Emeklilikte Yaşa Takılanlar ve Sn. Arzu Erdem, Çaresiz Değilsiniz. Çare Drogba!

1

Bundan yaklaşık 15 gün önce kaleme aldığım yazı, her ne kadar “Emeklilikte Yaşa Takılanlara” dair olsa da şahsımın bu konu ile hiç bir bireysel alışverişi yoktu.

Sosyal Medyada bolca etkin olduğunu gördüğüm Emeklilikte Yaşa Takılanlara dair Sn. Arzu Erdem’in büyük bir ilgi toplayan yasa önerisi gündeme gelince bir değerlendirme yapmak istedim. Kişisel olarak ne emeklilik beklentim vardı ne de ölene kadar çalışmaktan başka bir öngörüm. Ömrümüzü verdiğimiz sinema sanatı maalesef sosyal güvence açısından hiç de parlak değil (!) Her neyse konum kendi gelecek kaygılarım değil efendim.

Yazımın neşrini müteakip sosyal medyada şahsıma yönelik tarihin çöp kutusuna atılmam gerektiği üzere Sn. Arzu Erdem’e şikayetler olduğunu gördüm. Emekilikte yaşa takılanların maalesef kendi dertlerini dünyadaki yegane mesele olarak addettiklerini, fanusta yaşadıklarını anladım. En azından bir kısmının. Sosyal ve ekonomik altyapının ülkeyi taşıdığı ortamda Hükümeti (ki bu defa Bakanlar Kurulu meclis aritmetiğinden söz etmiyoruz, basbayağı bir kişinin paşa gönlünden bahsediyoruz) bu mevzuda iknanın hiç de kolay olmadığını ifade etmiştim oysa ki.

Bir bakıma Emeklilikte Yaşa Takılanlara hem aşırı umuda girmeyin, hem de durumun bütün bileşenlerini bilin diye mesaj vermeye gayret ettim. Bilmek mutsuzluktur aforizması bu ülkede her alanda olduğu gibi bu alanda da son derece geçer akçe ki bilgi düşünce analiz ihtiyacı duymayanların tepkisine mazhar oldum.

Olsun. Canları sağolsun. Benim kaygım olayları mümkün mertebe objektif ve mevcut siyasi iktidarın bakış açısının dışında aktarmak. Malum siyasi iktidar cenahında 25 gazete 15 televizyon 105 yazar hergün iktidarın ne kadar mükemmel olduğunu anlatıyor. Bana bu dalda ihtiyaç bulunmuyor. Aynı sözleri tekrar duymak isteyenlere hitap etmediğime şüphem yok.

Sonuçta dün itibariyle Arzu Erdem’in çaresizliği mi dersiniz, meşhur masaldaki kabağa dönen at arabası mı dersiniz, İbrahim Kalın sözlerinde hayatın gerçekliği Emeklilikte Yaşa Takılanların ruhlarında dondurucu etkisi tahakkuk etti.

Ben dememiş miydim diyecek değilim. Zaten benim dediklerim birebir oldu da demiyorum. Bunu diyen kendine akıl hastanesinde oda rezerve etsin. Ama öngörülerimizle örtüşen bir durumun ortaya geldiğine şüphe yok.

1999’da getirilen düzenleme ne 2001, ne de mevcut 2018 krizlerini önlemeye yetmese de düzenlemeyi kaldırmanın krizin etkilerine olumlu katkı sağlamayacağını ifade etti Sn. Kalın. Maliyeye maliyet gibi redifli bir kafiye de kurdu. Çok eğlenceli konuşmalar belagat örnekleri sergiliyor Sn. Kalın. Bu da onlardan biri oldu. Tabii tam yapısal reform yapacakken ortadan kaybolan ve kendisinden haber alınamayan Sn. Mehmet Şimşek’in zamanında çerez çekirdek parası dediği kiralık arabaların bile tartışıldığı günlerdeyiz. Bu çok normal.

Gel de sen bunu emeklilikte yaşa takılana anlat. Ama anlatma derdi yok, neticede başkanlık sistemi. Başkan ne derse o olacak. Kriz olmasın diye emekliliği ileri atılanlar, kriz oldu diye haklarını geri alamıyorlar. Buna katılımcı demokrasi deniyor. Katılım halkta, demokrasi yönetimde.

Her neyse o kadar da karamsar olmayalım. Gelelim yazının başlığına. “Çare Drogba” dedim ya, açıklayayım.

Çare var mı ve varsa çare niye Drogba?”

Malum Drogba Afrikalı bir diğer ifade ile zenci (siyahi). Bu ifadeyi kullanmak çok doğru değil biliyorum, ama siyaseten kullanıyorum. Anlatayım. Zenci kategorik bir ifadedir. Mesela bir zamanlar Akparti cenahı da kendini zenci olarak tanımlamış, ikinci sınıf vatandaş olmanın metaforu olarak kullanmıştı. Bu günler geride kaldı. Akparti artık WASP, Beyaz Türk. Bu konuda seçimden önceki tartışmaya dair yazımız da çok eski değil aslında. İşte eğer Sn. Erdem liderini ikna eder ve günümüzün siyasetinin zencisi konumundaki HDP’nin desteğine MHP sırtını dönmezse, Emeklilikte Yaşa Takılanlar, İbrahim Kalın ne derse desin haklarını fazlasıyla alır. CHP de benzer yasa tasarısını sunacağını ifade etmişti. Bu durumda Akparti ne derse desin, kalan diğer 6 partinin (BBP’nin HDP Allah 1 dese hayır diyeceğine dair bir inancım var, ama yine de belli olmaz) yasayı mecliste istenilen şekilde geçirmesi mümkün.

Hoş bu durumda Cumhurbaşkanı onayı gerekiyor ve Sn. Erdoğan meclis kararını reddettiği halde işleri biraz karışacaktır ama en azından konu ciddi biçimde ele alınmış olacaktır.

Cumhurbaşkanına onca yetkiyi meclisi bypass edecek şekilde verenler de halk iradesinin meclisteki tezahürüne dair de kafa yorma fırsatı bulurlar bu vesile ile.

Sonuç olarak. Emeklilikte Yaşa Takılanlar ve Sn. Arzu Erdem. Çaresiz değilsiniz. Çare sizsiniz. Çare Drogba.

1 Yorum

  1. Sayın yazar; konuyu gündeme getirmeniz bile bizim için çok anlam ifade ediyor. Öncelikle duyarlılığınıza teşekkür ediyorum. Konu er yada geç çözüme kavuşacağına inanıyorum.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz