Entellektüelin Acısı

0

“Senin gibi entellektüeller dejenere ediyor bu milleti” der rahmetli Nazım Hikmet Ran, Kan Konuşmaz adlı romanında…

Eğitilmiş cahillerin entellektüelliği bu kadar oluyormuş demek ki. Cemil Meriç entellektüeli; “Geleneklerle savaşan modaya teslim olmayandır” diye tanımlamıştı.

Entellektüel; “aydın” demektir. Aydın olmak topluma bir yönüyle ışık tutmaktır. Aydın insan okur, sorgular, eleştirir. Dogma inanışları yoktur.

Entellektüel; olup biteni olduğu gibi ve tüm derinliğiyle görebildiği için genelde umutsuzdur. Cehaletin beraberinde getirdiği yaşam enerjisine çoğu kez sahip değildir. Hep ezildiği ve anlaşılmadığı inancına sahiptir. Bu yüzden yalnızdır, az sayıda kişi tarafından umutsuzluk paylaşımı oluşturduğu ölçüde sevilmektedir.

Kibariye’nin; yaklaşımı ile bakılırsa komik bir şekil alır. “Entellektüel de insandır.”
Oysa; Entellektüel olmak için bir adet sorgulayan beyin gereklidir. Bilgi edinmek ve edinilen bilgiyi doğru bir şekilde yorumlayabilmekten geçer.

Onlarca bilgiyi hatmedip en yakınlarının ruh halini, ülke insanını, acı çekenleri, hor görülenleri, ezilenleri, baskı görenleri, mazlumları anlama ehliyetinden noksan duygusuzları gördüğüm zaman içim acıyor.

Acımayla tiksinti arasında bir duygu oluşuyor. Bir insan, bir gazeteci, bir siyasetçi, bir hakim, nasıl bu kadar vicdandan bâid (uzak) olur? İnsan bu yaşanan haksızlıklara, ölümlere nasıl bu kadar kör bakabilir?

Halbuki entellektüel zihin; şekil, yapı, sistem ve kalıplardan uzaklara tekabül eder. Aynı zamanda teferruatı kutsallaştırmaz.
 Entellektüel insan, kalbinizi küçümsemeyen insandır. Çünkü dili, kalbinizle aynı liflerden yapılmıştır.

Kendisiyle hesaplaşamayan insan, rahatsızlık duyar ve sürekli olarak hesaplaşacak birilerini arar. Ülke insanımız en tepeden başlayarak, en avama kadar, hep “Birileriyle uğraşır. Bir şeyleri dert edinir. Güya, başkalarının dertlerini temsil eder.” Aslında “derdi kendisidir” ve “Kendisiyle hesaplaşmaktan kaçmaktadır.”

Kendi içinde hesaplaşamayan insan, kendi ailesi içinde hesaplaşamayan insan, bu alanların dışında görülecek hesapların peşinde koşmak zorundadır.

Bu hesaplaşmalarda ne denli acımasız, ne denli öfkeli, ne denli şiddetten yana olduğumuz günümüz Türkiye’sinde  meydandadır.

Kendisiyle hesaplaşamayan toplumun en büyük eksikliği; entellektüellerin yaşananlardan acı duymamasıdır. Bizim toplumumuz, hiç bir gerçeğiyle hesaplaşamayan toplumdur.

Velhasıl; hiç bir politik dönemin, sosyal olayın, ne sağ ne de solun kendi içinde hesaplaşması yapılamamıştır. Siyasal partiler de kendi içlerinde hesaplaşamamıştır. En başta AKP sonra da sırasıyla CHP, MHP ve HDP…

İnsanımızın içindeki korku, kendi iç hesaplaşmalarını yapmasına engeldir. Hesabı kendi dışına atarak rahatlamaya çalışmak, entellektüellerin ayıbıdır.

[Bu arada Fransızca’dan aldığımız kelimelerden biri olmasından yola çıkarak çift “L” ile yazılmasının daha doğru olacağından ben de hep çift L ile yazdım. İng: intellectual]

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz