- Mezhepçi(!) Siyasetin Sonu - 11 Mart 2023
- Meşruiyet Listesi ve Ortak Politikalar Mutabakat Metni - 1 Şubat 2023
- “O Gidenler de Hep Senin Gibiydiler” - 11 Aralık 2022
Yumuşak gücün etkili silahı olan sanat ve sinema, bir süredir oldukça açık ve aleni şekilde televizyon dizilerinde hüküm sürmeye başladı.
Her hafta üç dönem arasındaki “vatansever” ve “vatan haini” örneklerini izlemeyi sürdürüyoruz.
Öyle ki, artık dizi karakterlerinin senaryolaştırılarak ekranlara taşınan sözleri, ifade ve söylemleri, tamamen günümüz siyasilerinin düşünce, söz ve ifadelerine dayanmaya başladı.
“Diriliş – Ertuğrul”, “Payitaht – Abdülhamid” ve “Vatanım Sensin”…
Perşembe günü “Vatanım Sensin”de Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Vekili İsmet Bey (Paşa) diziye girdi. Girdi ama merak ediyorum, İsmet Paşa’nın dahil olduğu konu ve yaşananları, izleyiciler günümüzdeki hangi gelişmelerle benzeştirdiler acaba?
Dizide yer alan milli mücadeledeki efelerden “Dağıstanlı” karakterini, Çerkez Ethem olduğuna dair yorumlayan kimilerine göre, bugüne ait güncel girişimlerle de benzeştirmek ve tarihimizle uyarıda bulunmak istemiş olamaz mı Vatanım Sensin’in senaristleri ve yapımcısı..!
Ben şahsen böyle yorumluyorum. Onun için de zaten bu yazımın başlığını “Diziler Savaşı” olarak verdim.
Son birkaç yıldır algı operasyonlarının ve yumuşak gücün sanatsal yansımasını izliyoruz..
“Muhteşem Yüzyıl” ile özellikle başlayan, sonrasında giderek sertleşen ve alenileşen bu yumuşak güç akımı, TRT’nin “Bir Zamanlar Osmanlı Kıyam”ı, “Filinta”sı ile karşılık bularak başlamıştı kanımca.
Geçen yayın döneminden itibaren de malumunuz olduğu üzere TRT’nin “Diriliş” ve “Payitaht”ına karşın, Kanal D’nin “Vatanım Sensin”i sadece reyting mücadelesi vermekle kalmıyor, tamamen günümüz iç politikasının sözcülüğü ve karşıtlığını ekranlara yansıtıyorlar…
Ertuğrul’u gördüğümüz kadar, Gündoğdu’yu, Dündar’ı ve de Kurdoğlu’nu da görüyor, anlıyor ve karşılaştırıyoruz bugünlerimizle. Kimin Ertuğrul, kimin Gündoğdu, kimin Bahadır bey ve kimin ise özellikle Kurdoğlu olduğunu da seçemiyoruz gerçek hayatta.
Çünkü orası biraz karışık ve yorum farkı var. Bu kadar sıradanlaştırılan “vatansever” ve “vatan haini” sözleri olursa, olacağı da bu olur!
Gelelim Vatanım Sensin’de geçen hafta yaşananlara ve İsmet Paşa’nın sözlerine!
Bizzat Ankara Hükümeti ve Mustafa Kemal tarafından milli mücadele için düzenli orduya katılmaları istenen “Dağıstanlı” ve efeleri, son anda bir “kibir” ile düzenli orduya katılmaktan vazgeçtiği gibi, kendisine rütbe takmak üzere gelen düzenli ordunun Yüzbaşı’sının emrindeki erlerin bir kısmını, üniformalarını çıkarttırarak kendi saflarına kattı…
Kattı ama Miralay Cevdet‘e İsmet Paşa’nın verdiği emir ve Dağıstanlı hakkındaki hükmün gerekçesi tam da içinden geçtiğimiz bir konuya ait tarihi bir uyarıydı kanımca. Tabii bir izleyici ve siyaseti naçizane takip eden bir vatandaş olarak…
Dağıstanlı ile ilk buluşmasında, askerlerini geri isteyen İsmet Paşa diyor ki:
“Hep birlikte milletçe harp etmekteyiz… Neyin ordu olup olmadığını sen de bilirsin. Bir orduda nizam bozulursa, sonrasının geleceğini de bilirsin!… Bazen konuşmak lüzumsuz oluyor! Bundan sonra olacaklardan sen mesulsün! ”
Miralay Cevdet ile konuşmasında;
“Öldürdüler Osmanlı’yı. Osmanlı’yı dünyaya kapatıp, içini boş bir hayale çevirenler öldürdü. İkbal hevesiyle Sevr’i, Mondros’u imza edenler öldürdü. Selanik’te seni sırtından vuranlar öldürdü. Bu vatana yeni fikirler lazım.”
Mustafa Kemal’e sordum: “Her biri baştan aşağı silahlı. Hepsinde bir kibir. Azamet. Memlekete hakim olan, onlar mı? Yoksa biz miyiz?”
Mustafa Kemal’in cevabı: “Biziz. Zira akıl bizdedir.”
* * *
Senaristlerin de işleri zorlaştı. Siyasi gündemi ve söylemleri takip etmeleri, bazen talimatları ve hatta konuşma metinlerini dahi başkalarından almaları gerekiyor!
Bazen de algıya karşılık algı mücadelesine katkı sunmaları, toplumsal uyarıların sanatsal dillerini kullanmaları gerekiyor…
Ben Vatanım Sensin’in son bölümünde, İsmet Paşa, Dağıstanlı ve Miralay Cevdet arasındaki diyalogların, günümüzün önemli bir siyasal konusu olan 696 sayılı KHK ve içeriğindeki 121. maddeye karşı bir uyarı olduğunu düşündüm açıkçası.
Muhalefet; CHP, SP, İYİ Parti, HDP, hatta MHP’den bazı kesim ve isimlerle ikaz ediyor!
Barolar ikaz ediyor!
Aydın kesim ikaz ediyor!
- Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ikaz ediyor!
Vatanım Sensin de kendi üslubu ile ikaz ediyor!
Sonuç; diziler savaşı devam edeceğe benziyor…