Burası Muş’tur, Oyu Yokuştur..! Bütün Oylar Eşittir (ama) Bazıları Daha Eşittir.

4

İstanbul’da 25.000 fark ile itiraz edilen oylar Muş’ta 300 oyla itiraza değer bulunmuyor. Bunun karşılığında insan ister istemez şöyle diyor :
“Bütün oylar eşittir. Ama bazı oylar daha eşittir”.

1984 romanı ile bildiğimiz George Orwell’in en az onun kadar iyi bilinen Hayvan Çiftliği eserinin efsanevi repliği bunu başka türlü ifade eder:
“Çiftlikte bütün hayvanlar eşittir ama bazıları daha eşittir.”

AKP’nin siyaset algısının dünyaya açık penceresi bu sözle çınlar. BM’nin 5 daimi üyesine atıfla “Dünya 5’ten büyüktür” çıkışını yapan hatta bu sözün patentini dahi alan Erdoğan’ın kastettiği de tam budur.

Bütün ülkeler arasında daha eşit olan 5 ülkeye eleştirisini eksik etmeyen Erdoğan’ın, ülke dahilinde ise tekli bir yönetimi ve her zaman ve koşulda kazanan olmayı istediğini gizlemediğini biliyoruz.

“Bütün partiler eşittir ama biz daha eşitiz” felsefesini 25 yıldır tüm seçimleri kazanmanın özgüveni ile alçak sesle herkesin kulağına tekrar tekrar fısıldayan ya da bazen hoparlörden haykıran AKP tercihinin kanıksatıcı lisanına aşina idik.

Seçim döneminde ağırlıkla dünyevi ve uhrevi tehdit ve ödül dili ile başarılmak istenen kanıksanmış bir varoluşun ilanihai devamına ikna olmamızdı. Hatta Nagehan Alçı gibiler bundan zevk almamızın yararımıza olduğunu dahi bize anlatmaya çalıştılar.

AKP’yi az seçmek veya AKP’yi çok seçmek gibi iki tercihimiz olmalı idi. Çok seçersek bizim hayrımıza olurdu.  AKP’yi seçmemek ise zaten gündeme bile gelemezdi.

Bütün bu ahvalin sonunda Kadıköy meydanına uçan daire indi, Boğaz Karadeniz’den Ege’ye değil tersine aktı, güneş o gün doğudan değil batıdan göründü. Bütün kuşlar taşlara tek tek çarptı. Adana/Mersin/Ankara ve tabii İstanbul. Türkiye’nin bütün büyük ilçeleri AKP’ye “NO” derken 25 yıldır artan AKP katmanları adeta 7.8 şiddetinde bir sarsıntı ile fay hattının altında kaldı.

Türkiye’nin 780 bin km2’lik koca coğrafyasının çekim noktalarında AKP buhara karışırken, merkeze uzak çekinik ve silik bölgelerde AKP’nin, liderin deyimiyle “sessiz” bize göre “sessiz bırakılmış” çoğunluğundan gelen destek bu merkezi depremin etkilerini hafifleten ”toplanma sahaları” gibiydi.

Türkiye aslında 3’e bölünmüş gibi. Biri Merkezler. Ülkenin üretimini, hizmetini ve önemli ölçüde tarımını yapan yerler. Buralarda AKP ve ortağı yenilgiyi artırmış durumda.
İkincisi periferi dediğimiz çevreler. Her merkezin çevresi, ve her çevrenin çevresi AKP ya da optimize biçimde MHP ile temayüz ediyor.
Üçüncüsü, HDP’nin etki alanı. İktidarın ve onun bileşenlerinin en azımsama gayretinde birinciyle üst perdeden mücadele ederken hesaba dahi koymaktan imtina ettiği bir rekabet alanı.

Diyarbakır’da %60’ı aşan bir kesafetle kayyumdan emaneti devralan ve 8 ilde daha bunu yapan HDP’nin oylarını en optimize biçimde iktidarın onu yok sayma stratejisine karşı kullanması belli ki iktidar cenahında onulmaz yara açmış.

Bu bölgede Ağrı/Muş ve Şırnak’da elde edilen HDP yenilgisi aslında bu rekabetin dayanağı. Peki gerçekten de yenilgi bu denli net mi? VAR sistemi olsaydı da maç bu sonuçla 9-3 biter miydi?
Pek öyle görünmüyor.

Şırnak’da yaşayanlar, muhtemeldir ki, normal zamanlar geldiğinde seçim gününde yaşadıklarını anlatacaklar. Bir Marquez romanı tadında olacağına kuşku yok yaşananların.

Ağrı için söylenecek fazla bir söz yok. Yine de eski bir CHP’linin kazanırken eski retorikten faydalanıp faydalanmadığını hiçbir zaman bilemeyeceğiz.

Muş için ise söz bitiyor.
Hayvan çiftliğinin bazı oyları gibi Muş’ta da HDP’ye atılmayan oylar neticeye olan katkısı itibariyle fazlasıyla eşit. Muş’ta sayıma yapılan itirazlar adeta nass’a itiraz gibi alınıyor.
Allah kelamına karşı gelmek gibi HDP talepleri geri çevriliyor.

İstanbul’dan Ankara’ya Kırklareli’nden Yalova’ya Türkiye’nin coğrafyaları oya itiraz edenlere en doğal hak sahibi muamelesi ederken iş Muş’a gelince yokuş yapıyor.

“Burası Muş’tur senin iş yokuştur” diyerek seçimleri birkaç yüz oy farkla kaybettiğine dair ikna edilmesi gereken partiye “elindekiyle yetin” deniyor.
Tatvan’daki 3 oy fark için de aynı tarife söz konusu.

Türkiye’nin bütün bölgeleri, bütün yerleri eşit ama iş oya itiraz olunca Muş da Tatvan da daha az eşit.

Bir parti vekilleri hapiste, başkanı hapiste, kalan vekilleri hapis tehdidinde iken katıldığı seçimin en azından adilane olduğunu görmek istiyor. Buna dair gördüğü karşılık ise adaletin eski bir futbol takımı ve parti olduğu şeklinde.
Oysa ki AKP’nin de adında adalet var.
Adalet eski değil. Fazlasıyla güncel.

Orwell’in Hayvan Çiftliğini döne döne okumak lazım. Daha eşit diye bir şey olmadığını daha iyi anlatan hikaye bulamazdık. Ve özgürlüğün bir anlamı varsa bunun insanlara “duymak istemediklerini” söylemek olduğunu da yine aynı eserde okumuştuk.

İnsanlara onları mutlu etmese de doğruları söylemek ve herkesin işimize geldiğinde değil, her vakit eşit olduğunu anlamak ve anlatmak için buna ihtiyacımız var.

Muş’u yeniden sayalım.
Tatvan’ı yeniden sayalım.
İktidarın gücü çok.
İsterse yine kayyum atasın.
Ama doğruya ihtiyacımız var.
Doğrunun bize ihtiyacı yok, bizim var.
Ekmek ve su kadar var (nokta)

4 YORUMLAR

  1. Bahsettiğiniz yer Tatvan değil, Malazgirt olmasın?

    Ayrıca asıl yokuş bağımsız adayın önüne kondu. Bazı kanallarda bağımsız adayın kazandığını gösteren sonuç doğruydu, oyları uçurdular. Tabi bağımsız adayın kimsesi yok ve ayrıca cumhur ittifakını iplemeyip aday olduğu için (aslen mhp’li) ona sahip çıkmayı bırak, köstek de olundu.
    Asıl o adam kazandı.

  2. çekinik ve silik öylemi…. İstanbul tercihini Veysi beylere göre yapınca bilinçli tercih…. ben elazığ da tercihimi yapınca çekinik ve silik…. bravo….. kafanın arkasındakileri saklamadan yazacak kadar cesaretin olsa yeter. sütrenin arkasından (hendeğin mi demeliydim) ateş etmeyi en barışçı ve en demokrat yoldaşlarından mı öğrendin.

  3. Hdp nin siyasetle ne zaman işi oldu hendekler kazılırken, bölgecilik ,gölgecilik oynayanlar şimdi siyasettenmi bahsedecek, tamam oylar düzgün sayılmalı ama daha önce Terörü savunanların seçime sokulmamaları gerekir , artık sahtekarlığa bir son verilmeli ,o kadar şehit verilirken bunlar ne yapıyordu, ülkenin Terörü destekleyen sahtekarlara ihtiyacı Yok

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz