Afrin’de Geciken Hamleler

0

“3. Dünya Savaşı Suriye’de başlamıştır” dediğimde kimi dostlar bu kadar iddialı beyanlarda bulunma demişlerdi. Oysa gerçekten de hemen bitişiğimizde bizim de dahil olduğumuz bir dünya savaşı var.

Şu anda savaşanlar; Suriye, Rusya, Abd, İran ve son olarak da bizim Afrin Harekatını başlatmamız dolayısıyla Türkiye. Hemen hemen tüm Avrupa kentlerinden işsiz güçsüz hayattan ümidini kesmiş her ülkeden insanın paralı asker olup savaşa iştirak etmesi, savaşı büyüten bir etken değil henüz.

Savaşın büyümesine neden olacak hamlelerden birini Beşşar Esad gerçekleştirecek gibi. Esad’ın Kürt gruplarla anlaştığı, merkezi Suriye ordusunun da desteğiyle Afrin’e girecekleri yönünde haberler yansımıştı ajanslara.

İlkin bu haberler yalanlansa da, 40-50 araçlık bir konvoyun Halep’ten Afrin’in güneyine girmeye çalıştığı, ancak açılan topçu ateşiyle bu grupların püskürtüldüğü ifade edilmişti.

Önümüzdeki günlerde daha büyük konvoyla bölgeye giriş yapmaları bekleniyor. Bu bariz tehlike henüz atlatılmış ya da çözüme kavuşturulmuş değildir.

Bu durumda Suriye merkeziyle karşı karşıya gelmek, istemediğimiz kadar baş ağrıtacak türdendir. Çünkü; savaşı edenler hep örgüt düzeyinde kalanlardı. Ne merkezi Suriye ordusu, ne Rusya ne Abd ne de İran ile birebir savaş gerçekleşmedi.

Suriye’ye muhtemel destek gecikmeden İran’dan ve daha uzakta bulunan Çin’den gelecektir. Bu durumda Abd ve İsrail ellerini ovuşturacaklar ve kendi adlarına neticenin yavaş yavaş hasıl olduğu anlamı çıkacaktır.

Küresel ve bölgesel güçlerin günbegün hepsi burada olmaya başlayacak. Bölgedeki satranç oyuncu adedini artırmış, her gün farklı hamlelerin denendiği bir hengamede sürüyor.

7. yılına varan bu krizin bu savaşın en başından beri yapılması lazım gelen hamlesi; madem ki Suriye’nin toprak bütünlüğünden yanayız, oturup Esad ile anlaşmaktı.
Zira Türkiye’nin sınır güvenliği de ve maddi manevi çıkarları da, Suriye’nin Esad yönetiminde toprak bütünlüğünden ve tüm ülkeye hâkimiyetinden geçiyor.

Suriye fiilen şu anda üçe bölünmüş durumdadır. Bu durumun daha da kalıcı hale gelmemesi için gecikilmemelidir.

Dün bu minvalde; Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın; “Şam rejimiyle doğrudan bir resmi temasımız söz konusu değil. Ancak olağanüstü şartların gereği olarak ilgili birimlerimiz, burada kast ettiğim istihbarat birimlerimiz, doğrudan ya da dolaylı belli temaslar kurabilir” dedi.

Geciken doğru bir karardı. Aracıları aradan çıkarmakta ve direk temas kurmakta fayda vardır. Kaybolan sadece zaman değildir, canlardır. Suriye, İran ve destek bulacağı ülkelerle savaşarak bölgeyi daha da içinden çıkılmaz bir çukura çevirmek en azından bu bölge insanının hiç birinin işine yaramayacaktır.

Yazıyı yayınlanmak üzere tamamladığımda ajanslara bir haber daha düştü. Suriye devlet haber ajansı SANA, “Suriye hükümetine bağlı yeni milis güçlerinin Türk ordusuna ve Irak Şam İslam Devleti’ne karşı Kürt savaşçılara destek vermek için Afrin’e vardığını” duyurdu.

Suriye’de her adım mayın tehlikesi barındırıyor. Hareket etmemiz daha da güçleşir örgüt düzeyinden, ülkeler arası savaşa tekabül ederse… Suriye’de devam eden 7 yıllık stratejik hatanın devamında fayda yoktur.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz