Buz Dağının Görünen Kısmı; “Meis Adasında ki Askeri Şov” Peki ya Görünmeyen?

4

Dün öğlenden sonra Fransız Haber Ajansı AFP tarafından, Yunanistan Silahlı Kuvvetlerine ait bazı askeri üniformalı personelin, Antalya Kaş’a 2,8 Mil uzaklıktaki Meis adasına “Turistik Feribotlarla” çıktıklarını duyurdu ve bazı fotoğraflarla da bu iddiasını destekledi.

Ardı arkası yapılan açıklamalar, Dış İşleri Bakanlığının beyanatları hatta birkaç yerde gösteri yapıldığını dahi duydum.

Komik geldi bu bana. Hem de oldukça komik.

Yunanistan ve Yunanistan Silahlı Kuvvetleri çok uzun zamandır bunu yapıyordu zaten. Daha yeni öğrenmişiz gibi tepkiler vermemizdi komik olan.

Lozan Antlaşmasına göre; Limni, Semadirek ve Doğu Ege Adaları (Midilli, Sakız, Sisam, Nikarya) ile On İki Ada’da (Stompalya, Rodos, Kalki, Skarpanto, Kasas, Piskopis, Misiros, Kalimnos, Leros, Patmos, Lipsos, Sömbeki, İstanköy ve bağlantısı olan adalar ile Meis Adası) Kolluk Kuvvetleri dışında silahlı kuvvet bulundurmak yasaklanmıştı. Peki, bu yasak ne kadar uygulanıyordu? Hiç. Çünkü yukarıda dediğimiz gibi Yunanistan sadece bu adalara değil Ege’deki çoğu adasına silahlı kuvvet çıkarmıştı ve hala daha da çıkarmaya devam ediyor.

Bu ilk olarak 2006 yılında Ege’deki birçok adada bulunan Yunanistan Silahlı Kuvvetlerine bağlı Askeri birliklerin fotoğraflanmasıyla “resmi” olarak ortaya çıktı. Ancak Yunanistan bu hazırlıklarını 1986’dan beri yapmaktaydı.

İlk olarak Sisam Adasının batısında bulunan küçük bir ada olan Ahikerya (İkeria) adasında bakmak lazım. Karavostamo köyünün batısında ki Aris bölgesi denilen kısımda Yunan Deniz Kuvvetlerine bağlı olarak Savaş Gemilerinin yakıt ikmali, lojistik destek ve mühimmat tedariki yapabilecekleri bir istasyon bulunmaktadır. Ve bu bir turist olarak o bölgeden geçerken bile fark edilmektedir. Etrafı tel örgüler ve silahlı güvenlik güçleri tarafından korunan bir kaya / mağara oluğu. Amaç? Onu bilmem ama önemi şudur; O istikametten gelecek olan Deniz taarruzunda oldukça kritik bir yerdedir İkeria adası.  Bu yakıt ve ikmal depolarında sadece yakıt mı vardır? Bunu kimse bilemez. Aynı adada “İkeria Ulusal Hava Alanı” bulunmaktadır. Peki, bu havaalanı biraz incelendiğinde neden sivil kıyafetli Yunan güvenlik görevlileri aşırı tepki vermektedir? Kamuya açık, sivil bir havaalanı ve bende çok zengin bir turist olarak jetimin oraya inip inmeyeceğini kontrol etmek istiyorum. Neden bu kadar kızıyorlar? Bırakın fotoğraf makinasını cep telefonuyla bile yaklaşamıyorsunuz oraya? Neden? İçeride ne vardır? Görülmemesi gereken ve yasaklanmış ne bulunmaktadır da bu kadar tepki verilmektedir? Google Earth’ten baktığınızda o küçücük havaalanında birçok hangar olduğunu görürsünüz. İkeria Adasının nüfusunu düşününce de bu durum hiç mantıklı gelmez. Buraya kadar magazinsel delillerdi ancak bundan sonrası pek öyle sayılmaz.

İkinci kritik noktamız; Lipsi Adası… Yunan adaları içinde Turizm bakımından oldukça montanlı bir ada olmakla birlikte coğrafi özelliklerine bakıldığında Türkiye içinde kritik düzeyde sayılabilir. Adanın Katsadia Halk Plajının Kuzey tepelerinde (Xoklesi Kilisesi bölgesinde) altı tane ikmal ve mühimmat hangarı bulunmakta ve bu hangarlar 7/24 Yunan Silahlı Kuvvetleri tarafından gözetlenip, güvenliği sağlanmaktadır. Bölge incelendiğinde kara ve deniz yoluyla ulaşımın çok zor olduğu görüldüğü için bu hangarlardan ulaştırma ancak helikopterlerle sağlanabilir. Hangarlar da ne vardır? Didim’e çok yakın olan bu ada neden seçilmiştir? Hangi durumlarda kullanılacaktır? Basit sorular…

Diğer ada ise yine Didim’den çok rahatlıkla görülebilen Bulamaç (Farmakonisi) adasıdır. Oldukça küçük bir adadır. Adada 70-80 kadar insan yaşamaktadır. Ancak adanın Batı sahili dikkatle incelendiğinde, Nepios Nezonokia yürüyüş parkın altındaki kayalıklara bakıldığında orada yine Yunan Deniz Kuvvetlerine ait denizaltılarının rahatlıkla gizlenebilecekleri belki de gizlendikleri, planlı ve oldukça dikkatle hazırlanmış su altı kaya / mağara hangarları bulunmaktadır. Şuan orada denizaltı var mıdır bilinmez ama orası Didim’den yüzerek karşıya geçebileceğiniz bir mesafededir.

İleryoz (Leros) Adası. Bu ada Lozan antlaşması ile silahlandırılması tamamen yasaklanmış bir ada olmasıyla öne çıkar. Ama komşumuz Yunanistan bunu ne kadar dinler? Bodrum’a çok çok yakın olan İleryoz adasında Yunan Silahlı Kuvvetlerine ait birçok birim göze çarpmaktadır. İlki; Adanın Doğusunda bulunan Yunan Askeri Müzesinin kuzey bölgesinde ki ormanlık ve dağlık arazi içinde bulunan, havadan görsel olarak seçilmesi oldukça zor, 3 tane Deniz Komando Taburu bulunmakta ve tam teşekküllü olarak orada konuşlanmış durumdadırlar. Kolluk kuvvetleri hariç adada tabanca bile bulunması yasakken 3 Deniz Komando Taburu? Oldukça ilginç. Bu taburlara her gün Leros merkezinden sivil araçlarla erzak taşınmaktadır. Leros merkezinden sahilden doğuya doğru devam edip, Askeri müze yoluna dönüp düz ilerlediğinizde Deniz Komando Taburlarının nizamiyelerine gelmiş olursunuz. Ancak ne yazık ki Leros adasındaki tek askeri birlik burası da değildir. Adanın kuzey burnunda bulunan ve sadece özel amaçlarla kullanılan Havaalanında tam 8 hangar bulunmakta ve bu hangarlara zaman zaman Yunan Hava Kuvvetlerine bağlı F-16’lar iniş yapıp, bir süre durduktan sonra sortilerine devam etmektedirler. Hangarlar da neler vardır? Kamu havaalanında askeri hangarların ne işi vardır? Yunan Hava Kuvvetlerine bağlı 70 Subay – Astsubay orada ne yapmaktadır? Evet, burası bir “Yedek Meydan Komutanlığıdır” Yani bir savaş ya da olağanüstü durumda uçaklar rahatlıkla inip – kalkıp, mühimmat, lojistik ve ikmal destekleri alacakları bir üstür. Bir nevi hemen Bodrum’un dibinde sabit bekleyen uçak gemisi. Ama sorarsanız orada asla bir tek mermi bile yoktur.

Müslüman Türk nüfusunun oldukça fazla yaşadığı ve Yunanistan’da aktif olarak kullanılan camilerin en yoğunlukta olduğu İstanköy adası. Evet, burası da Lozan antlaşması gereği silah bulundurulması yasaklanmış bir adadır. Ve Yunanistan’a göre bir tane mermi bile yoktur. 5o.ooo’in üzerinde nüfusun yaşadığı, meşhur hekim Hipokrat’ın da zamanında burada yaşayıp öldüğü iddia edilen o meşhur ada… Burada basit bir “Yanılsama Taktiği” uygulamaktadır Yunan hükümeti. Evet, İstanköy’de silah yoktur ama adanın hemen güneyinde Volkanik bir ada olan Sakarcılar Adasında; Yunan Deniz Kuvvetlerine bağlı 6 Firkateyn ve Kruvazör hazır halde beklemektedir. Ada, Datça yarım adasına birkaç mil uzaklıktadır. En son yapılan ortak Yunan Deniz Tatbikatından adanın ne kadar önemli olduğu gözler önüne çıkmıştır. Türkiye için ada “Gri Bölgede” ilan edilip, egemenlik kısmı tartışıla dursun Yunanistan adada çoktan askeri birliklerini konuşlandırmıştır. Herhangi bir savaş durumunda Sakarcılar Adasından bir savaş gemisinin Datça’ya gelmesi için gemi kaptanının kahvesini bitirmesine bile zaman kalmayabilir. Bu adada bulunan “Dodakanisos Feribot İşletmesi” özel bir teşebbüs gibi gözükse de kuruluş aşamasında Yunan Devletinin / Yunan İstihbaratının var olduğu, feribot işletmesine ait olan depolarda birçok askeri seviyede malzeme – mühimmat ve akaryakıt saklandığı tahmin edilmektedir.

Ve son olarak; Sömbeki (Simi) Adası. Burası da Lozan Antlaşması ile silahsızlandırılmış olması gereken başka bir Oniki adadan biridir. Datça / Bozburun Limanına 10,4 mil uzaklıkta diğer adalara göre oldukça tenha ve birçok sahiline, bölgesine sadece deniz yolu (botlarla) ile ulaşabileceğiniz “bakir” sayılabilecek ve çokta güzel coğrafyaya sahip Oniki adalar zincirinin son halkasıdır. Türkiye Anakarasına en yakın adalardan biridir. Adada yaklaşık 2,500’ün üzerinde, balıkçılıkla geçinen yerli halk yaşamaktadır. Adaya Bodrum’dan günü birlik turlarla rahatlıkla giriş yapabilirsiniz. Bence gezilip görülmesi gereken bir yerdir. Ama her yeri değil! Adanın en güney ucunda bulunan, Panormitis köyünü tavsiye etmem mesela. Zaten karayoluyla gitmeniz imkânsızdır. Zorlasanız bile gidemezsiniz. Çünkü bir yol yoktur. Günde bir kere motor kalkar Simi Kasaba Merkezinden hepsi o. Ve o motorda da pek hoş karşılanmazsınız. Türk olmanızla ilgisi yoktur bunun. Genel olarak turistler sevilmez. Çünkü motoru kullanan sivil kıyafetli bir Yunan Deniz Astsubayı olabilir. Türlü bahanelerle sizi almak istemez. Ne kadar para teklif ederseniz edin kabul etmez. Yüklüce erzakını motoruna istifler ve yavaş yavaş gözlerden kaybolur. Ve işte bu motorun son durağı Panormitis Köyüdür. Eğer ki köyün uydudan fotoğrafına bakacak olursanız tabii ve doğal bir liman gibidir. Hatta bence dünya üzerinde oluşmuş en güzel doğal yollarla korunan limanlardan biridir. Eğer gemileriniz karadan gidemiyorsa oraya girmeniz çok ama çok zordur. Silahlandırılması yasak olan bu adada Yunanistan Deniz Kuvvetlerine ait bir alay deniz piyade askeri ve 200’ün üzerinde subay / astsubay “resmi tayinli” olarak görev yapmaktadır. Er ve Erbaş statüsündeki askerleri Atina’da kısa bir süre “İstihbarat ve İstihbarata Karşı Koyma” Kursu gördükten sonra adaya gönderilmektedir. Bir Alay asker burada ne yapmaktadır? Bozburun Limanına bu kadar yakın bir coğrafya da neden konuşlanmıştır? Ve evet, şimdi tekrar soralım, Sömbeki Adasında hiç silah yok mudur?

Ancak tüm bu yazdıklarım bilinirken, gizlilik önemi kalmamışken hatta ulusal bir çok basında yıllardan beri işlenirken kalkıp da bir film çekimi için gelmiş gibi Meis adasına çıkıp, poz vermiş “kamuflaj / askeri kıyafet” giymiş insanlar için bu kadar yaygara koparılmasını anlayamıyorum? Yunanistan sistematik olarak Ege’deki birçok adaya asker çıkardı, üs haline getirdi hatta yedek meydanlar kurdu. Her biri birer uçak gemisini aratmayacak düzeye getirilen adalar ve kayalıklar oluşturdu. Ve bunların hepsini gözümüzün önünde yaptı. Bunlara hiçbir tepki verilmemişken “Neden şimdi?” , “Neden bu kadar besili Öfke?” , “Neden bu kadar polemik?” ve “Neden bu kadar gündem oluşturdu?” Bizler zaten bu yazdıklarımı her yerde yazan, konuşan, söyleyen insanlarken (ki bende bu konuyu daha önce bu köşede işlemişken – bazı basın yayın organlarına röportaj vermişken) kimse okumadı mı, okumak mı istemedi yoksa okuyupta ciddiye mi almadı? Bunları anlamak gerçekten çok zor.

Meis adasına çıkan ve fotoğraflanan Yunan Askerleri, Yunanistan’ın Ege Denizindeki adalara askeri konuşlanmasını gösteren en masum karelerden biridir. Detaylı incelenirse çok daha kritik, çok daha jeopolitik olarak hassas ve çok daha tehlikeli bölgelere, askeri olarak ciddi önem arz eden birlikler konuşlandırdıkları görülecektir. Meis adasında fotoğraflanan “şov” buz dağının sadece görünen kısmıdır. Dibe indikçe çok daha büyük olduğu rahatlıkla tespit edilecektir.

4 YORUMLAR

  1. Öncelikle tebrik ederim serkan bey. Başarılı bir yazınızı daha okuduk. Yerinde ve mantıklı tespitler. Akıllıca işaret etmeler. Benim fikrim meis adasındaki bu hadsizliğin bu kadar abartılmasındaki sebep bence artık halkımızın ülkemiz için ülkemizin arkasından çevrilen bu dolaplara tahammülümüzün kalmadığının bir göstergesidir.

  2. her zaman ki gibi araştırmaya dayalı bir yazı.dediğiniz gibi bunları bizim istihbarat örgütlerimiz bilmiyormu.siz bildiğinize göre elbette biliyorlar.garip olan şu biz yunanistanla nato üyesiyiz.
    yunanistana nato haricinde bir saldırı olsa biz askeri olarak yunanistana yardım etmek zorundayız.aynı şekilde yunanistanın hamiliğine soyunan fransa içinde bu geçerli.
    akp iktidarı zamanın da yunanistan adaları silahlandırmayı hızlandırdı.askeri uzmanlar uyarı yazıları yazdılar.iktidar medyası yazarı olmadıkları için kaale alınmadılar.
    ne demiş ziya paşa;
    idraki meali bu küçük akla gerekmez
    zira bu terazi bu kadar sikleti çekmez.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz