Demokrasi Kazandı

1

Demokrasi dediğimiz lastiğin sübapı Chp’de, genel başkanlık makamını iki adaydan hak eden kazandı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanmasından mutlu oldum kendi adıma. Neden? 

Çünkü; ülkenin beka sorununun bu kadar çokça tartışıldığı tek bir dönem vardı. O süreç Osmanlının sona erdiği ve yeni bir ülkenin doğduğu Türkiye Cumhuriyeti’ne gidişin dönemiydi. Şu anda yaşadığımız süreç de böylesine ehemmiyetli bir süreçtir.

Sayın Muharrem İnce; iddialı ve nüktedan birisidir. Sert demeçleriyle ipin ucunu kaçırır ve kimilerinin beklediği süreç canlanır, memleket iyice karışabilirdi.

Sayın Kılıçdaroğlu; güzel konuşan, dürüst, son derece aklıbaşında, güven telkin eden aklıselim biridir. Her türlü gerginlikte sakin ve mütevazi kalabilen bir İstanbul Beyefendisidir.

Devlet Adamı ahlakıyla, daha itidalli davranarak ülkeyi bir uçuruma taşımadığına hep birlikte şahitlik ediyoruz.

İktidar olmanın yaşattığı herzeleri; “Kılıçdaroğlu hükümetinde ya da Başkanlık sisteminde yaşar mıydık?” diye çok merak ediyorum.

Bir kere o ”koltuk”ta efsunlu birşeyler var, bunu hepimiz biliyoruz. Ülkenin başına geçmek baş döndürücü birşey olsa gerek ki 180 derecelik bir değişime uğruyorlar koltuk sahipleri. Elinin altındaki nimetlerden posasını çıkarana kadar yararlanıyorlar. Birkaç senelik o iktidarlık durumunu mümkün olduğunca sömürmeye; etinden, sütünden, derisinden faydalanmaya çalışıyorlar.. 4-5 sene içinde yaptın yaptın.

Bir de bunu 15 sene iktidar mantığıyla düşünsenize!!!

Tam 10 yıl önce; kendisini yolsuzluk yapmak ve Dersim isyanıyla meşhur Tunceli’de doğmakla suçlayan Zaman gazetesine; 

“Devletin bütün kurumlarını Akp harekete geçirdi. Arayabilirler, sorabilirler. 27 yıl kamuda, çeşitli Bakanlarla, bizzat Başbakanla, rahmetli Turgut Özal’la çalıştım. Bütün hepsinin geldiği nokta, babamızın bir sözü vardı o da, ‘boğazınızdan aşağı haram lokma inmesin.” Eğer, boğazımdan haram lokma geçmemişse neden korkacağım ki?” diye cevap vermişti Kılıçdaroğlu.

“Hiç meraklanmasınlar, ben mal varlığını açıklamış bir kişiyim. Her şeyimiz meydanda zaten. Varlıklı bir aileden de gelmiyorum. Ne yapabilirler? “Dersim isyanı ile meşhur Tunceli’de doğan, orda doğan diyebilirler, ancak” demişti.

Hürriyet gazetesi “Annenizin adı Yemuş, Ermeni misiniz?” sorusunu yöneltmişti kendisine. Güneş gazetesine verdiği röportajda son yılların en güzel ayarını veren şu cevabı kondurmuştu:

“Anneme Ermeni bana da Kürt-Alevi diyebilirler, ama hırsız diyemezler.”

Hala particilik yapıp yolsuzluğun savunmasını üstlenenlere kapak olsun diyorum..

10 yıl önce; Kılıçdaroğlu’nun ilk olarak Şaban Dişli’nin rüşvet olayını ortaya çıkarmasından, Dengir Fırat’ın hayali ihracatını gündeme getirmesinden ve bu isimlerin karşısına çıkmasından sonra cevap veremeyecek duruma düşmeleri, o dönem Akp’yi çok kızdırmıştı. O tarihten beri, Kılıçdaroğlu ile ilgili elle tutulur, dişe dokunur, gözle görülür bir açık araştırılıyor. Şu vakte kadar bulunabilmiş değil. Ki Muharrem İnce’nin kendisi de dün kurultay konuşmasında Kılıçdaroğlu’nun bu hakkını yüksek sesle dillendirmiştir.

“Kemal Abimiz; haram yemez” demiştir.

Dürüst siyasetçilerini harcamaya alışık olan ülkemizin hazımsızlığıdır Kılıçdaroğlu. Maksat bağcıyı dövmek olunca, hırsızın hiç bir suçu kalmıyor ne yazık ki. Hele ki, günümüz algı yönetimiyle!!!

Türk insanın bir siyasetçide alışmadığı tarzda konuşması, yani bağırmadan, hakaret etmeden, karşısındakini rakip görüp aşağılamadan ortaya koyduklarının gerçekliğinden şüphe etmeyi gerektirmez. 

Tartışma adabını bilen bu medeni insana; yürüdüğü yolda başarılar diliyorum ve teşekkür ediyorum kendisine, Türk siyasetine bu türlü bir bakış açısı da getirdiği için…

1 Yorum

  1. Gerçekten mi Veysi Dündar bey, sizin Kemal Kılıçdaroğlu dediğiniz kişiyle bizim tanıdığımızı sandığımız kişi aynı kişi mi diye sorguluyorum yazının devamında. Şakamısınız siz ? Ocakmedya çatısı altında siz artık tarafsız falan değilsiniz böylece ilan etmiş oldunuz. Özgür gazetecilik ha.. peeeh.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz