En Hızlı Kirlenen Renk Nedir?

0

Dilce susup bedence konuşulan bir çağda olmamız bundan daha iyi bir dayanak bulamazdı. Yakından baksanız hiç bir ilgi çekmeyecek basit bir giysi AKP ve tabii yol arkadası MHP tahkimatında sağlam bir hedef teşkil etti. Bu defa kırmızı ve yeşil ile değil tek başına dert oldu sarı.

Rıfat Ilgaz’ın sarı yazması veya sarı gelin türküsü de yasağa girer mi simdilik muamma. Bisikletie gece giderken sarı giymezseniz sizi bir araç ezebilir. Hoş Türkiye’de bisikletli ne giyerse giysin ekstra temkinli olmak zorundadır. Burada bisiklet yolu diye bir kavram yoktur. Burası Paris Hollanda Fransa Amsterdam değildir. Tam da Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi. “Bisiklet yolu delikanlıyı bozar. Bizde duble yol vardır.”

Sarı yelekten yola cıkarak sarı etek göndermesini yapan Twitter trollerine alışkın idik. Egemen Bağış gibi bir siyasi figürden de “bu kadar yelek nereden çıktı?” sualini duymak bizde troller ile gerçek siyasiler arasındaki bağ düşündüğümüzden acaba daha mı yakın duygusu uyandırdı.

Muhayyel ve namevcut bir olası protestoyu dahi protestocuları soymakla etek giydirmek arasında seçime zorlayan bir iktidar dili ile karşı karşıyayız.

Tüm bu tuhaf ve gerçekliği rahatsız edici tabloyu izlerken Sezai Temelli ile söyleşimizi bugün yayınlıyoruz. HDP iktidarın şimşeklerini çeken muhalefetin en yumuşak karnı. HDP bir taraftan en çok baskıya uğruyor diğer taraftan muhalefetin de yakınında durmaktan kaçındığı bir alanı işaret ediyor.

AKP’nin bağımsız adaylar ile seçime girip aldığı vekili mahdut tutarken rahatsızlık duymadığı HDP ne zamanki barajı dahi aşan bir güçle oyunu vekil sayısına tahvil etti ,AKP için rahatsız edici oldu.

Bugünkü söyleşinin doyurucu ve tafsilatlı arzıhali içinde benim en fazla önemsediğim HDP’yi kriminalize eden söyleme dair verilen yanıt oldu. Son derece önemli ve öncelikli konuda Sn. Temelli sözü dolaştırmadı:

“HDP adaylarının Kandil’den belirlendiği iddiası, adaylarımızı kriminalize etmenin ötesinde, HDP’nin bir iradesi olmadığı fikrini dolaşıma sokmayı hedefliyor.
AKP’nin seçim vaatlerine bir bakın, bütün vaatleri HDP’nin nasıl engelleneceği üzerine kurulu. HDP herhangi bir yerden emir alan bir parti olsaydı, AKP’nin işi çok kolay olurdu. HDP Türkiye demokrasinin hattını, yönünü belirlediği, pek çok konularda kilit bir parti olduğu için bu kadar hedef altında.
HDP’nin bu “mihenk taşı” işlevini Türkiye Halklarına anlatmak için her kanalı zorlayacağız. Sorumluluğumuzun farkındayız.”

Türkiye’nin demokratik seçimlerle ve halk iradesine dayanarak temsil selahiyeti verdiği vekilleri hapse atacak bir aşamaya taşıdığı günlerde partinin başkanlığını emanet ettigi Sezai Temelli’nin bu sözleri herkes acısından hayati.

Sadece bu yanıtı almak için bile söyleşimi yapabilirdim. Türkiye demokrasisi en az İngiliz İspanyol muadilleri kadar olgunluğu hak ediyor.

Siyasi iktidar için muhalefetin kökeni fark etmiyor. Burası açık. Ancak şunda şüphe yok ki Türkiye demokrasisi için HDP’nin kökenini ibrası kritik. Bu ibra her hal ve şartta yapılmak zorunda. Bu ibra her zeminde ifade edilerek arkasında durulmak zorunda.

Siyasi iktidarın geziye atfettiği kriminal öz de aslında tüm yakıtını artık 40 yılı bulan bu çatışma ikliminden alıyor.

Aylar önceki yazımız Avrupa’nın benzemez ülkelerini sarsan etnik temelli çatışmalardan alınacak dersleri özetleme kaygısını tasıyordu.

Bu derslerin bir tarafında yer alan iktidar bloku ne kadar katı ve söz anlamaz olduğunu sarı yelek konusundaki tarih dısı tavrı ile göstermekte. İktidarın yangın tahayyülüne benzin koymamak, muhalefetin asli işi olmak zorunda. HDP’yi siyasi bir parti ve Kürt siyasetini de silah gölgesinden ari kılacak asli hamle budur.

Başlangıç noktamıza dönersek AKP ekonomik modelinin çöküşünün faturasını ödemek istemiyor. MHP ise bu faturayı tahsil edecek kesimleri oy tabanında görmediği için tercihini iktidarın yanında yapıyor.

Başkanlık sisteminin MHP’nin olmasa da liderinin 1970’lerden miras anti komünist altyapısı ile koşulsuz desteklediği ortamda ittifaksız ayakta duramadığı görülüyor.

“Biz koalisyon dedik, ittifak demedik” diye söz salatası ile gargaraya tabi tutulsa da yalın olan şu ki Türkiye AKP’nin iktisadi başarısızlığına rehin olmuş durumda.

1700 Euroluk asgari ücret 1.7 euroluk benzine az geliyor ama 1600 liralık asgari ücretin 6 liralık benzine yetmesi talep ediliyor.

Matematik bile Fransa’da ayrı Türkiye’de ayrı işliyor. Burası Paris ya da Hollanda değil sözü de boşuna edilmiyor.

Gezinin parka inşaat yapılmasın diye olduğunu hatırlamak için köşe bucak Millet Bahçesi açmaya koşturmak bile yetmiyor.

Madem sarıdan renklerden bahis acılıyor o zaman sözü de Özdemir Asaf’ın o müthiş dizeleri ile bağlamak şart oluyor:

“Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu,
Birinciliği beyaza verdiler“

AK Parti adındaki beyaz şairin öngörüsünden de hızlı biçimde kirleniyor.

Yazarın sosyal medya hesapları:

https://www.facebook.com/veysi.dundar.3344
https://twitter.com/VEYSDNDAR1

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz