı. Ve sanırım biraz “ciğer mundar” diyoruz.

Yunan Halkı ise ki benim bu konuda yazacak apayrı bir yazım daha olacak ama ABD’nin varlığında hiç memnun değil. Meşhur “Albaylar Cuntasını” Yunan Halkının başına bela eden ABD CIA’sini unutmuş değiller. Sadece Yunan Solcuları değil Yunan Liberal – Muhafazakârları da aynı görüşte. Dedeağaç’ta Dedeağaç nüfusunda çok ABD askeri olması mutlaka ki rahatsızlık veriyordur ancak Yunan Yoldaşların ne yazık ki yapacakları bir şey yok gibi gözüküyor. Miçotakis imzayı attı, kapıları açtı. Ne zaman çıkarlar Allah bilir.

Babam Bayram YILDIZ’ın çok güzel bir sözü vardır; “Evlat, Cola şişesinin girdiği ülke bir daha iflah olmaz.”  der.

Yunan Dostlara “şans” ve Olympos’taki Tanrılarının onlarla olmasını dilemekten başka bir şey gelmiyor elimizden… Ancak onlardan daha fazlasına ihtiyaçları var gibi…