Einheimisch und National / Yerli ve Milli

0

3. MC ya da bilinen adı ile Cumhur İttifakı’nın bir mottosu var. “Yerli ve Milli”. Almancasını çevirip başlığa ekledim. Umarım hata etmemişimdir. Bir kaç kez kontrol ettim.

Mesut Özil’in Almanya’da kendisine yönelik eleştirilere karşı yaptığı çıkış ülke genelinde sitayişe mazhar oldu. Lakin Almanya’da yaşayan bir Alman için Mesut’un söylemleri gayetle eleştiri konusu olabilir.
Mesut’un tavrı ne yerlidir, ne de milli… Tabii bu Alman milliyetçisi için geçerli bir açıklamadır.

Mesela bolca devlet reklamı alabilen bir gazete yazarına bakacak olursak Fazıl Say dünyaca ünlü piyanist olmuş ama yerli ve milli olamamıştır.  Doğma büyüme Türk olmasına rağmen yerli olamayan Fazıl Say mazallah kökende Alman olsa başına neler gelirdi acaba? Yerli-millinin anlamına içerdiğine dair yine bol reklamlı bir diğer gazetede ekli tanımlama yapılmış idi. Her nekadar karpuz ve domates gibi biraz tartışmaya açık metaforlara yer verse de aydınlatıcı bir yazı. Yalnız bu yazıya baktığımızda Alman için yerli-milli Haç, İncil, Kutsal Kase, Katedral vs oluyor. Mesut’un forması miili ama onun da göğsünde hilal değil Alman Kartalı var! Bir diğer reklam alan gazetede yerli ve milli üzerine aldığımız bilgiler oldukça kafa karıştırıcı olsa da göz atmaya değer.

Yazarın AKP seçim beyannamesi tadındaki açıklamaları belki kendisini tatmin ediyordur ama, Mesut Özil, açıklamasında, “görüşmemiz politikaların onaylanması anlamına gelmez” diye özellikle ifade etmiş maalesef. Bu da tam dikiş tutmamaktadır.

Örnekleri çoğaltmak mümkün. Ancak görülen o ki, Ak Parti/MHP’nin yerli-milli söylemi Mesut Özil’in yaşattığı bu süreçte tel tel dökülen bir kadayıf kıvamına gelmiştir. Esasen yerli-milli diye dayatılan söylemin açık ve net olarak soğuk savaş döneminden kalma anti komünist partinin (ki pu parti MC+askeri rejimler diye de özetlenebilir) anakronik vücut bulmasından öte değildir gerçekte.

Hiç bir temele ve nesnelliğe dayanmadan ayaksız baş gibi gezen bu yerli-milli söyleminin Almanya’nın yüksek siyasetine posta koyan Mesut’tan alacağı çok ders vardır.

Rahmetli Hrant Dink’in delik ayakkabısı ile cansız uzanan bedeni, Tahir Elçi’nin kim vurduya gidişi bu ülkede farklı ses edenlerin uğradığı acı felaketlerin ve bu felaketleri yargılamakta hala çekinceler hisseden aklın sorgulanmasına vesile olmamıştır.

Mesut Özil’e destek için 25 Bin Almanın Münih’te toplanması yerli ve milli tavrın ayaklar altına alınması değilse nedir? Irkçılık ile yerli millilik arasındaki sınır bazen hiç de sandığımız kadar uzak değildir.

Türkiye uzun süren soğuk savaşın ötekileştirici dilini artık bırakmalıdır. İktidarı protoplazmasına kadar özümseyen Ak Parti bunu ideolojik iktidara tahvil etme gayretinin zamanın ruhuna aykırı olduğunu ayırt etmelidir. Farklı dile bile çevrilemeyen yerli-milli kavramının Mesut’un şövalyece çıkışı ile alaşağı olmasını hazmetmelidir.

Seçmenlerinin akademik altyapısı da dikkate alındığında böyle bir siyasi iktidar için en uygun tavır ideolojik uçlardan kaçınmaktır. Belki o zaman Mesut Özil de bir daha hiçbir zaman atalarının yaşadığı ülkenin Başkanı ile aynı karede göründüğü için kimse tarafından suçlanmayacaktır.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz